Diyarbakır İslami STK`ları Dürümlü katliamı`nı lanetledi
Diyarbakır İslami STK`ları, Dürümlü mezrasında PKK`nin bomba yüklü kamyonu infilak ettirmesiyle yaşanan katliamı, Ulu Camii önünde yaptığı basın açıklamasıyla telin etti.
Diyarbakır Dürümlü mezrasında PKK`nin bomba yüklü kamyonu infilak ettirmesiyle 16 köylünün hayatını kaybetmesiyle yaşanan katliamı kınayan İslami Sivil Toplum Kuruluşları, Cuma namazı sonrası Ulu Camii önünde kitlesel basın açıklaması düzenledi.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinin Sarıkamış Mahallesi`ne bağlı Dürümlü mezrası girişinde PKK`nin, patlayıcı yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucu 16 köylü parçalanarak hayatını kaybederken, 25 kişi yaralanmış ve geride gözü yaşlı 8 dul kadın ile 36 çocuk yetim kaldı.
Yaşanan bu katliamı tarihi Ulu Cami önünde kitlesel basın açıklamasıyla protesto eden Diyarbakır İslami STK`ları, kimden gelirse gelsin tüm zulüm ve katliamlara karşı seslerini yükselteceklerini ifade ettiler.
Patlamada hayatını kaybeden 16 kişi için kılınan gıyabî cenaze namazının ardından basın açıklamasına geçildi. STK`lar adına basın açıklamasını okuyan Cemil Cahit Ünsal, Kur`an-ı Kerim`den “O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez. Onlara lanet vardır, onlara yurdun kötüsü (cehennem) vardır.” (Mü`min/52) “Allah dilediğini rahmetine alır. Zalimlere ise acıklı bir azap hazırlamıştır.” (İnsan/31) ayetlerini dile getirerek şunları ifade etti:
“Yaklaşık bir yıldır bölgede yaşanan çatışmalar, düzenlenen operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle hiçbir dönemde meydana gelmeyen acı ve mağduriyetler küfesi mazlum Kürt halkının sırtına bindirildi. Bu süreçte şehirler harabeye çevrildi, tarihi mekânlar ve manevi miras yok edildi. Her şeyden önemlisi de halkımızın canı bir hiç pahasına, emperyalistlerin kirli oyunlarına ve devrimci ütopyalara kurban edildi. Fantezilerini Kürt halkının kanıyla diri tutmaya çalışanlar her yeni gün yeni bir katliama imza atıyor. Devam eden şiddet ortamı halkı sadece canından bezdirmedi, hayatlarını da ellerinden aldı. Cizre ve Sur`un yaşadığı yıkımın hemen ardından Nusaybin ve Şırnak`ın da aynı akıbetle karşılaştığı, büyük göçlerin ve şehirlerin insansızlaştığı bu günlerde her an yeni bir katliam ile karşılaşıyoruz.”
“Bu şehir, insan parçalarının yüzlerce metre uzak mesafeden toplanıp definlerinin ancak gerçekleşebildiği başka bir katliam yaşamamıştır”
Amed Surlarının, insanların parça parça edildiği böylesi bir katliama ilk defa tanıklık ettiğinin vurgulandığı açıklamanın devamında, “Son olarak Diyarbakır`ın Sur ilçesine bağlı Sarıkamış (Heftgermê) köyü Dürümlü (Baqews) mezrasında PKK`nin bomba yüklü bir kamyonu patlatması sonucu Tanışık (Herbecın) köyünden 16 mazlum Kürt parçalanarak hayatını kaybetti. Amed Surları tarih boyu elbet büyük zulümlere, katliamlara şahitlik etmiştir. Ama kelimelerin kifayetsiz kaldığı Dürümlü mezrası katliamı tarihin unutulmayacak, eskimeyecek kanlı sayfaları arasına girmiştir. İnsanların vücutlarından parçaların; günlerce, yüzlerce metre uzak mesafeden toplanıp ancak definlerinin gerçekleşebildiği başkada bir katliam daha yaşamamıştır bu şehir. İnsanlığın kendinden utanç duymaya başladığı bu günlerde, kendi halkına böylesi zulüm ve katliamları reva gören daha kaç örgüt vardır.” denildi.
