Bölge çiftçisi zor günler yaşıyor
Yaşanan elektrik kesintileri, kuraklık tehlikesi ve yetiştirdikleri ürünleri düşük fiyata satma riski gibi sorunlarla son günlerde sıkça gündeme gelen bölge çiftçisi kara kara düşünüyor.
Son günlerde sık sık gündeme gelen Şanlıurfa çiftçisi, sıkıntılı günler yaşıyor. Yaşanan elektrik kesintileri, kuraklık tehlikesi ve ürettikleri ürünleri düşük fiyata satma riski gibi sorunlar yaşayan çiftçiler, zor günlerden geçtiklerini ve geleceğe dair kaygılı olduklarını dile getirdiler.
Yaşadıkları sorunları İLKHA mikrofonlarına anlatan Şanlıurfalı çiftçilerin en çok şikâyetçi olduğu konu ise elektrik kesintileri. Harran Ovası’nda kanal ile sulama yapanlarla, diğer bölgelerde kuyu ile sulama yapanların dönüm başı farklı para ödediğini iddia eden çiftçiler, bunun adaletsizlik olduğunu söylüyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz gün Şanlıurfa’da yapılan toplantıda yaşanan elektrik krizi ile ilgili alınan kararı da değerlendiren çiftçiler, yeni alınan kararın yine kendilerini mağdur ettiğini söylediler.
“Bakanların açıklamasından sonra elektriklerimiz yine yok”
Viranşehir’in Ayaklı köyünde çiftçilik yapan Mehmet Sait Sungar ise DEDAŞ’ın yaptığı uygulamanın zulüm olduğunu ileri sürerek şunları ifade etti:
“Gecen yıl pamukta 100 dönüme DEDAŞ bizden 10 bin alıyordu. Bu yıl ise 20 bin yaptılar. Mısır 7 bin iken 11 bine yükselti ve buğdayı da 2 binden 5 bine yükselttiler. Bu uygulama resmen bize yapılan bir zülümdür. Geçen yıl parayı vermemize rağmen elektriğin yüzünü göremedik. Geçen hafta bakanlar Şanlıurfa’da bir toplantı yaptılar. hangi çiftçinin görüşünü aldılar? Bakanlar, daha önceden verdikleri kararı gelip Şanlıurfa’da açıkladılar. Hangi köye gittiler, elektrik var mı yok mu? Bu uygulamadan sonra tekrar elektrik yok. Geldiği zaman da dalgalı geliyor.”
Bölge çiftçisi olarak adil bir yaklaşım beklediklerini ifade eden Sungar, “Harran’a bakın, devlet oradaki çiftçilere barajdan kanallarla su getirmiş, onlar da 100 dönüme 3 bin ödüyor. Bizlerin ise kendi imkânlarımızla kazdığımız kuyulara 100 bin TL masraf gidiyor ve bizden de 20 bin TL elektrik ücreti alınıyor. Bu bir adaletsizliktir bari bizimki de Harran’ın ki gibi olsun.” dedi.
“Komşum pamuk hazırlığı yapmasına rağmen elektrik kesintilerinden dolayı kararsız”
Elektrikte yaşanan kesinti ve belirlenen fiyatların çiftçiyi kara kara düşündürdüğünü belirten Viranşehirli çiftçi Ahmet Özgeyçi, “Biz bu ürünü yetiştirmek için borç batağına girmemize rağmen ürünümüz kuruyor. Bu saatten sonra hiç kesinti olmazsa bile ne fayda. Şu anda bile her gün saatlerce kesinti yapılmakta ve elektrikteki dalgalanma nedeni ile kuyular sık sık arızalanmakta. Üstelik belirlenen bedel de çok fazla. Çiftçilerin aldığı destekleme yetmeyeceği gibi bir de borçlu kalacaklar. Komşum pamuk hazırlığı yapmasına rağmen pamuk ekme konusunda şu anda kararsız ve ekmeyi düşünmüyor. Çünkü kesintilerden, elektrikteki dalgalanmadan ve belirlenen bedel nedeni ile çiftçiler kara kara düşünüyor.” diyerek yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle yetkililere tepki gösterdi.
2016 yılının patates taban fiyatı konusunda endişeli olduğunu ifade eden Hilvanlı patates üreticisi Fevzi Bedlek ise yaşadıkları farklı bir soruna dikkat çekerek, “Genelde taze patatesin kilogram fiyatı, Adana bölgelerinde 50 kuruşa kadar düşmüş. Bu konularda endişeliyiz. Devletin desteğini bekliyoruz. Bölgemizde yaşanan karışmadan dolayı da sıkıntılar var. Kilogram fiyatı 1 buçuk lira olan patates bugün 50 kuruşa kadar düşmüş, artık buna bir çözüm getirilmesini istiyoruz.” dedi.
“Devlet Güneydoğu Bölgesine pozitif ayrımcılık yapmalı”
Bu sene yeterli yağmurun yağmadığını da ifade eden Bedlek, devletin Güneydoğu Bölgesine pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini belirterek şunları dile getirdi:
“Şanlıurfa bölgesinde pamuk, mısır, buğday, arpa ve yeni ekime başlanan patates, bunlar bölgemizin olmazsa olmazlarındandır. Ama burada elektrik sıkıntısı yaşıyoruz. Bu yıl maalesef yağmur da yok. Devlet bu gibi durumlarda çiftçiye yardım etmelidir. Bölgede yaşanan sıkıntılardan dolayı da devletin pozitif ayrımcılık yapmasını istiyoruz. Çünkü bölgenin insanları göç ediyor bunu artık herkes görmeli. Devletin bu sıkıntıya bir çare bulması gerekiyor.” (Sabri Acet, Osman Gülebek, Ramazan Şefkatlı- İLKHA)