• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
`Bağımlılar istismar ediliyor`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Çocuğunuzun madde bağımlısı olduğunu öğrenseniz ne yaparsınız? Bir çok aile bu konuda ne yapacağını bile bilmiyor. Biraz araştırınca AMATEM, Balıklı Rum Hastanesi gibi yerler önünüze çıkıyor. Ancak burada yapılan kısa süreli tedaviler tek başına çözüm olmaktan çok uzak. Tedavi görenlerin büyük bölümü, devamı getirilemeyen rehabilitasyon tedavisi nedeniyle tekrar madde kullanmaya başlıyor. 

Aileler ise çocuklarını kurtarmak için bir çıkış yolu arıyor. Biraz araştırmanın sonucunda, çoğunun yolu eski kullanıcıların kurduğu "bağımlılıkla mücadele" derneklerine düşüyor. Ancak bu tür merkezlerin ne derece yeterli olduğu soru işareti. Ayrıca bazı derneklerin, önce bu işi gönüllü yaptıklarını söyleyip, ardından ailelerden yüklü miktarda para telep ettiği iddia ediliyor. Çocuğunu madde bağımlılığından kurtarmak isteyen ebeveyn ise elinde avucunda ne varsa bu yolda harcıyor.

Ailelerin istismar edilmesinin yanısıra, kurtuluş ümidiyle bu tür derneklere giden kadınlara cinsel istismar iddiaları da gündeme geliyor. Geçtiğimiz haftalarda Uyuşturucu Madde Bağımlılıkları ve Alkolizmle Mücadele Federasyonu (UBAM)`ın genel müdürü, bağımlılıktan kurtulmak için gelen kadınlara cinsel istismarda bulunduğu, uyuşturucu madde bulundurduğu gibi iddialarla tutuklandı.

Bağımlı aileleri şikayetçi
Madde Bağımlıları Yakınları Dayanışma Ağı da, 27 Mart Pazar günü Galatasaray Meydanı'nda düzenlediği eylemde bu konuya dikkat çekti. Dernekler kanununa tâbi olarak, isteyen herkesin, hiçbir yetkinliği olmasına bakılmaksızın Madde Bağımlılığıyla Mücadele Derneği kurabildiğine dikkat çeken bağımlı yakınlarının açıklamasında şu cümleler yer aldı:

"Bağımlılık tedavisinin Sosyal Fonlardan karşılanması ya da SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) ve GSS (Genel Sağlık Sigortası) kapsamına alınması, sahada faaliyet yürüten derneklerin bağımlı ve yakınlarıyla direkt maddi alışverişini ortadan kaldırır ve sadece faaliyetlerine yoğunlaşmalarına olanak sağlar. Bu amaçla yapılacak düzenlemeler sayesinde daha sağlıklı ve denetlenebilir, istismar kanalları minimuma çekilmiş daha etik bir hizmet kalitesine ulaşmanın önü açılmış olur."

"24 bin TL ücret istediler"
22 yaşındaki F.Y. bu derneklerden birinin mağduru olduğunu iddia ediyor. Sekiz yıldır bağımlı. Madde kullanmaya arkadaş ortamında alıştığını anlatıyor. Önceleri ne olduğunu bilmediği bu maddenin hoşuna gittiğini, zararlı olduğunu düşünmediğini söylüyor:

“Önce hafif bir madde ile başladım. İki yıl kullandım. Bana zarar vereceğini bilmiyordum. Sonra başka bir arkadaşım bana daha ağır bir madde içirdi. Bir süre sonra artık vücudumun yenik düştüğünü anladım. Daha önce bunun fiziksel bir krizi olduğunu bilmiyordum. Bir sabah bir kalktım, grip gibi kemiklerim ağrıyordu. Sonra bağımlı olduğumu öğrendim. Krize girmeye başladım.“

F.Y bir çok arkadaşını uyuşturucu yüzünden kaybettiğini anlatıyor. Kendi ifadesine göre, vücudunun sıkıntıya girdiğini anladıktan sonra da böyle yaşamak istemediğine karar verdi. Önce annesine madde bağımlısı olduğunu açıkladı. Ardından annesinin de desteğiyle iki kez Balıklı Rum Hastanesi`ne, iki kez de AMATEM`e yattı. Ancak her defasında yeniden başladı:

“Bana iyi gelmedi bu tedaviler. Oradan çıkıyorsun yeniden başlıyorsun. Önemli olan sonrası zaten. Boş kalmamak lazım. Bu çok önemli. Kendini iyi hissettirecek bir şey yapmalı insan. Boş kaldığın zaman seni çekiyor hemen."