“Mustazaf Kürt halkına yönelik her kim tarafından gelirse gelsin hiçbir zulmü ve katliamı kabul etmeyecek, sesimizi yükselteceğiz”
Son yaşanan katliamla sadece Herbecın köyüne değil herkesin yüreğine ateş düştüğünü söyleyen Cahir Ünsal, basın açıklamasına şöyle devam etti:
“Kürt halkının bir asrı aşkın zamandır yaşadığı acı ve keder yetmezmiş gibi bir de kendi içinden çıkanlar tarafından aynı zulümlere maruz kalması kabul edilebilir değildir. Son yaşanan katliamla, ateş sadece Herbecın köyüne düşmemiştir. Bu acı hepimiz yüreğini yakmıştır. Eşleri dul, çocukları yetim bırakan bu katliama sessiz kalmak insanlık suçudur. Şu bilinmeli ki, mazlum ve mustazaf Kürt halkına yönelik her kim tarafından gelirse gelsin hiçbir zulmü ve katliamı kabul etmeyecek, sesimizi yükselteceğiz. Eğer birileri bu tür katliamlarla toplumu sindirip baskı altına almayı, korku paranoyası oluşturmayı hedefliyorsa bilsin ki, Kürt halkı bugüne kadar zulmün hiçbir çeşidine ve zalimin sıfatına bakmadan karşı durmuştur. Bundan sonra da dayatılan zilleti kabul etmeyecektir.”
“Mazlumun zalimden hesap soracağı gün, zalimin zulmünü icra ettiği günlerden daha çetin olacaktır”
Bugün yapılan zulüm ve katliamların muhakkak bir gün karşılığının olacağının belirtildiği açıklamada, “Şehirleri viraneye çevirerek insanların yaşam hakkına tecavüz edenler sanmasın ki Kürt halkı bugünleri unutacaktır. Herkes ne ekmişse hasat vakti geldiğinde onu biçecektir. Mazlumun zalimden hesap soracağı gün, zalimin zulmünü icra ettiği günlerden daha çetin olacağı bilinmelidir. Zulmü arkasına alarak mazlumların üzerine yelken açanlar; Firavunları, Nemrutları, Ebu Cehilleri, Kaddafileri, Saddamları, Esadları ve emperyalist işbirlikçilerinin sonlarını görmelidir. Çünkü bu zifiri karanlık geceyi yırtacak şafak elbet gelecektir.” ifadeleri kullanıldı.
“Bazı aydın, yazar-çizer, STK ve çevrelerin bu olay karşısında üç maymunları oynamasını kınıyoruz”
Kimi insan hakları kuruluşlarının yaşanan katliama sessiz kalmalarının eleştirildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“İnsanların bedeninin bila sebep toprağa düştüğüne maalesef şahitlik ediyoruz. Fakat bununla beraber insan hakları havarisi diye televizyon televiyon gezenleri, şehirlerin isimli meydanlarında, elit sokaklarda nara atanların sessizliğine de şahitlik ediyoruz. Olaya, katilin kimliğiyle, kimin yaptığıyla bakıp çifte standart uygulayan ve bu sakat bakış açısıyla eylem ve söylem geliştiren sözüm ona bazı aydın, yazar-çizer STK ve çevrelerin bu olay karşısında üç maymunları oynamasını da kınıyoruz. Baqewsê`de meydana gelen bu olayın yol açtığı trajedi ve toplumsal belleklerde açtığı yara ve halkımıza yaşattığı acı Roboski`den farklı değildir. Lime lime parçalanmış ceset parçalarını kilometrelerce ötede arayan mağdur yakınlarının olduğu bir tabloya gözlerini kapatanların toplum nezdinde inandırıcılığı kalmayacaktır.”
