Rahatsızlığımdan dolayı bana iletilen geçmiş olsun dileklerine teşekkür ediyorum.

Ekonomide tüm dünyada hayranlık uyandıran bir performans gösterdik. İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Dünyada sosyal kısıtlamalar yapılırken biz tam tersine artırdık. Çalışanı enflasyona ezdirmedik, ezdirmiyoruz.

Biz göreve geldiğimizde yüksek öğretimdeki öğrencilere aylık 45 lira kredi veriliyordu. Biz bunu 2010`da 240 liraya kadar yükselttik. Burs ve kredileri biz her ay ödüyoruz. 2012 yılında artışa gidiyoruz ve aylık 260 liraya çıkartıyoruz.

 

2002 yılına göre burs ve kredilerde artış oranı yüzde 478. Her yıl ödenen beslenme yardımları aylık 180 liraya çıkıyor. Master öğrencilerine 480 lira veriyorduk 520 liraya çıkarıyoruz. Doktora öğrencileri 720 lira alıyordu, bunu 780 liraya çıkartıyoruz.

İsteyen her öğrenciye kredi veya burs veriyoruz. 1 milyon 173 bin öğrenciye kredi veya burs veriyoruz.

 

2012 yılında tarım sektörünü ve tüketiciyi çok yakından ilgilendiren Hal Kanunu olarak bilinen yeni bir kanun yürürlüğe giriyor.

 

Azeri doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa`ya taşıyacak Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı`nın yapımına ilişkin mutabakat zaptı imzalandı. Rusya`dan aldığımız gazın miktarını artıran ve ülkemiz lehine fiyat düzenlemleri içeren anlaşma imzalandı.

 

Filistin`den de sevindirici haberler almaya başladık. Gazze`deki hükümetin fiili başbakanı İsmail Haniye ile görüşmem oldu. Hamas ve İslami Cihad, Filistin Kurtuluş Ordusu altında hareket etmek konusunda anlaştı.

 

Irak`ta iç çatışma olasılığı daha da belirginleşti. Kerbela`nın acısı nasıl ki 14 asırdır dinmediyse Iraklı kardeşlerimizde unutmasın ki o yeni bir mezhep çatışmasının acısı da dinmez. Irak`ta yeni bir mezhep çatışmasının acısı yüzyıllarca dinmeyecek, buna sebep olanlar yüzyıllarca lanetle anılacaktır. Iraklı kardeşlerimiz bilsinler ki; İslam dünyasının gözü onların üzerindedir. Kardeşlerini hayal kırıklığına uğratanları bu ümmet asla affetmeyecektir.

Meydana gelen depremlerde 644 vatandaşımızı kaybettik. Hepsine Allah`tan rahmet diliyorum. İnşallah Ocak ayının sonuna kadar çadır kent diye bir şey kalmayacak ve hepsi konteynr kent haline gelecek. Kalıcı konutları da Ağustos sonunda yetiştirmeyi hedefliyoruz.

 

Hükümet Van`a duyarsız mı diye spekülasyonlar yapılıyor. Ben Diyojen gibi elimde lambayla birilerini arıyorum. Eski parayla 2 katrilyon lirayı Vanlı kardeşlerimizin barınma ihtiyacı için seferber ettik. Bu paralar hesaplara geçti.

 

Muhalefet vicdani olmayan yaklaşımlar sergiliyor. Onların tek derdi eleştirmek. Yapılanları görmemek. Sevgili milletim biz candanız onlar ise yandan. Aradaki fark bu.

 

Bölgeye yapılan bir hava operasyonu neticesinde maalesef sonradan kaçakcı oldukları anlaşılan 35 vatandaşımız kaybedildi. Öncelikle bu vatandaşlarımıza Allah`tan rahmet diliyorum.

 

Kimsenin şüphesi olmasın en küçük detayına kadar gerekli incelemeler yapılıyor. Bende dün biraraya geldiğimiz Genelkurmay Başkanımızla bu konuyu en küçük detayına kadar irdeledik. Bu konuda gösterdikleri hassiyet nedeniyle Genelkurmay Başkanımıza ve bölgede görev yapan askerlerimize teşekkür ediyorum. Medyaya rağmen teşekkür ediyorum.

