Paralel istihbarat, paralel örgüt
Hüseyin Kaya / doğruhaber / siyaset gemisi
İstanbul/Vezneciler`de bombalı saldırı olduğunda her zamanki gibi “istihbarat zaafiyeti” olup olmadığı konusunda tartışmalar yapıldı. Muhalefet hemen hükümeti suçlamaya başlarken, uluslararası alanda ise yarım ağızla destek ve “teröre karşıyız” mesajları verildi.
Ergenekon`a karşı yürütülen operasyon ve hemen ardından “Paralel yapı” operasyonu dolayısıyla devletin istihbaratının zaafa uğraması anormal bir durum değil. Neticede Ergenekon`un MİT içinde, Gülen grubunun da Polis istihbaratı içinde etkin olduğu artık herkesin kabul ettiği bir gerçek. Çekişmeler sonrası yaşanan tasfiyelerin zafiyete neden olacağı kesindi.
Ancak bu olayda farklı durumları da göz ardı etmemek gerekir.
Bölgesel çekişmelerden dolayı uluslararası istihbaratın işin içerisinde olma ihtimali her zamankinden yüksektir. Türkiye`nin bölgede çatışmanın taraflarından olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Bir de “Paralel Yapı”nın uluslararası bağlantıları ile beraber işin içinde olması ve yol göstermeden hedef karartmasına kadar oynayabileceği çok sayıda rolün olduğunu bilmek lazım. Öyle ya adamlar her seferinde eylemleri önceden biliyorlarsa bunun bir anlamı vardır herhalde.
Mesela “Ahmet Öztürk Usta” isminin arkasına saklanan kişinin sosyal medyada yazdıkları…
Yazdıklarından anlaşıldığı kadarıyla Gülen grubuna yakın biri. Keskin bir hükümet muhalifi olan Öztürk`ün 31 Mayıs tarihli mesajlarında şunlar geçiyor:
“İstanbul da üç ayrı yerde patlama olacak. Patlamalardan bir tanesi Anadolu yakasında diğer ikisi Avrupa yakasında olacak. Patlamalardan bir tanesini TAK diğer ikisini DAEŞ üstlenecek. 15 Hazirana kadar üç patlama da birer ikişer gün arayla olacak. Daha önceki patlamaları ilgili birimlere bildirmemize rağmen engel olunmadı.”
Bu kadar ayrıntıyı bilmek “sızma”dan çok daha fazla şeyi ifade ediyor.
Bölgenin kaotik yapısından dolayı “Paralel istihbaratlar” yoğun faaliyetler yürütüyor ve “Paralel örgütler” eşgüdüm içinde eylemler yapıyor.