F.Y`nin annesi hastanelerde bir çözüm bulamayında oğlunu madde bağımlılığından kurtarmak için başka kapıları çalmaya başladı. İstanbul`da bir derneğe gitti. Dernek yöneticilerinin önce "Biz bu işi para için yapmıyoruz" dediklerini, ancak daha sonra para istediklerini söylüyor:

“Önce bir derneği telefonla aradım. Benden 24 bin lira ücret istediler. Hâlbuki, televizyonlarda ücretsiz yardımcı olduklarını söylüyorlardı. Başka bir dernek buldum. Telefonda konuştuk ‘tamam gelsin` dediler. Gittik. Tam çıkarken ‘Bizim bir ücretmiz var ama.` dediler ve benden 7500 lira istediler. Ben param olmadığını söyleyince oradaki yöneticilerden biri ‘Ben kredi çektim, siz de kredi çekebilirsiniz` dedi. Ben ne yapıp edip o parayı bulup göndermeye razıydım: Ama oğlum onların dürüst olmadığını söyledi. Bu kadar parayla tedaviyi kabul etmedi ve gitmedi."


F.Y`nin annesi oğlunu kurtarmak için her kapıyı çaldığını söylüyor.

“Dernek aylık 5 bin lira istedi”
R.M. 29 yaşında. Uyuşturucu madde ile 18 yaşında tanıştı. 11 yıldır bağımlı. Dört aydır da “temiz” yani, madde kullanmıyor. Zararlı olduğunu bildiği için önceleri reddetse de daha sonra arkadaş ortamında alıştığını söylüyor. Ancak daha ağır maddeler kullanmaya başladıkça önce kişisel eşyalarını satmaya başladığını, ardından annesinin, ablasının çantasından para çaldığını anlatıyor.

AMATEM ya da başka bir hastaneye hiç gitmedi. Annesi o kurtulsun diye şehir bile değiştirdi. İstanbul`dan taşındılar. Ancak yine olmadı. Tekrar İstanbul`a döndüler. Bu sefer R.M`nin annesi F.M onu bir derneğe götürmek istedi. Önceleri kabul etmedi. Daha sonra annesinin isteğiyle telefonda derneğin başkanı ile konuştu:

“Artık çıkmaz bir yola girdiğimin farkındaydım. Kurtulmak istiyordum. Annem  beni dernek başkanı ile telefonda konuşturdu. Kendisi de eski bir kullanıcıydı. Telefonda konuşurken bile beni anlayabiliyordu. Ben onu anlayabiliyordum. Çünkü aynı yoldan geçmişiz. Bayâ iyi geldi. Beni rahatlattı. Oraya gidince düzeleceğime inandım.”

R.M derneğe gitmeye başladı. Ücretini bilmiyordu. Annesi F.M ise kendisinden ciddi miktarda para talep edildiğini söylüyor:

“Oğlumu İstanbul dışındaki bir evde tedavi edeceklerini söylediler. Orada en az üç ay kalması gerektiğini söylediler. Ben de İstanbul`dan uzaklaşırsa daha iyi olacağını düşünerek kabul ettim. Ancak bu sefer de 5 bin lira talep ettiler. Ben önce üç ay için 5 bin sandım ama sonra bana aylık 5 bin lira ödemem gerektiğini söylediler. Hiç param yoktu. Kızım nişanlanmıştı. Ona takılan paraları aldım, altınlar bozdurdum ilk taksidi ödedim. İkincisi için oğlumun motosikletini sattık. Üçüncüyü nasıl ödeyeceğimi düşünürken oğlum aniden geri geldi. Bana hiç bir şey söylemeden oğlumu göndermişler.”


F.M oğlunu kurtarmak için bir derneğe 11 bin lira ödediğini söylüyor.

“Hem maddi hem cinsel istismar var”
R.M iki aydan fazla derneğin İstanbul dışındaki evinde kaldı. Orada çocuklarını madde bağımlılığından kurtarmak isteyen ailelerin istismar edildiğine şahit olduğunu söylüyor:

“Bağımlılar ve ailelerin üzerinden ciddi anlamda suistimal var. Telefonda insanlar arıyor. Önce ‘Biz gönüllü yapıyoruz, para önemli değil` diyorlar. Sonra sizi derneğe çağırıyorlar. Aylık beş bin istiyorlar. Bu parayı veremeyen kalamıyor. Aile çocuğunu getirmiş, "Çocuğumuzu kurtarın' diye yalvarıyor ama işin içine para girdiği zaman geri gönderiyor. 'Evini sat, arabanı sat, kredi çek' diyorlar. Sadece bu değil. Cinsel istismar da var. Kadınlara, 'Benimle birlikte olursan kurtulabilirsin' diyerek onların zayıf durumundan faydalanmak istiyorlar."

Madde bağımlılarının çoğu, eski kullanıcıların kendileri gibi “damdan düştüğünü” bu yüzden kendilerine daha iyi anladıklarını düşünerek bu tür derneklere yöneliyorlar. Ancak bu tür derneklerin bir çoğunun yeterli donanımı yok.

