• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...
Çadırlarda yaşayan Şırnaklılar: Belediye bizimle dalga geçiyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şırnak'ta 14 Mart`ta ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından başlatılan operasyonlar sona ererken, evlerini terk ederek çevre köylere ve derme çatma çadırlara yerleşen halk, yaşadıkları sıkıntıları İLKHA`ya anlattılar.

Şırnak- Cizre Karayolunun 20`inci kilometresi İkizce (Milgaşantîye) köyünde kurdukları derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veren yaklaşık 300 aile, sağlıksız şartlarda Ramazan ayına giriyor.

Gündüz vakti sıcaklığın artmasıyla zor günler yaşadıklarını ve içme suyunun bile olmadığını dile getiren çadırlardaki aileler, sık sık hastalandıklarından dolayı hastaneye gitmek zorunda kaldıklarını söylediler.

“Bize Kürt de vuruyor Türk de”

Sokağa çıkma yasağından itibaren İkizce köyüne gelerek çadırlara yerleştiklerini söyleyen Nezir Taşar, “Biz Kürdüz ama gel gör ki Kürt' de bizi vuruyor Türk de… İkisi de bizi viran ediyor. Biz bu durumun altında neler var bilmiyoruz. İkisi de evimizi barkımızı yıkıyor. Biz bu durumdan bir şey anlamadık. İkisi de bizi öldürüyor. Sıkıntılarımız çoktur ama yapacak bir şeyimiz yok buna mecburuz. İyi kötü geçinmenin yollarını arayacağız. Zaten elimizde de başka bir seçenek yoktur.” dedi.

“Ramazan ayında zor şartlar daha da ağırlaşacak”

Ramazan ayının gelmesiyle mevcut zor şartlarının daha da zorlaşacağını ifade eden Taşar,  yardımların yetersiz kaldığını, lavabo ve su sıkıntıların acil olarak çözülmesi gerektiğini ifade etti.

“Kumçatı Belediyesi sorunlarımıza çok duyarsız”

Şırnak'ta bulunan evlerinin yıkıldığını belirten Taşar, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kumçatı Belediyesi buraya yeterli desteği sağlamıyor. Belediye yaptığımız bütün girişimlerimiz sonuçsuz kalıyor. Sinek ilacını birkaç kez İkizce köyüne getirdiler ama hiç bir faydasını göremedik. Şu an sineklerin içinde kalmış durumdayız. Belediye su tankerini gönderip susuzluğumuza bir çare bulmuş değil. Çadırda çok sıcak oluyor. İsteğimiz devletin bu mağduriyeti görmesi ve bir an önce buna el atmasıdır. Çünkü bu halk çok çaresizdir. Bizim sizden ricamız sizin belediyelere ve valiliğe bu sıkıntılarımızı ve mağduriyetimizi bildirmemiz ve bir an önce gereğinin yapılmasıdır.”

“Mağdur insanlar kaderine terk edildi”

Sokağa çıkma yasağı ile birlikte maddi imkânsızlıktan çadırda yaşamak zorunda kaldıklarını anlatan Sedik Batmaz, kendilerine kimsenin sahip çıkmadığını ve mağdur insanların kaderine terk edildiğini ifade etti.

“10 aile aynı lavaboyu kullanıyoruz”

Çadırda yaşayan 10 ailenin tek lavaboyu kullandığını, bunun da çok sağlıksız bir ortam oluşturduğunu ifade eden Batmaz, “Dicle Mahallesi`nde oturuyoruz. 3 aydır buradayız. Bize kimse sahip çıkmadı. Lavabo sıkıntımız yüzünden hepimizin apandisi nerdeyse patladı. 3 çadır aynı lavaboyu kullanmak zorunda kalıyoruz. Buradaki belediye de bize sahip çıkmadı; su sorunumuz, barınma ve lavabo sorunlarımızı belediyeye bildirmemize rağmen çözüm sağlamadılar.” dedi.

“Belediye isteseydi sıkıntılarımızı bir saatte hallederdi”

Batmaz, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Şimdi nereye gideceğimizi bilemiyoruz. Zaten Şırnak'ta evimiz kalmamış. Biliyoruz ki kendi evimizin molozunda çadır kuracak durumuzda yok. Lavabo sıkıntımız var ve belediye yardımcı olmuyor. Belediyenin her türlü imkânı var. Vidanjörü, kepçesi var. İstenirse bir saate sıkıntımızı hallolur ama kimse halimize derman olmuyor. Herkes kendi başının çaresine bakmaya mahkûm edilmiş.”