Devlet milletini bombalıyor diye göstermek isteyen bir kısım medyanın gayetlerini de gayet iyi biliyoruz.

Bizim de onların istekleri istikametinde hareket etmeyen bir hükümet olmadığımız için onları rahatsız ediyoruz. Biz devleti değil milleti öne çıkaran bir hükümetiz.

 

Bu elim hadisenin ardından cenazeler üzerinden istismar faaliyetine başlayanları da gördük. Kim ki Uludere`de 35 Kürt öldürüldü diyerek meseleyi etnik zemine taşıyorsa her türlü insani ve vicdani değeri ayaklarının altına almış ve ciğnemiş demektir.

 

Biz kardeşlerimiz kaybedilmiş diye bakıyoruz olaya. Ama onlar ülkemizi kardeşliğimiz parçalamanın peşinde oldukları için cenazeleri bile etnik kökenleriyler tasnif ediyorlar. Bunların kapleri kararmış. Irkçılık ve faşizm şeytanın açtığı bir yoldur.

İstanbul`da yaptıkları basın toplantısını izlediniz di mi? Milletvekilleri kameralar önünde gülecek kadar insafsızlar. Bunların biz koruculara nasıl baktıklarını, onları terör örgütüne nasıl hedef gösterdiklerini biliyoruz.

 

O tabutların üzerine terör örgütü bayrakları asmak nedir? İkiyüzlülük değil midir?

 

Bu olay üzerinden ülke bölünmüştür diyen densizler var. Yahu sen gidemezsin. Siz silahlı efendileriniz ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz.

 

Bugüne kadar terör olaylarında hayatını kaybeden masum vatandaşlar hakkında hangi tepkiyi gösterdiniz?

 

Eline silah alan terör örgütü üyesine tek bir laf bile söyleyemeyenler, güvenlik görevlilerini eleştirmekte geri kalmıyorlar.

Sizin nifak tohumlarınız bu topraklarda boy atamaz. Apo`ya peygamber diyenlerin bu topraklarda muhatabı yoktur.

Bugün milletin iradesiyle adil ve şefkatli bir hükümet var. Faili meçhullerle, köy yakmalatrla anılan bir devlet yok. Tam aksine vatandaşını kucaklayan bir devlet var. Biz önce devlet demiyoruz önce insan diyoruz.

Bu topraklarda yaşayan herkes aşını misafirle paylaşmaktan gurur duyar. Taziyeye gelmiş, acıyı paylaşmaya gelmiş, kendisi de o coğrafyanın vatandaşı olan kaymakamı dövmek Kürt kardeşlerimin değil o insan müsvettelerinin işidir. Sizin hiç insafınız yok mu? En az bu fırsatçı siyasetçiler kadar bazı medya kuruluşları, bazı medya kuruluşları da istismara kalkıştı. Dertleri olayı aydınlatmak değil. İlk saatlerde kendi ürettikleri komplolara kendileri de inandılar.

Devlet halkını bombaladı, ben eli silahlı olanlardan korkmadım, Kasımpaşalı Tayyip`ten mi korkacağım. Ben Kasımpaşalı Tayyip olmaktan şeref duyarım, milletime hizmet etmekten onur duyarım. Bu ülkede yüzde 50 oyunu bize verdiyse kendinizi gözden geçirin. Bizim istikametimizi sadece millet çizer. Bunların vicdan kisvesi altındaki taşeron fikirlerine boyun eğmeyeceğiz. Biz devlet-millet kaynaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunlar kin ve nefret tohumları ekmeye çalışıyor.

Başbakan Erdoğan`ın konuşması sırasında Filistin`in Gazze yönetiminin başbakanı İsmail Heniye alkışlar eşliğinde AK Parti grubuna katıldı. Filistin’de seçilmiş Başbakan, Gazze’de seçilmiş Başbakan’ı İsmail Heniye’ye grubum ve şahsım adına hoş geldiniz diyorum. Bugün malum gerek CHP Genel Başkanı’nı makamlarında ziyaret ettiler ve burada gerek MHP Genel Başkanı, gerek BDP onlarla görüşmeleri olacak. Daha sonra da ülkelerine dönecekler.

Ana muhalefet partisi CHP’den gelen açıklamalarda tam bir sorumsuzluk örneği olmuştur. CHP genel başkanı bu hadiseyi “33 kurşun” yani Mustafa Muğlalı olayıyla eş tutarak, sorumsuzluk örneği sergilemiştir. Bu hadiseyi 33 kurşuna benzetmek sorumsuzluktur fırsatçılıktır. Biz BDP’nin olayı nifak girişimine çevirmesini anlıyoruz, zira işleri bu. Bazı medya kuruluşlarının yanlış bilgilendirmesini de anlıyoruz. Onların da işi bu.

 

Ama CHP’nin PKK’nın diliyle, BDP’nin diliyle konuşmasına açıkçası anlam vermekte zorlanıyoruz.

Seçim meydanlarında gördüğümüz siyasi ittifakı şimdi de taziye çadırında görüyoruz. CHP’nin BDP’nin değirmenine su taşıması çok acıdır. Mustafa Muğlalı olayı CHP’nin eseridir.

 

Van’ın Özalp ilçesinden bir kışladan Mustafa Muğlalı ismini indiren de Ak Parti iktidarı olmuştur. Bir kez daha ifade ediyorum.

Bu hadisenin üzerine kararlılıkla gideceğiz gidiyoruz. Uludere’deki acılı kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Onların acısını yüreğimizde taşıyacak, paylaşacağız. Uludere`deki kardeşlerimle telefonda görüştüm. Bu hadise üzerinden yürütülen nifak sokma girişimlerine kimse prim vermesin.

 

Başbakan Yardımcım Sayın Atalay, bakan arkadaşlarımız, milletvekili arkadaşlarımız olarak hemen olayın ardından Uludere’ye gittiler. Oradaki kardeşlerimizle bir araya geldiler, tehditlere rağmen bir araya geldiler. Bende orada telefonla oradaki kardeşlerimizle görüştük. Yapılması gereken neyse hepsini biz yapacağız. Biz işi geleceğe taşımayacağız. Biz işi geçmişte olduğu gibi, sürekli bunun üzerinde spekülasyonların yapılmasına fırsat vermeyeceğiz.

İstanbul’da Tarlabaşı Caddesi’nde bir otobüsün içindeki vatandaşımızın ne günahı var? Bunları Molotoflarla ateşe vermek zihniyetine, hakkına nasıl sahip olabilirsin? Bunun insani bir yanı var mı?

 

İşte onun için şimdi biz molotof kokteylini de bir silah olarak yasalaştıracak bir yasayı inşallah getiriyoruz. Bu teklifi çıkaracağız. Masum bir olay değil. Bu da bir silah. Serap kızımızı böyle kaybettik, nice yavrumuzu yanan otobüslerde kaybettik. Vatandaş ticaretini yapıyor, cam çerçeve her şey iniyoruz. Böyle bir hakkını var mı? Yahu otobüs duraklarının ne günahı var. Bunlar hepimizin. Bunlar insanlıktan nasibini almamış, gerçekten bunlar müsvedde bile değil.

Terörle mücadele kararlı şekilde sürecek. Dağlarda sınır içinde sınır ötesinde mağaralarda, teröristler etkisiz hale getirilecek. Bunu yaparken sivillerin mağdur olmaması için hassasiyet göstereceğiz. Ama meydanı, ne teröre, ne teröristlere asla bırakmayacak, onların tahriklerine asla boyun eğmeyeceğiz. Bu millet her türlü habis uru söküp atacaktır. Bedeli her ne olursa olsun biz bu meseleleri demokrasiyle çözeceğiz.