Hüseyin Kaya / Doğruhaber

Gecenin bir yarısında Nasreddin Hoca`nın evinin önünde iki kişi kavgaya tutuşunca Hoca meraklanmış ve dışarı çıkmış. Üstüne de serinlikte üşümemek için yorganını almış.

Adamlara:

- Yahu durun, neden kavga ediyorsunuz? Demeye fırsat kalmadan biri Hoca`nın sırtındaki yorganı kaptığı gibi kaçmış, öteki de başka bir yöne sıvışmış. Hoca eve eli boş dönmüş.

Karısı sormuş:

- Ee Hocam, kavgayı ayırabildin mi?

Hoca:

- Hayır, hanım, yorgan gitti, kavga bitti, demiş.

Hâlihazırda MHP`de yaşanan kelimenin tam anlamıyla bir yorgan kavgasıdır.

Tartışma sataşmaya, o da bazen belden aşağı vurmaya kadar gidebiliyor.

Daha önceden “Paralel yapı” iddialarından dolayı hükümeti eleştiren ve 7 Haziran sonrasında bile koalisyon şartı olarak “Bilal Erdoğan”ın yargılanmasını şart koşan Devlet Bahçeli, şimdi rakiplerini, özellikle de Meral Akşener`i “paralelcilik” ile suçluyor.

Meral Akşener de güya kendini savunuyor ve şunları diyor:

“MHP için bir paralel projesiysem baş paralel bu durumda Sayın Bahçeli oluyor. Türkiye`de son dönemde birisinin kafasına bir taş düşse bundan birkaç yıl evvel Ergenekoncu`ydu, şimdi paralelci, yarın ne olacak bakacağız”

Akşener “Ben paralel değilim” demiyor da meseleyi başka yere çekiyor.

Sosyal medyada da Gülen grubuna yakın isimlerden Akşener`e yoğun bir destek var. Hatta bazıları Akşener ile birlikte MHP oylarının % 20`nin üzerine çıkacağını iddia ediyor.

Hükümete yakın basın da alttan alta Bahçeli taraftarlığı yapıyor.

MHP`liler de “Başparalel kim?” kavgasına şaşkınca bakıyor.

Kavga edenlerden hangisinin yorganı, pardon, genel başkanlığı kapıp gideceği belli değil; ama yorgan gittikten sonra kavganın duracağı kesin.