“Kumçatı Belediyesi bizimle dalga geçiyor”

Sekiz küçük çocuğuyla çok zor şartlarda çadırda yaşadığını anlatan Kıymet Caner de maddi imkânlarının el vermediği için sokağa çıkma yasağında İkizce köyünde çadıra yerleştiklerini ifade etti. Bahçelievler Mahallesi`ndeki evlerinin yıkıldığını belirten Caner, “8 çocuğum var ve çok mağduruz. Belediyenin hiç bir yardımını görmedik. Bazen köyde yardım yapılıyor diye duyuyoruz ama buraya gelmeden nedense bitiyor. Köylünün kendisi bizden daha muhtaçmış gibi yardım alıyor belediyeden. Biz yardım almaya gidiyoruz bizimle dalga geçiyorlar.  Çok zor durumdayız, evde bana yardımcı olacak kimse yok. Çocuklarımın hepsi küçüktür ve eşim de kamyon şoförü olduğundan hep şehir dışında kalıyor. Ramazan`da geliyor ne yapacağımı bilemiyorum. Allah bizi bu hale getirenlerin belasını versin. Biz onlara hakkımızı helal etmiyoruz.” diye konuştu.

“Halkın sesine kulak vermediler halkı perişan ettiler”

Şırnak Bahçelievler Mahallesi`nde otururken yasak nedeniyle çadırda yaşamak zorunda kalan Abdulhamit Uzer, çatışma ortamında en çok zararı halkın çektiğini dile getirdi. Ne devletin ne de PKK`nin halkın çıkarlarını gözetmediğini söyleyen Uzer, “Şırnak Bahçelievler Mahallesi`nde oturuyorum. Bu halk buralarda çok perişan oldu ve bu insanlar bunun böyle olmasını istemiyordu. Kimsenin hakkı yoktu bizim başımıza bunca olayı getirmeye. Ne devletten ne de örgüt halkın çıkarını gözetmedi. Halk şehri terk ederek onlara bıraktı ve şimdiki durum ortadadır. Her taraf talan olmuş durumda.” diye konuştu.

“En büyük sıkıntımız su ve kanalizasyon sorunudur”

Çadırda kalanlardan Abdulhakim Batmaz da en büyük sıkıntıların su olduğunu belirterek, Kumçatı Belediyesine yapılan müracaatların sonuçsuz kaldığını söyledi. Kendi imkanlarıyla çadır merkezine su getirmek istediklerini fakat bunun gerçekleşmediğini söyleyen Batmaz, mağduriyetlerini şöyle dile getirdi: Su sıkıntımızı gidermek için karşı evlerden yer altından bir hortum çektik ama su gelmiyor. Çünkü köylüler bahçelerini suluyorlar. Su buraya kadar yetişmiyor. Aşağıda su kanalı geçiyor. Belediye oradan bize hat çekseydi halimiz böyle olmazdı. Çocuklarımız dereden su çekiyorlar. Şırnak`ın kanalizasyonu bu derenin üzerine geliyor. Çaresizlikten bu suyla yemek yapıyoruz, içiyoruz, birçok kişi hastalandı. Hasta olanları Cizre`ye götürdük sudan kaynaklı dediler. Bize tankerle su getirseler ona da razıyız ama getirmiyorlar.”

“Belediye vidanjör için bizden para istedi”

Belediyeden su ve lavabo ihtiyaçları için yer tahsisi ve makine desteği istediklerini fakat belediyenin para talep ettiğini belirten Batmaz, “Belediye bize hiç bir imkân sağlamadı. Kendi imkânımızla tuvalet için çukur kazdık. Çukur doldu belediyeye gidip vidanjörü istedim ve dediler ki; ‘Hafta sonudur işçi gelse mesai vermemiz lazım yevmiyesi 200 TL`dir.` Burada yaklaşık 50 kişilik bir ailem var. Senin 200 liran benim ailemden daha mı değerli? 2 gün böyle bekleyeceğiz. Peki tuvalet ihtiyacımızı nerede karşılayacağız. Belediye başkanı ve eş başkana ulaşmaya çalıştım, evlerine kadar gittim. Evdedir dediler ama benle görüşmediler. Pazartesi günü de Ramazan`dır, gelip gelmeyecekleri belli değil. Mübarek Ramazan ayı başlayacak çalışamıyoruz, cebimizde para yok, kimse bize yardımcı olmadı, perişan haldeyiz." diye konuştu. (M. Salih Keskin/Mehmet Aslan - İLKHA)
































 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir