• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Günümüzde Kitap Ehli Kadınlarla Evlenmek Caiz midir?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Müslüman bir kadının ehli kitaptan bir erkekle veya bir başka kâfirle evlenmesinin caiz olmadığı hususunda islam âlimlerinin ittifakı vardır. Fakat Müslüman erkeğin ehli kitap olan bir kadınla evlenmesiyle ilgili asıl olan hüküm mübahlıktır. Maide süresinde bu şu şekilde geçiyor;

…kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınları -zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın ve mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helaldir... (Maide 5)

Ehli kitaptan kadınlarla evlenmeyle ilgili islam âlimlerinin görüşü, içerisinde bulundukları tarihi sürece göre değişiklik arz etmektedir. Kimileri bunu tamamen engellerken, Kuran`da geçen mubah hükmün sadece hak olan (tahrif edilmeyen) ehli kitap için geçerli olduğu görüşüne gitti. Diğer bazı âlimler ise ehli kitapla evlenmeyi helal görür. Fakat bu âlimler de mümine kadınlar dururken onların kadınlarını nikah altında bulundurmanın mekruh olduğunu söyler.

Mesela Abdullah b. Ömer (ra) ehli kitaptan bir kadınla evliliğin mubah olduğunu kabul etmemiştir. Buhari'de ondan rivayet edilen şöyle bir hadis vardır. "İbn Ömer (ra)'e Hristiyanlarla ve Yahudilerle nikâhlanmanın hükmü sorulduğunda o şöyle cevap verdi: Allah Teâlâ müminlere müşrikleri haram kılmıştır. (Mü'min oluncaya kadar müşrikleri nikâhınıza almayın.) Ben, Allah'ın kullarından olduğu halde İsa'nın Rabb olduğunu söylemekten daha büyük bir şirk bilmiyorum."

Âlimlerden bazıları İbn Ömer (ra)'in görüşünü kitap ehlinden kadınlarla evlenmenin haram olduğuna değil de mekruh olduğuna yormaktadırlar. Ama ondan gelen rivayetlerin ibarelerinden anlaşıldığına göre İbn Ömer (ra) ehli kitapla evliliği meşruluktan daha ziyade saydığı anlaşılmaktadır.
Asri âlimlerden Yusuf El-Kardavi ehli kitaptan kadınlarla evliliğin onları islama ısındırmak niyetiyle olursa mubah olduğunu söyler. Kardavi, bu evlilik için birtakım şartlar öne sürer;

Birinci Şart

Öncelikle evlenilecek kadının kesinlikle ehl-i kitaptan olduğundan emin olunmalıdır. Yani semavi dinler olan Yahudi ve Hristiyan olduğunun bilinmesi gerekir. Çünkü onlar bir yönden Allah'a, peygambere ve ahirete inanırlar. Dinsiz değildirler. Aynı zamanda semavi olmayan bir dinin mensupları da değildirler.
Bilindiği gibi batıda, her genç kız Hristiyan anne ve babadan doğmamaktadır. Aynı zamanda Hristiyan bir ortamda yaşayan her insanın zorunlu olarak Hristiyan olması gerekmiyor. Belki komünisttir.

İkinci Şart

Bir de iffetli olmaları gerekir. Allah Teâlâ her ehli kitab olanı mubah kılmamıştır. Bizatihi mubahlığı iffetli olmalarına bağlamıştır;

İnanan hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınları... (Maide 5)

İbn Kesir şöyle der: İffetli kadınlardan kasıt zina etmemiş olan kadınlardır." Diğer bir ayette Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

Onlarla, zinadan kaçınmaları, iffetli olmaları ve gizli dost tutmamış olmaları halinde... (Maide 5)

Müslüman bir erkeğin ne idüğü belirsiz bir kişiyle evlenmesi caiz değildir. Aksine evleneceği kişinin, şüphelerden uzak, edepli ve terbiyeli aynı zamanda iffetli olması gerekir. İbn Kesir'in görüşü budur.

İmam Hasen El-Basri'ye bir adam gelip şöyle dedi: "Ben ehl-i kitaptan bir kadınla evlenebilir miyim?" O da şu cevabı verdi: "Sana ne oluyor da ehli kitaptan evleniyorsun. Müslüman kadınların sayısı oldukça fazladır. Şayet böyle yapma niyetindeysen onun iffetli olduğundan ve musafehe olmadığından emin ol." Adam da: "Musafehe ne demektir" dedi. Hasen El-Basri de: "Bir adam gözüyle ona işaret ettiğinde buna karşılık vererek o erkeğe uyan kadınlar" diye buyurdu.

Hiç şüphesiz çağımızda batı toplumunda bu tür iffetli hayat yaşayanlar oldukça azınlıktadır. Batının bizzat kendisinin yaptığı istatistikler de bunu gösteriyor. Bizim bekâret, iffet, şeref ve bunlar gibi sık sık" tekrarladığımız şeylerin batı toplumunda hiç bir değeri yoktur. Arkadaşı olmayan bir kız, kendi yaşıtlarından utanır. Hatta ailesinden ve kendi akrabalarından dahi bir erkek arkadaş edinemediği için utanır.

Üçüncü Şart

Evlenilecek kadın Müslümanlarla savaşan ve Müslümanlara düşmanlık beslemeyen bir kavimden olmamalıdır. Bu nedenle islam fıkıh âlimlerinden bir grup zimmilerle devamlı savaş halinde olanları birbirlerinden ayırmışlardır. Birinci kesimle evlenilmesini mubah görmüşler ama ikinci kesimle evlenilmesini menetmişlerdir.