“Derneklerin denetlenmemesi büyük sorun”
Yeşilay Genel Müdürü Savaş Yılmaz, Türkiye`de uyuşturucuyla mücadele derneklerinin yeterliliği ile ilgili bir denetimin olmamasının ciddi bir sorun olduğunu söylüyor. Bu konuda çalışma yaptıklarını ve Türkiye için bir model çıkardıklarını belirtiyor:

"Biz Türkiye için rehabilitasyon modeli oluşturmaya çalışıyoruz. Bu merkezleri ve uzman oldukları söylenen kişileri kimin denetleyeceğinden tutun da, merkez nasıl olmalı, hangi büyüklükte olmalı, sosyal güvenlik sistemiyle ilişkisi nasıl olmalı, hastaların tedavileri nasıl karşılanmalı, özel sektör ya da bir başka vakıf, dernek, üniversite bu alana gelmek isterse hangi koşullarda gireceğine kadar bir çok alanı kapsayan bir çalışma. Türkiye için bir model çıkartacağız. 5 kıtada 10 ülke örneği incelenecek, literatür çalışmaları yapılacak. Çalıştaylar yapılacak. Eski kullanıcılardan, aktivistinden hepsi ile birlikte ortak bir çalışmayla bir modeli çıkartıp uygulama yapacağız. Biz rolleri belirleyeceğiz. Kim olayın neresinde olacak? STK`lar neresinde olacak?"

Savaş Yılmaz, ayrıca bağımlılık danışma merkezleri ile ilgili meslek standardı geliştirdiklerini de belirtiyor:

“Bağımlı danışmanının hangi standartara sahip olması gerektiği ile ilgili bilgileri Meslek Standartları Kurumu`na verdik. Onaylanmasını bekliyoruz. Normalde yönetmelik çıkarma sorumluluğu, Uyuşturucuyla Mücadele Strateji Belgesi`nde Aile Bakanlığı`nda. Ama yaklaşık iki senedir sonuç çıkmadı. Biz alt yapısını hazırladık. Meslek Standardı dediğimiz şey bireyi denetlemek için oluşmuş bir şey. Meslek standartları geliştiriliyor sertifikasyon sistemine tabii tutuluyor, o sertifikayı alanlar istihdam edilebiliyor ya da çalışma izni veriliyor. 'Ben bu işi yaparım' diyor ama psikolog, psikiyatrist, eğitici, sosyal hizmet uzmanı çalıştırmıyor. Bütün bu insan kaynağının profilinin çıkarılması sürecin nasıl olması gerektiğine ilişkin bir şey oluşması gerekiyor Türkiye`de."


Savaş Yılmaz, tıbbi tedavinin ardından rehabilitasyon ve sosyal entegrasyonun önemine dikkat çekiyor. [Fotoğraf: Yeşilay]

Yeşilay`dan ücretsiz bağımlılık danışmanlık hizmeti

Savaş Yılmaz, Türkiye`de uyuşturucuyla mücadelede en büyük eksikliklerinden birinin de rehabilitasyon merkezlerinin olmaması olduğunu belirtiyor. Yılmaz`a göre, AMATEM gibi tıbbi kurumlar tedavinin ilk öğesi, ancak bu yeterli değil. Tıbbi tedavinin ardından rehabilitasyon merkezleri çok önemli:

“Tıbbi tedavi işin bir parçası. Ama asıl tıbbi tedaviden sonra psikolojik ve sosyal destek sağlayacak merkezler olması gerekiyor. Biz YEDAM dediğimiz yapıları bu yüzden kurduk yani Yeşilay Danışmanlık Merkezi`ni. Önce bize bağımlı telefonla ulaşıyor. Psikologlarımız telefonda gerekli danışmanlığı sağlıyor. Ardından bağımlı randevu alarak YEDAM`a geliyor. Bağımlı ve yakınları ücretsiz olarak buradaki psikolojik danışmanlık imkanından faydalanıyor. Burada yatılı değili ayakta tedavi uyguluyoruz. Şu an sadece Üsküdar`da var. Yakında Cerrahpaşa`da da olacak. Bu merkezlerde psikologlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları, din adamları, eğitmenler yer alıyor. Eski kullanıcıların da deneyimlerinden faydalanmaya çalışıyoruz. Yani, duruma çok yönlü bakmaya çalışıyoruz.”

Türkiye`de bağımlıların tıbbi destek aldıktan sonra ücretsiz rehabilitasyon ve sosyal entegrasyonlarını sağlayabilecekleri ilk merkez Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 2008'de kuruldu. Bir kaç ay önce kurulan YEDAM`ın yanı sıra İstanbul`da Avcılar ve Beylikdüzü Belediyelerinin İstanbul Toplumsal Gelişim Derneği ile birlikte kurduğu Bağımlılık ve Tedavi Merkezleri de var. Ancak giderek yaygınlaşan uyuşturucu bağımlılarının tedavi ve rehabilitasyonunda bu merkezler yetersiz kalıyor.

al jazeera

Bu haberler de ilginizi çekebilir