65. Hükümet'in ilk Bakanlar Kurulu toplantısı Başbakan Binali Yıldırım'ın başkanlığında Çankaya Köşkü'nde toplandı. Saat 09.10'da başlayan toplantı, saat 11.00'de sona erdi.

Toplantı sonrası Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, basın toplantısı düzenledi. Kurtulmuş PKK ve Paralel Devlet Yapılanması’na yönelik operasyonlar, Başkanlı sistemi gibi konularda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

65. Hükümet’le yeni bir döneme girildiğini söyleyen Kurtulmuş, yeni döneme dönemi 5 başlık altında topladı. Kurtulmuş, “65. Hükümet'le ekonomide yeni bir döneme geçiliyor. Türkiye üreten bir ekonomiye sahip olacak. İkinci olarak da terörün sona erdirilmesidir. Terör belasını bütün imkânlarımızı kullanarak sona erdirmek esas amacımızdır. Üçüncü hedef, yeni anayasayı yapmak, başkanlık sistemini gündeme getirmek ve Türkiye'de söz verdiğimiz siyasal reformları tamamlamaktır. Dördüncüsü dış politikada bütünlüğü korumaktır. Beşincisi tüm vatandaşlarımızın kendisini özgür hissettiği bir Türkiye'yi oluşturmaktır.” dedi.

Toplantıda Sur, Silopi, İdil, Cizre ve Yüksekova'da ortaya çıkan tablonun masaya yatırıldığını söyleyen Kurtulmuş,  imar ve inşa alanındaki bütün faaliyetlerin yeniden planlandığı bir sürece girdiklerini belirtti.

5 ilçede, 6 bin 320 binanın yıkıldığı bilgisini paylaşan Kurtulmuş, yıkılan binaların mevcut imar planlarına ve tarihsel yapıların korunmasına azami dikkat gösterilerek vatandaşların rızası üzerine yapılmasını esas aldıklarını kaydetti.

Kurtulmuş, “64. Hükümet zamanında Birlik, Demokrasi ve Huzur Eylem planımız vardı, bu plan aynen devam etmektedir. 80 maddelik eylem planı ile ilgili yapılmış olan icraatlar devam ediyor. 80 planın 34'ü tamamen bitmiştir. Çok sayıda bakanlığın görevleri vardır. Bütün bu birimler sorumluluklarını yerine getiriyor. Meseleyi sadece terörle mücadele olarak değil, yeniden imar ve inşa faaliyeti olarak görüyoruz. Terörle mücadele konusunda gelinen nokta değerlendirilmiş oldu.” diye belirtti.

Kurtulmuş, Avrupa’ya vize serbestisi süreci hakkında şöyle konuştu: “Türkiye'nin bu ciddiyeti ve meseleye sağlam bir iradeyle yaklaşmasının hiçbir şekilde istismar edilmemesini temenni ederiz. Bir mızıkçı anlayış içerisinde Türkiye'nin vize serbestisine yaklaştığı noktalarda, bu meseleyi geri bıraktırma, bu meseleyi tehir etmek için Avrupa'dan bazı siyasetçilerin içine girmiş olduğu tavırları, davranışları anlamadığımızı, bu söz ve tavırları uygun bulmadığımızı da ifade etmek isterim.”

Paralel Yapı’yla mücadele

Paralel Yapı’yla mücadele ilgili sorulan bir soruya Kurtulmuş, “Paralel Devlet Yapılanması ilk kez MGK toplantısında tavsiye kararı olarak, bir terör örgütü olarak nitelendirilmiş ve bundan sonraki mücadelenin ana çerçevesi de bir terör örgütüyle mücadele şekline getirilmiştir. Dolayısıyla bunun gerektirdiği her şey hem hükümet hem gerekli yargı birimleri tarafından yerine getirilecek, uygulama aksatılmadan sürdürülecektir."

Mare-Cerablus hattının Türkiye için hayati bir hat olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bu hattın korunması için Türkiye’nin üzerine düşeni yapmaya kararlı olduğunu söyleyerek burada IŞİD'in durdurulmasının öncelikli olduğunun altını çizdi.

Başkanlık sistemi ve yeni anayasa

Başkanlık sistemi de değinen Kurtulmuş şu ifadelere yer verdi: “Hükümetin öncelikli adımlarından birisi yeni anayasa ve siyasal reformları tamamlamaktır. Bu milletin talebidir. Yeni bir anayasa 1980 darbesinden beri konuşuluyor. Türkiye'nin daha etkin bir yönetim sistemine kavuşması için bütün partiler görüşlerini ortaya koysun. Kamuoyunun da içinde olduğu bir tartışma olsun. Böyle bir talep ve böyle bir siyasi irade var. Biz en kısa zamanda bu meseleyi TBMM'ye getirmeyi isteriz. Gerekli çalışmaları yaparız. En kısa zamanda bizim başkanlık sistemiyle ilgili teklifimiz TBMM'ye getirilecektir.”

İsrail’le ilişkiler

İsrail’le ilişkilerde gelinen noktayı anlatan Kurtulmuş “Üç önşartımızın ikisi gerçekleşti. Tazminat konusunda İsrail kararını vermiş bulunuyor. Ancak üçüncü şartımız olan yardımları ulaştırma gayreti boşuna değildi. Ablukanın azaltılması ya da bütünüyle ortadan kaldırılması. Bizim teklifimiz masada duruyor. Abluka, ambargo meselesi orada yaşayanların hayatlarını normalleştirecek seviyeye dönmeden Türkiye'nin onaylaması mümkün değil.” diye konuştu. (İLKHA)