Karlı Süphan Dağı'nın yeşil Sütey Yaylası
Kolları Adicevaz ile Patnos'u kucaklayan Süphan Dağı, yaz aylarına girdiğimiz bugünlerde beyaz örtüye bürünürken eteklerindeki Sütey Yaylası baharın bereketini taşıyor.
Yaz aylarına girilen bugünlerde Süphan Dağı’nın zirvesi yeniden beyaza büründü. Çevre bölgeler sağanak yağmur yağışı alırken Doğu Anadolu’nun rakımı yüksek yerleri de kar ile yeniden buluştu.
Doğu Anadolu'da Van Gölü'nün hemen kuzeyinde sönmüş bir volkan olan Süphan Dağı, Ağrı’nın Patnos ve Bitlis’in Adilcevaz ilçeleri dolaylarında yükselirken etekleri Malazgirt ve Ahlat’a kadar uzanıyor.
Son günlerde yaz mevsimini bekleyen bölge halkı havaların serinlemesi ve ardından gelen sağanak yağışlarla yeniden üşümeye başladı. Süphan Dağı’nı beyaza bürüyen kar çetin kış aylarını hatırlatırken, eteklerdeki yeşil Sütey Yaylası ise baharın bereketini taşıyor.
Yüzlerce çeşit bitkinin yetiştiği Sütey Yaylası’nda başlıca; yonca, koringa, yemlik, kenger, mantar (göbelek-gari), jağ, helîs, papatya, peynir ve çökelek için kullanılan sîrmo ile mende ve mide için şifa olduğu belirtilen yılandili diye bilinen ot çeşitleri yetişir.
Ekin ekilmeyen yaylada yetişen bitkiler Ağustos ayında biçilerek, kış için hayvan yemi olarak kullanılır. Yayladaki otlar biçilip toplandıktan sonra çevre köylerdeki hayvanlar getirilip burada otlatılır. Sütey Yaylası’nda otlayan hayvanların sütü çoğalıp yağlanırken eti de oldukça lezzetli olur. Elde edilen sütten otlu peynir, salamora peynir, çökelek ve yoğurt üretilerek evlerin ihtiyaçları karşılandığı gibi bir de piyasaya satılır.
Yaklaşık bir asırdır bölgede yaşayan ve Adilcevaz’ın eşraflarından olan Uluğ ailesinden Erhan Uluğ, Sütey Yaylası ve bölgeyle ilgili yaşamı İLKHA’ya anlattı.
Uluğ, “Sütey Yaylamız Süphan Dağı’nın eteklerinde yer alıyor. Tabi burada İlahi bir mucizesi yaşıyoruz. Allah’ın hikmetidir elbette. Dağın yüksek bölgeleri kara bürünürken daha alçak kesimlerde çiçekler açmakta, çeşit çeşit otlar diz boyuna yükselmekte. Gördüğünüz bu yaylada biten otlar zengin besin maddeleri içeriyor. Buralara ekin ekilmez. Sütey Yaylası’ndaki otlar yaz sonuna kadar beklenir ve Ağustos’ta biçilir. Sonra hayvanların kışlık yiyeceği olarak depolanır. Bazen de hayvancılıkla uğraşan diğer bölgelere, mandıralara satılır. Burada yetişen bitkilerin hayvanlara çok büyük katkısı vardır. Süte yağ, ete lezzet verir.”
Süphan Dağı’nın eteklerinde yer alana Harmantepe (Norşuncik) köyünün karşı tarafındaki Sütye Yaylası’nın bereketli topraklarını anlatmaya devam eden Uluğ, şunları dile getirdi:
“Tabi bu yaylaya insanlar sık sık aileleriyle beraber piknik yapmaya da gelir. Bazen buralarda şenlikler de düzenlenir. Halk bu yaylaya gelerek hem temiz hava soluyor hem de güzel vakit geçiriyor. Kimi zaman da burada biten yemlik, Kürtçe tırş dediğimiz bazı bitkileri toplar evde yemeğin yanında yerler. Tabi yaylada yetişen kenger ve göbelek dediğimiz mantarları da toplarız. Sîrmo ile mende isimli otlar da toplanarak peynir ve çökeleğin içerisine konur. Bu otlar peynir ve çökeleğe farklı bir tat verir.”
Babası Cemal Uluğ, Adilcevaz’da iki dönem belediye başkanlığı yapan Erhan Uluğ, hayvancılığın geçim kaynaklarından olduğu bölgede meraların da bu mevsimlerde dolduğunu söyledi.
Sütey Yaylası’nda gezinirken birkaç haneden müteşekkil Yeşiltepe (Mam) mezrası da dikkatinizi çekiyor. Mütevazı duruşu ve misafirperver köylülerin ikramı, bereketli yaylanın farklı bir yüzünü yansıtıyor.
Yetişen çeşitli bitkilerin dışında elbette farklı cinslerdeki börtü böcekler de dikkat çekiyor. Göze çarpan ilginç karelerden biri de tırtıl kozası. Hayatın farklı bir rengi olan tırtılların yumak halinde objektiflere yansıması yaradılışın, ilahi hikmetin farklı bir yansıması olarak görülüyor.
Süphan Dağı’ndan eriyen karların Sütey Yaylası’na küçük bir dere yatağı oluşturarak akması ise hem buralarda otlayan hayvanların su ihtiyacını karşılıyor hem de ekili bölgelerdeki tarlaların sulanması ihtiyacını karşılıyor.
Doğa harikası, verimli ve bereketli topraklara sahip Doğu Anadolu’nun yüksek rakımlı bölgelerinden olan Süphan Dağı, bir taraftan kolları arsındaki yaylaları beslerken diğer taraftan ise Van Gölü’yle kucaklaşıyor. (Yılmaz Sönmez - İLKHA)