“Bu günde tükürmek lâzım gelir. Tükürün o ehl-i zulmün merhametsiz yüzüne”
Zalimlere ve onların katliamlarına seyirci kalanların yüzüne tükürülmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada, “Diyarbakır İslami STK`ları olarak kimden baktığına ve kime yapıldığına bakmaksızın her zaman zalimin karşısında mazlumun yanında olduk. Geçmişte Roboski katliamını yapanları kınadığımız gibi bugün de Baqewsê`deki PKK katliamını da kınıyoruz. Bunu da buradan bir kez daha haykırıyoruz. Zaliminin zulmüne sessiz kalan, mazlumu fikrine, inancına göre sınıflara bölen, aslında madalyonun öteki yüzü olan bu müsveddeleri de görüyoruz. Bu sükûtun zalimin zulmünü ikrar etmek olduğunu da çok iyi biliyoruz. İslam dünyasının beşinci harem-i şerifi olarak görülen Ulu Cami önünden halkımıza sesleniyoruz; zalimlere, onların katliamlarını meşru gören dalkavuklarına tükürün. Mazlumane katledilen insanlarımızı hayâsızca yaftalayanların yüzüne tükürün. Bu günde tükürmek lâzım gelir. Tükürün o ehl-i zulmün merhametsiz yüzüne.” denildi.
“Bu olay göstermiştir ki kamu güvenliğinin sağlanması hususunda büyük bir güvenlik zaafının varlığıyla karşı karşıyayız”
Devletin güvenlik tedbirlerini almada yetersiz kaldığına dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler dikkat çekti:
“Diğer taraftan devletin en büyük görevi kamu güvenliğinin tesisidir. Bu sağlanmadığı sürece devlet halkına karşı vazifesini yapmamış sayılır. Kamu güvenliğinin tesis edilmediği bir yerde devlet olmadığı anlamına gelir. Dolayısıyla sivil, asker, polis ayrımı yapmaksızın devletin güvenlik tedbirlerini alma zorunluluğu vardır. Günlerdir çalındığı ihbar edilen bir kamyon, tonlarca bomba yüklü olarak Diyarbakır gibi on binlerce güvenlik mensubunun görev yaptığı bir şehirde patlatılmak üzere dolaştırılabiliyorsa burada büyük bir güvenlik zaafı vardır. Ve eğer bu kamyon Diyarbakır`da patlatılmış olsaydı belki de cesetleri lime lime olmuş 16 masum insandan değil bir semti tümüyle yok edebilecek bir katliamdan bahsediyor olacaktık. Bu olay da göstermiştir ki kamu güvenliğinin sağlanması hususunda büyük bir güvenlik zaafının varlığıyla karşı karşıyayız.”
Katliamda hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine başsağlığı dilenen açıklamanın sonunda şu ifadeler kullanıldı:
“Bu münasebetle, Diyarbakır İslami STK`ları olarak yaşanan katliamda Sur İlçesine bağlı Baqewsê mezrasında meydana gelen Herbecın köyünden hayatını kaybeden 16 mazluma Yüce Allah`tan rahmet, ailelerine de sabr-ı cemil diliyoruz. Yine bu saldırı sonucu Baqewsê mezrasında patlamanın etkiyle evlerin yıkılması sebebiyle 3`ü ağır olmak üzere 25`te yaralı vardır. Bu hastalara da buradan geçmiş olsun dileklerimizi bir kez daha iletiyor ve acil şifalar vermesini Rabbimizden niyaz ediyoruz. Rabbimizden temennimiz böylesi acılardan toplumumuzu muhafaza etmesidir. Davamızın sonu Allah`a hamd etmektir.” (Hamza Adiyaman, M. Hüseyin Temel - İLKHA)