Van Gölü'nün altından tarih bulundu
Van'ın Gevaş ilçesi iskelesi yakınlarında gerçekleştirilen dalışlarda su altında tarihi bir iskele bulundu.
Gevaş ilçesi iskelesi civarında Prof. Dr. Mustafa Sarı, Tahsin Ceylan, Murat Kulakaç ve Mehtap Akbaş Çiftçi tarafından gerçekleştirilen dalışlar esnasında su altında eski bir iskele tespit edildi.
Van Gölü'ndeki araştırmaları sırasında binlerce yıllık mercanların yerini tespit eden Su Altı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan, son olarak Selçuklu dönemine ait mezar taşlarından yapılmış iskeleyi ortaya çıkardı.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) araştırması sonucu iskelenin, Van-Bitlis yolunun güneyindeki Selçuklu Mezarlığından sökülen ve Müslümanlara ait mezar taşlarından oluştuğu belirlendi.
Ekip tarafından yılda en az iki kez Van Gölü’nün çeşitli bölgelerinde gerçekleştirilen dalışlarda Van Gölü mikrobiyalitleri başta olmak üzere planlanan amaçlara hizmet edecek çok kıymetli bulgular elde edilmiş durumda.
“Yapıtlar yağmalanır diye kimseye söylemedim”
1994 yılında çekilen bir fotoğrafta su altında Selçuklu Mezar taşlarına benzer mezar taşları görüntüleyenSu Altı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin en iyi su altı fotoğrafçıları olarak hepimiz buraya geldik. Bir hafta boyunca Van Gölü’nde dalışlar yaptık. O zaman dijital teknoloji yoktu. Yapıtları, elimdeki fotoğraf makinesiyle elde ettik. Tecrübe birikimim nedeniyle sudan çıktıktan sonra, etrafıma baktım orada bulunan kavak ağaçlarını gördüm sadece. Aklımda orayı tutmaya çalıştım ama yeri kimseye söylemedim. Sonra ikinci gün müze müdürüne, su altında tarihi eserler bulduğumu söyledim. Fakat define var gerekçesiyle yağmalanabilir diyerek yerini kimseye söylemedim." dedi.
Su altında bulduğu yapıtları kimseye ispatlayamadığını söyleyen Ceylan, “Yıllar sonra buraya geldiğimizde bütün ekiple orayı aradık ben her yere bakıp kavak ağacının önü neresi ise oranın önünde bulmaya çalışıyorum ama bir türlü bulamadık. Ben de yerini aklımda tutamadım. Tabi Mustafa Sarı hocama başından beri bahsediyordum. Elimde fotoğraf var ama su altında böyle tarihi eserler olduğuna dair başka bir bilgi yok. Mustafa hocam yakın tarihte ‘Deli Emin Bisiklet Şenliği’ sırasında Gevaş Belediye Başkanı’na böyle bir olaydan bahsetti ve Gevaş Belediye Başkanı orayı bildiğini söyledi. Asıl olay buradan itibaren başladı.” ifadelerini kullandı.
“Van Gölü’nün altı inanılmaz”
Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ise su altındaki tarihi nasıl bulduklarını şöyle anlattı: “Ben yıllardır Van Gölü’nde İnci Kefali ile ilgili çalışmalar yapıyorum. Bu esnada da İnci Kefali merkezde olmak üzere bir birçok şeyle ilgilenmeye başladım. Tahsin Ceylan hocanın 22 yıldır aradığı o zaman çektiği mezar taşlarının burada olduğunu anlamış olduk. ‘Deli Emin Bisiklet Şenliği’yle bizim dalışı birleştirdik. Öncelikle sabah orada bisiklete bindik, öğleden sonrada burada dalış yaptık. Van Gölü’nün altı inanılmaz. Su altına dalış yaparken arkadaşlarıma ‘şurada gördüğünüz Selçuklu mezarlığındaki taşların üzerindeki motifleri de çekin’ dedim. Aynı taşlar, aynı motifleriyle üzerindeki ayetlerle beraber burada iskele yapılmış durumda. İskelenin üzeri komple mezar taşlarıyla oluşturulmuş durumdadır.”
Yapıtların su altı turizmine kazandırılıp, kazandırılmadığı hususunda bu olayın takipçisi olacaklarını dile getiren Sarı, “Artık ümit ediyoruz ki belediye başkanımız gerekli müdahaleleri yapacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla görüşecektir. Orada ne yapılması gerekiyorsa bundan sonra nasıl yapıldığı konusunda doğaya çevreye zarar vermeden ve tabiî ki kültür ve tarihi de koruyarak ne yapıldığını da biz takip edeceğiz.” diye konuştu.
“Mezar taşları sökülüp iskele yapılmış”
Gevaş Belediye Başkanı Sinan Hakan da yaptığı araştırmalar sonucu Selçuklu mezarlığından sökülen ve Müslümanlara ait olduğu anlaşılan mezar taşlarının iskele için kullanıldığına dikkat çekti.
Hakan, “Eski Gevaş’a giden yol mezarlığın ortasındaydı, bu yol 1940’lı yıllarda açılıyor. Oradan mezar taşları komple sökülüyor. Bir nakli kubur yapmadan örnek olarak o yola ihtiyaç vardı ‘Nakl-ı Kubûr’ denen bir şey vardı sisteme bağlı. Bu yapılmadan mezar taşları hoyrat bir şekilde, bağnaz bir şekilde belki barbarca bir şekilde getirilip burada iskele yapımında kullanılıyor. Bizler de bununla ilgili bir çalışma başlatacağız. Hocalarımla da bunun kısaca bir istişaresini yaptık.” şeklinde ifade etti.
“Su altı müzesi projesi hayata geçiyor”
Aldıkları kararlar içerisinde ya su altındaki yapıtların naklini gerçekleştireceklerini ya da bir su altı müzesi şeklinde tasarlayıp burayı dalış turizmine kazandıracaklarını söyleyen Hakan, “Bir şerden bir hayır doğurma noktasında bir çalışma yürütmemiz gerekecek. Bunu yapabilirsek ben eminim ki bizim kültürel tarihi değerlere olan yaklaşımda da bir ilerleme sağlarız hem de bu kötü olayı hayırlı bir etkinlikle tamamlamış oluruz diye düşünüyorum. Su altındaki değerimizi de belki orayı geriye taşımadan orayı bir su altı müzesi projesi olarak turizme kazandırmak adına en azından böyle bir şey yapalım diye bir çalışmamız olacak. Buradaki mezar taşlarının ekseriyeti 1300’den 1450 Yılları arasına tarihlenen mezar taşlarıdır. Moğol istilası sonrası Akkoyunlu öncesi o dönemdeki buradaki topluma ait Müslüman mezarlarıdır.” dedi.
Öte yandan araştırma ekibi, bu iskelenin ne zaman ve kim/kimler tarafından yapıldığını ve neden Selçuklu mezar taşlarının sökülerek iskele yapımında kullanıldığının tespit edilerek uzmanlar tarafından konuyla ilgili olarak bir rapor hazırlanması gerektiğini kaydetti.
Hazırlanacak rapor doğrultusunda iskele yapımında kullanılan Selçuklu Mezar taşlarının su altından çıkarılarak tekrar ait oldukları yere, yani Selçuklu Mezarlığı’na yerleştirilmesi gerektiği belirtildi. (Yılmaz Sönmez - İLKHA)