■ Mehmet Tahir Özsoy - Ahmet Karakaş / İstanbul

Şehirdeki reklam panoları ve duraklara asılan cinsel içerikli reklamlara gösterilen tepkilere rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu reklamların verilmesinin önüne geçmiyor. Ahlâki yozlaşmaya sebep olan bu reklamlara tepki gösteren siyasi parti, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar, bu ahlâksız reklamların verilmesine göz yuman, İstanbul Büyükşehir Belediyesi`ne bu tür reklamlara izin vermemesi çağrısında bulundu.

‘BU GÖRÜNTÜLER İNANCIMIZA VE AİLE YAPIMIZA AYKIRIDIR`

Reklamın amacından saptırılarak pazarlama ve tanıtımı amaçlayan unsur olmaktan çıkarıp, ahlâksızlığı ve kötülüğü yaymaya çalışan bir unsur haline getirildiğine dikkat çeken HÜDA PAR İstanbul İl Başkan Yardımcısı Metin Demir; “Bugün İstanbul`un her tarafında görülen ve insan sirkülasyonunun olduğu yerlerde, billboardlarda zaman zaman müstehcenlik içeren resimlerin asıldığını görmekteyiz. Bu görüntüler toplum olarak, millet olarak bizim ahlâkımıza, inancımıza, örfümüze ve aile yapımıza aykırıdır.

Bu görüntülerin, billboardlarda gösterilmesi ve asılması toplum tarafından ciddi manada tepkilere sebep olmaktadır. Bizler bu resimlerin derhal kaldırılmasını istiyoruz. Gerekli mercileri arıyoruz, bu resimlerin kaldırılması konusunda uyarılarda bulunuyoruz. Maalesef bu konuda bir adım atılmıyor.” dedi.

Toplumun namus kavramı konusundaki duyarlılığını vurgulayan Demir; “İslam inancı da bunu gerektiriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin büyük şirketlere bu bilboardları kiraladığını biliyoruz. Bu şirketlerin, bu ahlâksızca reklam afişlerini asarken, belediyenin özel bir denetleme sistemi oluşturması lazım. Belediyenin bu hususta maalesef gerekli adımları atmadığını görüyoruz. Toplumun baskılarıyla belediyenin bazı noktalardaki resimleri kaldırdığını görüyoruz. Ama maalesef bu tamamen kalkmış değil. Toplumun maneviyatını derinden yaralayan bu tür resimlerin hemen kaldırılmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘TOPLUM AHLÂKİ ÇÖKÜNTÜYE İTİLİYOR`

Genç Memur-Sen İstanbul İl Başkanı Mustafa Yılmaz da yaptığımız röportajda bu toplumu gerileten en büyük nedenlerden birisinin ahlaki dejenerasyon olduğunu ifade etti. Yılmaz; “Bakın belli olayların legal gösterilmesi, toplumu ahlâki çöküntü içerisine itmektedir. Bunlardan birisi de, sokakta her gün karşılaştığımız o billboard denen büyük reklam panolarının içeriği, hiç farkında olmadan sübliminal bir şekilde insanlara ahlâki dejenerasyon içine iten bir etkendir.

Kapitalist sistem deyip, belli şeyleri legal hale getiriyorlar. Kapitalist çark sadece kazanmaya endeksliymiş. Yani her kurum, o reklamı veren firmalar, ben şu kadar kazanayım bunun gerisi çok önemli değil, algısıyla olaya yaklaşabilirler. Bir Müslüman olaya böyle yaklaşamaz. Batıdaki büyük reklam veren firmalar, para kazanmaktan ziyade, özellikle İslam toplumlarını ahlâki anlamda çökertme yoluna da gidiyorlar. Bu da planlı bir şeydir.” sözlerini kullandı.

‘BİLBOARDLARDA, BU TARZ ÇIPLAKLIKLARIN YER ALMAMASI GEREKİYOR`

Yılmaz; “Şimdi çok affedersiniz! İşte mini etekli bayanlar, iç çamaşırı reklamları, bunlar billboardlarda yer alıyor. İnsanlar bunları gördükleri zaman, ciddi anlamda rahatsız oluyor. Kaçınılmaz bir şey onu görmek. Ondan uzak durmak da kaçınılmaz. Yanından yürüyorsunuz veya bir otobüs durağında otobüs bekliyorsunuz. Otobüs duraklarında, o billboardlarla ister istemez o resimlerle muhatap oluyorsunuz. Bu toplum bir İslam toplumudur. Siyasiler mikrofonu ellerine aldıkları zaman, yüzde 99`u Müslüman olan bir ülke söylemini dile getiriyorlar. Bunun içini doldurmak lazım.” diyerek yetkililerden daha hassas olmalarını istedi.

Toplumumuzun ahlâki çöküntü yaşadığını söyleyen Yılmaz; “Cehenneme doğru giden bir ırmaktaki odun parçaları gibi, toplayabildiğimizi kazanç sayarken, aksine bu sele odun parçası vermeye devam ediyoruz. Bu ciddi manada bizi de rahatsız ediyor. Bu ülkeyi, bu ümmeti yarınlara taşıyacak imanlı gençler yetiştirmemiz lazım. İnancın içini boşalttıktan sonra gençlerden nasıl bir fayda bekleyebiliriz. Nasıl büyük ülke olabiliriz. Bunun önüne bir şekilde geçilmesi lazım. Bilboardlarda, görsel medyada, yazılı medyada, bu tarz çıplaklıkların yer almaması gerekiyor. Bunun için de sonuna kadar mücadele etmeliyiz.” diyerek konuşmasına son verdi.

VATANDAŞLARDAN DA TEPKİ VAR!

Billboardlardaki çirkin görüntülerden rahatsız olduğunu söyleyen Engin Küçükgöz; “Tepkimi dile getiriyorum. Bu durumdan rahatsızım. Ben Başakşehir`de oturuyorum, orada da billboardlarda görüyordum ve sürekli şikâyet ediyordum. Metrolarda çok fazla var. Ben çocuklarıma bu durumu anlatamıyorum. Çocuğum soruyor ‘baba bu ne` diye, öyle açık saçık kadınları ve özellikle bazı firma reklamları var, bu firmaların reklamlarını metrolarda çok görüyoruz. Çok rahatsız oluyorum. Bu durumu Allah`a havale ediyorum. Aynı zamanda tepkimi de dile getiriyorum. Beyaz masayı arıyorum, belediyeyi arıyorum. Ben öğretmenim, sınıfta da çocuklar soruyor bana, biz bu çıplaklığı ifade edemiyoruz, nasıl anlatacağımızı da bilmiyoruz.” ifadelerini kullandı.