Nusaybinliler Dost-Der`in programında bir araya geldi
Sokağa çıkma yasağının devam ettiği Mardin`in Nusaybin ilçesinde göç eden vatandaşlar, Dost-Der`in düzenlediği programda bir araya geldi.
Mardin`de faaliyet yürüten Dost-Der (Dostluk eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği), Nusaybin`de yaşanan olaylardan dolayı Mardin merkez Artuklu ilçesine yerleşen içgöç mağdurlarıyla bir araya geldi.
HÜDA PAR GİK Üyesi Mahmut Kılınç'ın da katıldığı programda, cemaatle kılınan namaz ve yapılan ikramların ardından, içgöç mağdurlarının sorun ve sıkıntılarına kulak verildi.
“İmkânlarımız ölçüsünde yardımlarımız sürecek”
İçgöç mağdurlarına çeşitli yardımlarda bulunduklarını kaydeden Dost-Der Genel Sekreteri Muhammed Arasan, imkânları ölçüsünde yardımlarının süreceğini söyledi.
Arasan, “Nusaybin`de yaklaşık bir aydır süren çatışmalar nedeniyle evlerini barklarını terk ederek merkez Artuklu ilçesine yerleşen kardeşlerimizin hem dertlerini dinlemek hem de onları bir araya getirmek için böyle bir program düzenledik. Programımıza katılan herkese teşekkür ediyoruz.” dedi.
“Bunun tek suçlusu PKK değil devlet de bir o kadar suçludur”
Buluşmaya davetli olarak katılan HÜDA PAR GİK Üyesi Mahmut Kılınç ise PKK`nin Kürt halkına kan, gözyaşı, muhacerat ve yıkımdan başka bir şey vermediğini söyledi.
Çözüm sürecinin Kürt halkı için ‘çöküş süreci` olduğunu kaydeden Kılınç, “Şu anki süreçte halkın evleri yıkıldı ve halk göç etmek zorunda kaldı. Bunun tek suçlusu PKK değil; devlet de bir o kadar suçludur. Çözüm süreci halkımız için çöküş süreci oldu. Cizre`de başlayan olaylar bugün Nusaybin`de devam ediyor.” dedi.
Devletin yürüttüğü politikanın başından beri yanlış olduğuna değinen Kılınç konuşmasına şöyle devam etti:
“HÜDA PAR olarak, devletin yürüttüğü bu sürecin yanlış olduğunu başından beri söyledik. Eğer PKK güçlenirse önüne geçilmez sorunların yaşanacağını söylemiştik. Kürt halkı, 90 yıldır devletten sistematik bir zulüm gördü. Son 10 yıldır devlet normale dönüyor. Kürt halkının, zulümden başka bir şey görmediği örgüt, Kürtlerin temsilcisi olarak muhatap alındı. Böylece halk, adeta bir örgütün insafına terk edildi. PKK`nin kuruluşundan bu güne kadar yaklaşık 50 bin insan öldü. Bu 50 bin insandan 40 bini Kürt`tür.”
"PKK, Nusaybin`e silah sevkiyatı yaparken devlet güçleri buna sessiz kalıyordu"
Devletin çatışmasızlık sürecinde yanlış bir politika yürüttüğünü belirten Kılınç, “Zamanında PKK, Nusaybin`e silah sevkiyatı yaparken devlet güçleri buna sessiz kalıyordu. Bu sevkiyatlar yapılırken devlet müdahale etseydi bugün buradaki kardeşlerimiz evlerinde olacaklardı. İşte bu da devletin yanlış politikası sonucu oluşmuş bir durumdur.” dedi.
“Kürt halkına kan, gözyaşı ve yıkımdan başka bir getirileri olmadı”
PKK`nin Kürt halkına kan, gözyaşı, muhacerat ve yıkımdan başka bir getirisi olmadığını belirten Kılınç, “Bu örgütün Kürt halkına kan, gözyaşı, muhacerat ve yıkımdan başka bir getirisi olmadı. Ama biz umutluyuz; ara ara parti beyanatlarımızda da dile getiriyoruz. Yaşları 15 ila 20 arasında değişen gençlerimiz devlet güçlerinin eliyle öldürtülüp bu ölümler üzerinden siyaset yapılıyor. Bu gençlerimize yazık oluyor ve bu Kürt halkının yararına değildir. Halkımız, PKK`nin bu yanlış politikasından vazgeçmesini bekliyor.” diye konuştu.
“İslam şemsiyesi altında birleşelim”
PKK ile devlet arasında yaşanan ve halkın zarar gördüğü çatışmaların son bulmasının halkın faydasına olacağını belirten Kılınç sözlerini şöyle bitirdi:
“Bu çatışmanın artık son bulmasını temenni ediyoruz. Hepimiz gördük ki devletin de PKK`nin de yürüttüğü politikalar bu halkın yararına değildir. Bu halk, o politikaların sonucunda zarardan başka bir şey görmedi. Ümit ediyoruz ki artık bu politikaları eleştirir ve İslam şemsiyesi altında birleşilir. Belki parti olarak siz muhacirlere tam anlamıyla Ensar olamadık. Bu yüzden sizden helallik istiyoruz. Allah izin verirse imkânlarımız dâhilinde halkımızın arasına hiçbir fikir ayrılığı koymadan onlara her zaman yardım eli olmak için çalışacağız. Mazlumların sesi olduk ve olmaya devam edeceğiz.” (M. Salih Keskin, Mahsum Tunç- İLKHA)