Mustazaf Der`den Başörtü Gözaltısına Tepki
Mustazaf Der, Gaziantep`te okula alınmayan çocuğu nedeniyle şikâyet için karakola giden annenin gözaltına alınmasını kınayarak, sorumlular hakkında soruşturma açılmasını ve başörtü sorununun acilen giderilmesini istedi.
DİYARBAKIR - Mustazaf Der Genel Merkezi`nden yapılan açıklamada, Gaziantep`te okula alınmayan çocuğu nedeniyle şikâyet için karakola giden anne Gülay Çevik`in gözaltına alınması kınandı.
Gözaltına alınan Gülay Çevik`in Mustazaf Der gönüllüsü olduğu hatırlatılan açıklamada, olayın gelişimi şöyle aktarıldı: "Kızını başörtülü olarak okula götürünce idare kızın başörtüsünü bahane ederek derse almamış, bunun suç olduğunu belirten veliye de, "Sırtımız kuvvetlidir istediğini yap" demişler. Bunu şikayet etmek için karakola giden veli Gülay Çevik ise savcı talimatıyla gözaltına alınmıştır."
Yasak Emri Validen
Açıklamada, Başörtülü öğrencilerin okula alınmaması yönündeki emrin Gaziantep Valisi tarafından verildiği şöyle anlatıldı: "Kendisiyle konuşulan Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü kız çocuklarının okula alınmamasının sebebinin Gaziantep Valisi olduğunu, valinin çocukların okula alınmaması, ısrar edenlerin de polise havale edilmesi talimatı verdiğini belirtmiştir. Gaziantep Valisinin kanunları uygulamak yerine, gizli toplantılarda kanun dışında talimatlarla komplocu derin yapılara zemin hazırlamasını nazarlara vermekle beraber Müslüman halkımızın takdirlerine sunuyoruz."
Açıklamada, Başörtülü öğrencilerin okula alınmaması yönündeki emrin Gaziantep Valisi tarafından verildiği şöyle anlatıldı: "Kendisiyle konuşulan Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü kız çocuklarının okula alınmamasının sebebinin Gaziantep Valisi olduğunu, valinin çocukların okula alınmaması, ısrar edenlerin de polise havale edilmesi talimatı verdiğini belirtmiştir. Gaziantep Valisinin kanunları uygulamak yerine, gizli toplantılarda kanun dışında talimatlarla komplocu derin yapılara zemin hazırlamasını nazarlara vermekle beraber Müslüman halkımızın takdirlerine sunuyoruz."
Bu Gözaltının Fransızların Yaptığından ne Farklı Var
Bu gözaltı olayının Maraş`ı işgal eden Fransızların yaptığından farklı olmadığı belirtilen açıklamada, "Dün Maraş`ı işgal eden zihniyet ne yazık ki bugün farklı bir surette tezahür etmiştir. Sözde özgürlük, adalet, insani değerler adına iktidarı ele geçirenler hiç olmadığı kadar yapılan bu zulümlere göz yummakta, onlara alkış tutan geçmişin özgürlük havarileri ise ne yazık ki tahrife uğramış zihniyetlerini de görememenin şaşkınlığı ile "illa iktidar illa iktidar" hesaplarıyla yapılan zulümlere sessiz kalmayı yeğlemişlerdir" denildi.
Bu gözaltı olayının Maraş`ı işgal eden Fransızların yaptığından farklı olmadığı belirtilen açıklamada, "Dün Maraş`ı işgal eden zihniyet ne yazık ki bugün farklı bir surette tezahür etmiştir. Sözde özgürlük, adalet, insani değerler adına iktidarı ele geçirenler hiç olmadığı kadar yapılan bu zulümlere göz yummakta, onlara alkış tutan geçmişin özgürlük havarileri ise ne yazık ki tahrife uğramış zihniyetlerini de görememenin şaşkınlığı ile "illa iktidar illa iktidar" hesaplarıyla yapılan zulümlere sessiz kalmayı yeğlemişlerdir" denildi.
28 Şubatçı Zihniyet İle Bu Yapılan Arasında Ne Fark Var
"28 Şubatçı zihniyet ile bu yapılan arasında ne fark var? 28 Şubat`ta daha fazla insana yapılan şuan daha az insana yapılıyor diye bu zulüm görmezden gelinebilir mi? Ya da zulmü işleyenler değiştiği için mi bu sessizlik? 28 Şubat`ın zalimleri kötü de sizinkiler mi iyi?" diye sorulan açıklamada, "`Kim olursa olsun mazlumdan yana olacağız" diyerek yıllarca ateistlerin, ahlaksızların, ne ve kim olduğu belli olmayanların peşinde hak hukuk diyerek aslan kesilen kahramanlar! şimdi ne oldu da 12, 13, 14, yaşlarındaki melek kızların eğitim hakkından mahrum bırakılmasına, ikna odalarına alınmalarına, şiddete maruz bırakılmalarına, ailelerinin polis tarafından tehdit edilmelerine, gözaltına alınmalarına sessiz kalmakla yetinmeyip hak hukuktan bahsetmenin zamanı mı diyerek adeta yapılan zulme destek olmaktasınız.