Dördüncü Şart

Kitap ehlinden biriyle yapılacak evliliğin sonrasında bir zararın ortaya çıkmaması gerekir. Mubahları kullanmak zararın çıkmamasına bağlıdır. Şayet bu kullanımda mutlak bir zarar ortaya çıkacaksa kullanılması engellenmelidir. Ortaya çıkacak zarar büyüdüğünde işin yasaklama kısmı o kadar artar ve neticede bu yasaklama haram kılmaya kadar dayanır. Peygamber (sav) şöyle buyurmaktadır:

Zarar vermek de yok verilecek zarara katlanmak da yoktur. (İbnu Macce)

Bu hadis, kesin bir şer'i kaideyi ortaya koyuyor. Çünkü her ne kadar bu hadis âhad bir hadis de olsa, mana bakımından Kur'an ve sünnetten cüzi hüküm ve naslara uygundur. Bu da kesinlik ifade ettiğini gösterir.

Bu nedenle Veliyyu'l Emr'in (İslam devleti başkanı), zararlı olacağından endişelendiği, bazı mubah davranışları sınırlama hakkı vardır.
Müslüman olmayanlarla yapılacak evlilikte duyulabilecek endişeler, birçok şekillerde kendini gösterir;

1) Evlilikte müslüman ve salih kadınların yerine gayr-i müslimlerle evlenmenin tercih edilmesi sonucunda müslüman kadınların sayısı erkeklerin sayısına eşit ya da onların sayısında fazla bir duruma gelir. Saliha kadınlarla evlilik sayısı da diğerlerine oranla kat be kat düşer.

Gayr-i müslim kadınlarla evlenmeler arttıkça da müslüman ve saliha kadınlar evlenmekten mahrum kalacaklardır. Özellikle de çok evliliğin azaldığı günümüzde. Kesinlikle bilinmektedir ki, müslüman bir kadın müslüman bir erkekten başkasıyla evlenemez. Aradaki dengenin sağlanabilmesi için, gayr-i müslim kadınlarla evliliklerin engellenmesi gerekir.

Herhangi bir ülkede yaşayan Müslümanlar azınlık oluşturuyorlarsa mesela Avrupa ve Afrika'nın bazı ülkelerinde olduğu gibi, şeriatin mantık ve ruhuna göre müslüman erkeklerin gayr-i Müslimlerle evlenmelerini yasaklamayı gerektirir. Gayr-i Müslimlerle evlenmenin yasaklanması da müslüman kadınların kendileriyle evlenecek müslüman bir erkek bulamamalarına bağlıdır. Böyle olunca zaten müslüman bir kadın aşağıda vereceğimiz üç şeyden birine maruz kalır.
a) Gayr-i müslim bir erkekle evlenmek zorunda kalır. Ki bu evlilik İslama göre geçersizdir, batıldır.
b) Sapıklıklar yaşanacaktır. Rezil bir hayata sürüklenmesi muhtemel hale gelecektir. Bu da, işlenen günahların en büyüklerindendir.

c) Ya da evlilik ve annelik hayatından daima mahrum bir hayat yaşayacaktır.

Tüm bunlar İslam'ın razı olmayacağı şeylerdir. Bu durum; Müslüman kadınlar gayri müslim erkeklerle evlenemeyeceği halde, erkeklerin gayri müslim kadınlarla evlenmeleri neticesinde ortaya çıkmaktadır.

2) Vatanından, dilinden, kültüründen, örf ve adetlerinden ayrı gayri müslim bir kadınla yapılan evlilik, bu propleme insaflıca eğilenlerin hissedebileceği hatta gözler önünde aşikar her kesin görebileceği bir takım tehlikelerin çıkmasına sebep olur.

Çoğu kez, Müslümanlardan Avrupa'ya veya Amerika'ya tahsil görmek ve iş bulabilmek için giden gençler oluyor. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra bu gençlerin beraberlerinde kendi kültüründen uzak yabancı kadınlarla geri döndükleri görülüyor. Dinleri farklı, dilleri farklı, örf ve adetleri farklı, anlayışları bambaşka bir kitle.

Evlendiği yabancı kadın yeni eşiyle kalma şartını kabul edip de kendisine yabancı bir ülkeye geldiğinde bambaşka bir ortamla karşılaşır. Damat beyin ev halkı ise, kendilerine yabancı, ev ortamı maddi ve manevi açıdan her şekliyle Amerika ve Avrupa standartlarına göre düzenlenmiş bir ev haliyle karşılaştıklarında garipserler. (1)

Özetle; Birçok Avrupa ülkelerini gezip görmüş biri olarak Şeyh Yusuf El-Kardavî (Allah kendisinden razı olsun) bu konuyu en güzel şekilde izah ederek ehli kitaptan olan kadınlarla evlenmenin mübah olma şartlarını detaylıca açıkladı. Allah (cc) kitap ehli kadınlarla evliliği iffetli olmaları şartıyla helal kılmıştır. Eğer kadın iffetli değilse daha öncesinde zina yoluyla bir erkekle birlikteliği olmuşsa müslüman bir erkeğin böyle bir kadınla evlenmesi caiz değildir. Aynı şekilde Şeyh Kardavi`nin yukarıda zikrettiği şartların da dikkate alınması gerekir.   

fetvakurulu.com

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir