İslamî Direniş Hareketi (Hamas)`ın askeri kanadı durumundaki İzzeddin El-Kassam Tugayları`nın birkaç aydır yayınladığı veya sızdırdığı bilgileri işgal rejimi büyük bir endişe ve tedirginlikle takip ediyor. Bilgiler son derece dikkatli bir şekilde seçilip yayınlanıyor. Yayınlanan bilgiler Mossad kadar Şin-Bet ve kayıp askerleri bulmak için bütün kurumları seferber eden Siyonist Başbakan Benyamin Netanyahu`nun da sinirlerini alt üst etti.

Bu, işgal rejimiyle Kassam Tugayları arasındaki askeri ve istihbarat savaşında Kassam`ın güvenlik ve istihbarat biriminin üstün geldiğini ve Siyonist rejimdeki kurumlarla Siyonist toplumun Kassam`ın sürprizleri karşısında yaşadığı yıkımın hacmini ilk kez göstermiyor. Bu, daha önceki tabloların bir devamı sayılır. Burada biz, Filistin direnişinin Kassam`ın metodunda kendini gösterdiği müthiş bir insanlık tecrübesiyle karşı karşıyayız. Bu tecrübe hakikaten araştırmaya değer. Bu tecrübe, zulme uğrayan, ambargo altında bulunan ve sıkıntı hendeklerinde yaşamını sürdüren bir halkın tecrübesidir.

Kassam`ın sahip olduğu felsefeyle onun siyasi ve düşünsel alt bentlerini sunmadan önce şuna işaret etmekte yarar var. Bu askeri birim, bağlı olması gereken yere bağlıdır. O da Hamas`ın Siyasi Birimindeki liderlikte kendini gösteren Filistin halkının en belirgin siyasi önderliğidir. Kassam Tugayları`nın başarılı olmasının temel esaslarından biri, onun bağlı olduğu sağlam siyasi liderliğin zekâsıdır. Bu liderlik Gazze içinde ve dışında Halid Meşal, İsmail Heniyye ve mücadele arkadaşlarından oluşmaktadır.

Arap Baharını sonlandıran savaşlardan sonra sıkıntılar ve baskılar arttıkça arttı. Allah`ın inayeti, dengeli tutum, askeri ve siyasi liderleriyle hareketin darboğazlardan geçerken hikmetle adım atması olmasaydı bu hareket şimdiki kazanımları elde edemezdi. İran konusunda yapılan baskılar bir başka sıkıntı konusu.

Suriye`de devriminin başlamasıyla hareket tutumunu çok açık ve net bir şekilde belirtirken, İran`a karşı açıklamaları geçirdiği aşamayla dengeli bir biçimdeydi. Daha geniş bir coğrafyada hareket etmesi için dengeli bir tutuma ihtiyacı vardı.

Hamas ve Gazze`nin yaşadığı kuşatmaya ve gördüğü tüm baskılara rağmen hareketin siyasi liderleri son dönemde Riyad ile yaptıkları görüşmelerde Mısır`ın tutumunu doğrudan masaya yatırdı. Mısır`dan kuşatma altındaki Gazze ve Hamas ile ilgili basına yansıyan suçlamalarla ilgili delil getirmesini talep eti. 25 Ocak`ta Mısır`da başlayan devrimden şimdiye kadar kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili cevapları doğrudan ulaştırma fırsatını buldu.

Suudi Arabistan`ın bu konudaki arabuluculuğunun hangi noktaya ulaştığını biz bilmiyoruz. Ancak burada Hamas Siyasi Birim Başkanı Halid Meşal`in Filistin halkının çıkarı ve direnişin selameti için kapalı kapıları çalma konusunda gösterdiği çabalarını, cesaretini ve girişimlerini biliyoruz. Tek umudumuz Rafah`ın tamamıyla açılması için arabuluculuğun başarıya ulaşmasıdır.

Meşal`in diğer bir çabası ise, Türkiye`nin Avrupalı aracılarla Gazze`ye uluslararası bir deniz yolu açılması ve bunun Tel Aviv`in de taahhüt edip imzalayacağı bir anlaşmaya bağlanması projesini desteklemesi ve hayata geçirilmesi için çalışmasıdır. Burada da Suudi Arabistan`ın hayati bir rolü olacaktır. Aynı şekilde Mısır için de olumlu bir hava estirecektir. Bu proje Mısır`ı da 30 Haziran 2013 tarihinden beri basında gündemden düşmeyen Filistin düşmanlığı psikolojisinden kurtaracaktır.

Kassam Tugayları`na gelince, her yönüyle kendini işgal altındaki Filistin topraklarına adamıştır. İşgalci İsrail`den kurtardığı Gazze`de genişlemeye ve zemin bulmaya başladı. Ancak burada zemin bulmaktadır. Filistin halkını kuşatan Tel Aviv`le kurduğu korku dengesi çerçevesinde projesini hayata geçirmek için çaba gösteriyor. Bu nedenle:

1. Kassam Tugayları`nın savaş akidesi bütün Filistin topraklarını işgalden kurtarmak, işgal altındaki vatanı geri almak, Mescidi Aksa`yı kurtarmaktan oluşuyor.

2. Kassam`ın aşamalara dayalı stratejik haritası, direniş projesini genişletmek ve ilerletmektir. Uluslararası kararların bulunduğu, bölgesel güçlerin aktif olduğu ve Arap dünyasının kusurlu davrandığı bir dönemde, uluslararası emperyalist çevrelerin bizzat direnişi hedef aldığı bu süreçte kısa zaman içinde nihai hedefe ulaşmayacağını iyi biliyor.

O nedenle Kassam Tugayları`nın yapabileceği ve gerçekleştirebileceği şey, düşmana baskı kurmak için üzerine kompaktörü sürmek ve böylece direniş için daha güçlü ve sağlam bir zemine ulaşmayı sağlamak, düşmana sahip olmadığı bir toprağı sahiplenmeye kalkıştığını sürekli hissettirmek ve kendisine adı Filistin olan bir coğrafyada halkını sürgün ettiği bir yeri ele geçiren bir topluluk olduğu hissini vermektir.

3. Kassam`ın bu stratejik hedefi Tel Aviv ile onu desteleyen uluslararası çevreler ve Arapların bilmediği bir şey değildir. Onun için Tel Aviv doğrudan veya dolaylı olarak bu kadar savaş açtı ki Kassam`ın yuvarlattığı kompaktörü durdursun. Ancak acaba bunu başarabildi mi?

4. Bunun cevabını direniş ve Kassam Tugayları`nın gücüyle ilgili yapılacak tarafsız ve objektif bir araştırmada kendini gösterecektir. Aynı şekilde bunun cevabı, işgalci açısından başarısız geçen son savaştan sonra Kassam`ın artan gücünde ve ardından Kassam`ın esir İsrail askerleriyle ilgili verdiği bilgide de ortaya çıkmaktadır. Siyonist askerleri esir alma savaşı bağımsız bir savaştır. Burada zafer kazanan Kassam, Filistinli esirleri kurtarmak için onları pazarlıyor.

5. Bizim burada çok ince bir detaya daha dikkat çekmemiz gerekiyor. Bu savaşta işgalci İsrail bütün dünyanın gözü önünde amacına ulaşamadı ve direnişin kökünü kazıyamadı. Gazze`ye dayatılan savaşta işgal askerlerini esir alan Kassam, kuşatma kalkmadan biten savaşın sonunda nasıl oldu da bu sırrı gizli tuttu.

6. Savaşın sonunda Kassam Filistin halkının manevi duygularını güçlendirmek, morallerini düzeltmek için esirlerle ilgili bilgi verebilirdi. Bu durumda karşılık almadan elindeki kartlarla ilgili bilgi vermiş olacaktı. Ancak burada Kassam`ın felsefesini, düşmana karşı psikolojik savaş taktiklerini, halkı için gereken sonucu devşirme düşüncesini görüyoruz. Bunun için bu sırrı açıklanacak zamana kadar sakladı.

Burada biz, aşamaya dayalı savaşla sahadaki taktiklerin ve akıllıca takip edilen diplomasinin Kassam`ın felsefesiyle nasıl uyuştuğunu bir kez daha görmekteyiz. Aynı şekilde daracık bir coğrafyaya hapsolmuş Ebu Ubeyde`nin yaptığı açıklamanın, Batı`nın oluşmasında büyük katkı sağladığı en güçlü ordu için nasıl psikolojik bir yıkım nedeni olduğunu da görmekteyiz.

Hakikatte direnişin sahiplenilmesinde Gazze`deki Filistin halkının büyük bir rolü vardır. Onun tavrı ve tutumu sonucu direniş, halkın direnişi haline geldi. Tüneller savaşında ve meydan savaşlarında Kassam`ın sırtını koruyan bu halktır. Son zamanlarda Tel Aviv ve IŞİD hücrelerini takip edip çökerten Kassam`a ait güvenlik birimlerinin başarıları da bu efsanenin gücünü gösteriyor. Yürekleri dolduran bir iman, siyasi gelişmeleri idare eden ve vakıayı iyi okuyan zeki bir akıl olmasaydı bunların olması mümkün olmayacaktı…

Mehna El-Habil / Filistin Haber / Araştırma