Mekke`den Doğan Güneş
Selam ya Resulallah, sana binlerce selam
Bir hadiste buyurdun; ``Kelamdan önce selam``
Fil vakası üstünden, elli iki gün geçti.
Mekke`nin tarihine, yeni bir sayfa açtı.
Tarih yazdı Kabe'ye, dokunmayan o fili…
Akıllara kazındı beş yüz yetmiş bir yılı…
Rebiyülevvel Ayı Pazartesi gecesi
Nurlar içinde doğdu, kâinatın incisi
On dört burç yıkılmıştı, Kisra`nın Sarayı'nda
Binyıl sönmeyen ateş, sönüverdi anında
Sâve gölü kurudu, taştı Semâve gölü
Nebiler gül şeninde, açtı Muhammed gülü
Yıkıldı her birisi Kâbe ki putların
Sonu gelmişti artık Uzzaların, Latların
Görülmemiş bir yıldız doğdu, o gün semada
Ahmed`i bekleyenler o gün erdi murada
Sen gönüller sultanı, doğmadan yetim idin
Ya Muhammed Mustafa, kâinata hoş geldin
Henüz altı yaşında, öksüz kaldın bu defa
Şefkatli deden, sana göstertmedi hiç cefa.
Dedenden sonra, amcan Ebu Taliple kaldın
Büyüdün, genç olunca ‘`Emin`` lakabın aldın
Ticaretle uğraştın, sevmedin hiç serveti
Hz. Hatice ile yaptın ilk mürüvveti
Yaşın kırka gelince Hira'da huzur buldun
Yine o mağarada bize peygamber oldun
On sekiz bin âleme peygamber kıldı Allah
Ağaçlar, kuşlar dedi: ‘`Selam ya Resul Allah
İslam`ı dava edip, anlattın her bir kula
Diyordun ki: ‘`Bırakın cehaleti girin bu nurlu yola…``
Sana uyan ey nebi, huzura kavuşmuştu
Sen, çağlar ötesinden gelen en güzel muştu
Sensiz kalmış gönüller, kurak topraklar gibi
Sen, yağmur olup geldin Ey Allah`ın Habibi
Bereketinle geldin, suya kandı yeryüzü
Ölümden kurtardığın, kızların güldü yüzü
Sen ki! Bu kâinatta Mekke`den doğan güneş
Senin dengin bulunmaz, ahlakına olmaz eş
Bütün sıkıntılara, bıkmadan göğüs gerdin
Hicretinle yesribi Medine`ye çevirdin
Sen bir dolunaysın aydınlattın zulmeti
Sana tabi olanlara vadeyledin cenneti
Bir bahar gibi geldin kâinat iklimine
Yer yeşile büründü, gül özendi tenine
Kuşlar ve kelebekler senin aşkınla uçar.
Açan her kırmızı gül, senin kokunu saçar.
Senin aşkınla bülbül inler her namesinde
Seni bulmuş âşıklar çağlayan su sesinde
Sen ki ümmetin için çektin her türlü cefa
Sana layık olmadık ya Muhammet Mustafa
Sen Allah`ın habibi, en şerefli kulusun
Şehadet ederim ki Allah`ın resulüsün
Ya Muhammed İncil`de adın övülmüş Ahmet
Hak seni yaratırken kıldı âleme rahmet
Tarifte taşladılar, kan aktı vücudundan
Yine de onları eksiltmedin duandan
Ya Resul günahım çok bana da eyle himmet
Çok şükür yaratana sana eyledi ümmet
Ey nebi tebessümle yetinir, kahkahayla gülmezdin
Hiç kimseye zulmetmez, zulme boyun eğmezdin
Yalanı, iftirayı, gıybeti yasaklardın
Birinde kusur görsen onu açmaz saklardın
Herkese dua eder hiç beddua etmezdin
Asla kusur aramaz, kimseye kin gütmezdin
Ahlakın en güzeli kemal bulmuştu sende
Anlatılmaz güzelsin kelam kalmadı bende
İslam`ı anlatırken çektin nice çileler
Canını kurban etti yasirler Sümeyyeler
Dün Ebu cehil vardı… Bugünde binlerce var.
Onların karşısında sünnetin ve Ümmetin var.
Ey nebi yaşantınla taht kurdun gönlümüze
Seni çok seviyoruz, şefaat eyle bize…
Hüreyre GÜLTEKİN / DOĞRUHABER