Tarihte bugün (05.04.2016)
TARİHTE BUGÜN / DOĞRUHABER / İSTANBUL / 5 NİSAN
1453: Fatih Sultan Mehmet'in donanması İstanbul sularına geldi.
1804: Kayıtlara geçen ilk meteor, İskoçya'ya düştü.
Meteor; Gökyüzünde bir yerden kopup başka gök cisimlerinin çekim etkisine giren daha küçük gök cisimleridir. Yer yuvarlağı, Güneş etrafında dönerken, böyle bir göktaşı (meteor) topluluğunun yörüngesinden geçerse, Yer`in çekim etkisine giren bazı meteorlar, 12 ile 70 km/sn`lik bir hızla atmosfere girerek sürtünme nedeniyle hızla ısınır ve sıcaklığı 2000°C`ye yaklaşır. Böylece bir bölümü ya da tamamı gaz haline geçerek yanmaya başlar. Kendileri ışıksız olan bu akan yıldızların bazıları yeryüzüne çarparak meteor kraterleri diğer adıyla göktaşı çukuru açarlar. En büyük meteor krateri, Amerika`da Arizona eyaletindedir. Türkiye`deki en büyük meteor krateri ise Doğu Beyazıt`ta, Gümrük Kapısı yakınlarındadır.
1928: CHP; Anayasa'da yapılacak değişiklikler ve laiklik ilkeleri üzerinde karara vardı. O dönemlerde CHP'nin karar alması yetiyordu. Sözde padişahlık kalkmış, tek adamın bir millet üzerinde tasallutuna son verilmişti. Sözde böyleyken, özde bir şey değişmemişti. Sadece isimler ve tabela değişmişti.
1937: Colin Powell doğdu. 1989-93 arasında ABD genelkurmay başkanıı, 2001-05 yılları arasında da dışişleri bakanı olan Colin Powell, ABD tarihinde bu görevlere getirilen ilk Siyah kökenlidir. Vietnam Savaşında başta My Lai (May Lai) katliamı olmak üzere tüm katliamlarını örtbas etmiş, edemediği yerde de "Ne yapalım savaşın gereği bu..!" şeklinde beyanatlarla katliamları gayr-i insani bir şekilde masumlaştırmaya çalışmıştır. Birinci Körfez Savaşında, Çöl Harekatı adı verilen Amerika operasyonunu o yönetmiştir. Ancak Amerikanın savaş lordları olan başta Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz olmak üzere pek çok konuda Bush yönetimiyle ters düştü. 15 Kasım 2004'te dışişleri bakanlığı görevinden istifa etti. Ancak yerine atanan Condoleezza Rice'ın ABD Senatosu`ndan onay aldığı 26 Ocak 2005'e kadar görevine devam etti. Emekli olduktan sonra yaptığı açıklamalarla başta Irak politikası olmak üzere Bush yönetiminin askeri politikalarını eleştirdi ve Eylül 2005'te bir televizyon röportajında, 2003`ün şubat ayında Güvenlik Konseyi`nde, Irak`ı kitle imha silahları üretmekle suçladığı konuşmasının, yaşamında bir leke olarak kalacağını belirtti.
1956: Amerikalı sanayici Earl Bunting, Türkiye'yi, "Dolar vermezseniz komünist olurum demeyen memleket" olarak tarif etti. Soğuk Savaşın en sıcak günlerinde ve dünyanın Doğu ve Batı bloğu olarak kutuplaştığı dönemde, kimi ülkeler diğer bloğa geçmeyi, başta parasal destek olmak üzere çeşitli yardımlar almada şantaj olarak kullanıyordu. Doğu Bloğunun başını çeken Sovyetler Rusyası ile Batı Bloğunun başını çeken Amerika, çeşitli yardımlarla ülkeleri kendi safına çekmeyi politika haline getirmişti. Hatta Vietnam ve Kore gibi savaşlar ile bir çok darbe Bloklaşma mücadelesinin sonuçlarıydı. Amerikalı sanayici Earl Bunting'in Türkiye için "Dolar vermezseniz komünist olurum demeyen memleket" demesi; O dönemin genel bir gerçeğini de ifşa ediyordu. Burada bloklaşma mücadelesinde Türkiye'nin konumunu anlatabilmek için bir fıkra anlatmak lazım. Türkün birine "sana şu kadar para vereceğim, şu çamura atla" demişler. "Atlamam" demiş. Paranın meblağını artırmışlar yine "Atlamam" demiş. Parayı biraz daha artırmışlar "Al şu kadar para, şu çamura atla." Yine "Atlamam" demiş. Sonra "Sen zaten atlayamazsın" deyince "Nasıl atlayamam" demiş ve bedavaya atlamış. Şimdi galiba Earl Bunting'in Türkiye için "Dolar vermezseniz komünist olurum demeyen memleket" demesinin manası biraz daha netleşti. Anlayacağınız, uyanık bir Amerikalı çıkıp bizim Türklere "Sen zaten Amerikan bloğuna geçemezsin" demiş ve Türkiye'nin bedavaya Amerikan Bloğuna girmesini sağlamış.
1974: Dünya Ticaret Merkezi açıldı. Yapımına 1970'te başlanan ve 37 milyon dolara mal olan binanın yapımı 4 yıl sürdü. Ancak 11 Eylül'de dakikalar içinde yok oldu gitti.
1987: 12 Eylül 1980'den 1987'ye kadar 14 bin kişinin vatandaşlıktan çıkarıldığı açıklandı. Vatandaşlık haklarını yitirmemek için 26 bin kişiye de yurda dön çağrısı yapıldı. 12 Eylül Darbe yöneticileri, darbenin gadrinden korkarak yurt dışına kaçan siyasi muhalifleri cezalandırmak ve yurda dönmeye mecbur bırakmak için vatandaşlıktan çıkarmayı bir dönem yoğun olarak kullandılar. Vatandaşlıktan çıkarılanların çoğunun vatandaşlık hakları sonraki dönemlerde geri verildi.
1992: Bosna-Hersek hükümeti bağımsızlığını ilan etti. Eski Sosyalist Yugoslavya'nın altı federe cumhuriyetinden biri olan Bosna-Hersek, bağımsızlığını 1990'lı yıllardaki Yugoslavya'nın -SSCB gibi- çözüldüğü yıllarda kazanmıştır. 1992 yılında Yugoslavya'dan ayrılan Slovenya ve Hırvatistan'ın bağımsızlığını tanıyan AB ve BM, Makedonya ve Bosna-Hersek'in bağımsızlığını referandum şartına bağlamıştı. Bu nedenle 1992 yılında Bosna-Hersek'te yapılan referandumda halk bağımsızlıktan yana oy kullanınca yeni devlet kuruldu. