Tabiatta doğal olarak bulunan lifsi yapıdaki mineral grubunun ortak ismi olan asbest, insan sağlığı açısından büyük riskler taşıyor.

Sıva ve badana malzemesi olarak kullanılan, bağbozumunda da pekmezin içine katılan asbeste karşı uyarılarda bulunan uzmanlar, solunum yoluyla vücuda alınan asbestin akciğer kanserine neden olduğunu belirttiler.

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve TBC Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, bir toprak çeşidi olan asbestin, ‘ak toprak, ak sıva, ceren ve çıl’ gibi isimlerle adlandırıldığını söyledi.

Oluşturduğu zararlar nedeniyle Türkiye’de asbest kullanımının yasaklandığını hatırlatan Şenyiğit, “Asbestli toprağa karışmamanız lazım. Siz asbesti kaşımazsanız asbest sizi kaşımaz. Asbestle uğraştığınız vakit kansere ve hastalıklara hazır olacaksınız. Onun için ülkemizde yasaklanmıştır. Ancak illegal olarak kullanımı devam etmektedir.” dedi.

Solunum yoluyla vücuda alınan asbestin akciğer zarı kanserine neden olduğunu belirten Şenyiğit, şunları söyledi:

“Bölgemizde özellikle Çermik, Çüngüş, Ergani, Maden, Siverek başta olmak üzere Dicle, Lice ve Adıyaman’ın merkez köyleri gibi birçok yerde bulunuyor. Bu toprağın rengi güzeldir. İnsanlar bu toprağı sıva, badana ve zemin malzemesi olarak kullanmışlar, damlarını asbest ile örtmüşler. Aynı şekilde pekmez içine katmışlar. Bu beyaz toprağın pekmez içine katıldığında pek bir zararı yok ama solunum yoluyla alındığında zarar oluşturduğunu biliyoruz.”

Asbeste bağlı hastalıkların oluşmasının 20 ya da 40 yıl gibi belirli bir süreyi kapsadığını kaydeden Şenyiğit, “Yani asbesti aldığınız gibi bu hastalıklar meydana gelmiyor. Aradan 20 ile 40 yıl gibi bir sürenin geçmesi gerekiyor. Tıpta asbestli toprağı vücuttan temizleyecek herhangi bir madde yoktur. Akciğer zarı kanseri su toplanmasıyla karşımıza geliyor. Ortalama ömrü de 9 ile 12 ay gibi sürebiliyor.” ifadelerini kullandı.

Şenyiğit, asbestli toprağın kullanılmamasının sağlık açısından önemli olduğunu vurgulayarak, “Bu toprağın kullanılmaması lazım. O topraklı evlerin yıkılması lazım. Eğer bu mümkün değilse asbestli toprağın sürüldüğü yerin kalın bir boya ile mutlaka kapatılması lazım. Asbest günümüzde birçok madde de kullanılıyor. Kentsel dönüşümler yapılırken mutlak surette tedbir almamız gerekiyor. Aksi takdirde asbestli binaların yıkılması ve stabilize yollarda kullanılmasından dolayı oluşacak toz ve duman çevredekilere zarar verecek.” şeklinde konuştu. (Hamza Adiyaman/Emrah Deniz-İLKHA)