"28 Şubatçı zihniyet ile bu yapılan arasında ne fark var? 28 Şubat`ta daha fazla insana yapılan şuan daha az insana yapılıyor diye bu zulüm görmezden gelinebilir mi? Ya da zulmü işleyenler değiştiği için mi bu sessizlik? 28 Şubat`ın zalimleri kötü de sizinkiler mi iyi?" diye sorulan açıklamada, "`Kim olursa olsun mazlumdan yana olacağız" diyerek yıllarca ateistlerin, ahlaksızların, ne ve kim olduğu belli olmayanların peşinde hak hukuk diyerek aslan kesilen kahramanlar! şimdi ne oldu da 12, 13, 14, yaşlarındaki melek kızların eğitim hakkından mahrum bırakılmasına, ikna odalarına alınmalarına, şiddete maruz bırakılmalarına, ailelerinin polis tarafından tehdit edilmelerine, gözaltına alınmalarına sessiz kalmakla yetinmeyip hak hukuktan bahsetmenin zamanı mı diyerek adeta yapılan zulme destek olmaktasınız.
Meğer bu küçük kızlar ne tehlikeli imişler! Sadece devlet için değil iktidar içinde büyük bir tehdit oluşturmuşlar. Öyleyse yıllardır alışılagelmiş yöntemlerle bastırmak, gözaltına almak, hapse atmakla tehdit etmek, örgüt suçlamasıyla susturmak, davalar açmak, 85 yıldır devam eden yöntemleri devam ettirmekte bir gereklilik olmuştur. Bu çocukları ve ailelerini sindirmek ve susturmak gerekiyor ki iktidar ve yardakçıları selamette kalabilsin" ifadelerine yer verildi.
Bu Gözaltı İktidarın Ayıbıdır
Açıklamanın devamında, "Sayın Başbakan, İskilipli Atıf Hoca`dan ya da yeri gelince Sütçü İmam`dan bahsediyor. Bir de kendi iktidarı döneminde yapılanları bir görebilse. Yüzlerce insan sadece İslami faaliyetlerinden, yasal faaliyetler yürütmekten gözaltılarına alındı. Demek yetmemiş ki kızının okuma hakkını ihlal eden idareciler hakkında şikayet dilekçesi verdiği için bu bacımız gözaltına alınıp hakkında soruşturma başlatılmıştır. Bu AKP iktidarının bir utanç ve ayıbıdır. Bilmiyorlar mı ki Allah Kur`an-ı Kerim`de `Zulmedenler yakında nasıl devrileceklerini bilecekler` buyuruyor. Hangi zalim payidar kalmıştır? Demek idareciler hakkında şikayette bulunanlar da böyle gözaltına alınarak susturulacak. Bunun adı demokrasi ise batsın bu demokrasi. Yaşasın zalimler için cehennem. Başka da söylenecek söz bilmiyoruz" denildi.
Açıklamanın devamında, "Sayın Başbakan, İskilipli Atıf Hoca`dan ya da yeri gelince Sütçü İmam`dan bahsediyor. Bir de kendi iktidarı döneminde yapılanları bir görebilse. Yüzlerce insan sadece İslami faaliyetlerinden, yasal faaliyetler yürütmekten gözaltılarına alındı. Demek yetmemiş ki kızının okuma hakkını ihlal eden idareciler hakkında şikayet dilekçesi verdiği için bu bacımız gözaltına alınıp hakkında soruşturma başlatılmıştır. Bu AKP iktidarının bir utanç ve ayıbıdır. Bilmiyorlar mı ki Allah Kur`an-ı Kerim`de `Zulmedenler yakında nasıl devrileceklerini bilecekler` buyuruyor. Hangi zalim payidar kalmıştır? Demek idareciler hakkında şikayette bulunanlar da böyle gözaltına alınarak susturulacak. Bunun adı demokrasi ise batsın bu demokrasi. Yaşasın zalimler için cehennem. Başka da söylenecek söz bilmiyoruz" denildi.
Anadolu İnsanının Dokunulmayacak Özellikleri Vardır
Anadolu insanının dokunulmayacak özelliklerinin olduğu vurgulanan açıklamada, "Masumiyetle beraber bu hassasiyetlere dokunulması bugüne kadar kimseye fayda vermemiştir. Bu hassasiyetlere dokunulması toplumsal dokuyu, toplumun huzurunu bozmak ve resmen provokatörlük yapmaktır" uyarısında bulunuldu.
Anadolu insanının dokunulmayacak özelliklerinin olduğu vurgulanan açıklamada, "Masumiyetle beraber bu hassasiyetlere dokunulması bugüne kadar kimseye fayda vermemiştir. Bu hassasiyetlere dokunulması toplumsal dokuyu, toplumun huzurunu bozmak ve resmen provokatörlük yapmaktır" uyarısında bulunuldu.
Sorumlular Hakkında Soruşturma Açılsın
Son olarak hükümete seslenilen açıklamada, "Şayet hükümet bu işte sorumluluğu olmadığını iddia ediyorsa yasal prosedür dışında hareket eden yetkililere de kanuni çerçevedeki sorumluluklarını hatırlatmalı, bu yapılan zulmün sorumluları hakkında hemen soruşturma başlatmalıdır. Bir daha benzer hadiselerin yaşanmaması için de acil olarak başörtü ile ilgili yaşanan sorunun giderilmesini sağlamalıdır" denildi.
Son olarak hükümete seslenilen açıklamada, "Şayet hükümet bu işte sorumluluğu olmadığını iddia ediyorsa yasal prosedür dışında hareket eden yetkililere de kanuni çerçevedeki sorumluluklarını hatırlatmalı, bu yapılan zulmün sorumluları hakkında hemen soruşturma başlatmalıdır. Bir daha benzer hadiselerin yaşanmaması için de acil olarak başörtü ile ilgili yaşanan sorunun giderilmesini sağlamalıdır" denildi.
M. Salih Keskin - İLKHA