Kanser hastalarından alınan fark kaldırılacak
Sağlık Bakanı Akdağ, kanserli hastalardan ameliyat için alınan farkla ilgili olarak çalışma yürüteceklerini söyledi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın doğum kontrolüne karşı çıkmasıyla başlayan tartışmalar konusunda, bunun tavsiye niteliğinde olduğunu, devletin çocuk sayısına karışamayacağını söyledi. Akdağ, kanserli hastalardan ameliyat için alınan farkla ilgili olarak da çalışma yürüteceklerini kaydetti.
Bakan Akdağ, Ankara'da bir otelde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında sağlık muhabirleriyle bir araya geldi. Yediden yetmişe herkesin, anne karnından kabre girinceye kadar sağlık konusu ile alakalı olduğunu ifade eden Akdağ, ilgilendikleri grubun sadece 79 milyon vatandaş olmadığını, anne rahminde olan bebeklerle beraber 80 milyonluk bir popülasyonla ilgilendiklerini söyledi.
"ŞEHİR MERKEZLERİNDE GELİŞMİŞ AİLE MERKEZLERİ OLACAK"
Aile hekimliği merkezlerine ilişkin yapılacak çalışmalar hakkında bilgi veren Akdağ, şöyle devam etti:
"Sağlık ocaklarından aile hekimliğine geçerken birkaç basamak yükselmiştik. Aile hekimliği merkezlerini, psikolog, fizyoterapist, ağız diş sağlığı gibi hizmetlerle geliştireceğimiz şehir merkezlerinde biraz daha büyük, kompakt merkezler haline dönüştüreceğiz. Hizmet alma imkanımız daha da artacak. Hastane hizmetleri açısından kamudaki sağlık hizmetini, hastanelerimizde de güçlendirmeye devam edeceğiz. Kamuda verilen sağlık hizmeti ne kadar güçlü olursa özel sektörden de bu ölçüde kaliteli ve hizmet satın alabiliriz. Türkiye'deki özel hastanecilik hizmetlerinin gelişmesi vatandaşlarımızın yararınadır ama belli bir ölçüye kadar. Kamunun verdiği hizmetlerin oranının yüzde 70'in altına düşmemesi lazım. Özel sağlık sektöründen de vatandaşı üzmeyecek, ödeyemeyeceği rakamların çıkarılmayacağı biçimde hizmet satın alabiliriz."
"Türkiye'de sağlıkta özel sektörün ağırlığının hangi düzeyde olup olmadığının" sorulması üzerine de Akdağ, ABD, Güney Afrika gibi ülkelerde vatandaşın cebinden yaptığı harcamaların çok yüksek olduğunu belirtti.
Bir ülkede özel sektörün hastanecilik hizmetleri içindeki toplam hizmet payının, yüzde 25-30'ları aşması halinde, dar ve orta gelirlilerin hizmet alımında zorluk ortaya çıktığına işaret eden Akdağ, "Kamunun sigorta yoluyla ya da bütçe yoluyla özel sektörden hizmet alması da zorlaşıyor." dedi. Akdağ, şöyle devam etti:
"Bakanlar Kurulu toplantımızda, Cumhurbaşkanımızın bir talimatı oldu. O da şudur: Kanser hastaları, genel sağlık sigortasının sözleşmeli olduğu hastanelerden ilave ücret ödemeksizin hizmet alabiliyorlardı ancak kanserli hastalardan ameliyatları için fark alınabiliyordu. Bizim, mağduriyeti gidermemizi istedi. Umut ediyorum ki Çalışma Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile yapacağımız çalışmalarla, bunu en kısa zamanda ortadan kaldıracağız. Benzeri şekilde yıkıcı sağlık harcamasına yol açan hangi durum varsa bunları tek tek gözden geçirerek, gerekli tedbirleri alacağız. Şu anda özel hastanelerin yüzde 200'e kadar fark alma durumu var. Bunun zaman zaman üstüne çıkıldığını görüyoruz ya da acil, yoğun bakım hastaları gibi fark alınamayacak hastalardan da fark alındığını görüyoruz. Çok açık ifade ediyorum, buna asla müsaade etmeyeceğim. Bununla en şiddetli şekilde mücadele edeceğim ve gereğini yapacağım."
"İLACA ERİŞİMDE SIKINTI YAŞANMAYACAK"
"Kalp krizi geçirenlere yapılacak müdahale planının nasıl olacağına" ilişkin bir başka soruyu yanıtlayan Akdağ, kalp krizi geçiren bir kişinin, gelişmiş bir hastanenin içindeki merkeze götürüleceğini, bunun ayrı bir merkez olmadığını vurguladı. Akdağ, "Buranın, her yönüyle ileri yaşam desteğinin verileceği bölge merkezi olması gerekiyor. Bu, hususi bir merkez değil, hastane olacak. Bu, Ankara'daki gibi kardiyovasküler hastanesi olabilir Yüksek İhtisas gibi ya da Van'daki üniversite ya da bölge eğitim hastanesi olur." dedi.
Akdağ, "Nadir görülen hastalıkların tedavisinde, kimi zaman temin sıkıntısı yaşanan ilaçlara ulaşımla ilgili neler yapılacak?" sorusu üzerine, bunun takipçisi olduklarını söyledi. Akdağ, bunların takibinde basını da önemli bir geri bildirim aracı olarak gördüğünü ifade ederek ancak çıkan haberlerin bazılarının doğruluk taşımayabildiğine işaret etti.
Bakan Akdağ, "Bununla ilgili 10 haber gelirse bazen bunun 8'inin farklı maksatlarla yapılmış haber olduğunu da görüyoruz. Sansasyon oluşturmak amacıyla yapıldığını görüyoruz ama öteki iki haberin bizim için çok çok kıymetli olmadığı anlamına gelmiyor." dedi.
Nadir görülen hastalıkların ilaçlarının hastaya belli bir aşamaya kadar fayda sağladığına, bir aşamadan sonra yararsız olduğuna ancak ailelerin ilaca devam etmek istediğine işaret eden Akdağ, burada bilim ne öngörüyorsa onun yapılması gerektiğini belirtti.
Akdağ, şunları kaydetti:
"Bazen, bu ilaçların firmaları da hasta yakınlarını provoke ederek kullanılmasını isteyebiliyorlar. Ben göreve başlamadan önce Sayın Müezzinoğlu, çok doğru bir karar aldırdı. Buna göre, Sağlık Bakanlığı bir ilacın kullanımıyla ilgili bir karar almışsa Sosyal Güvenlik Kurumu bunu ödeme listesine otomatik alacak. Bilimsel Kurul buna karar verdiği anda, otomatik listeye girecek.”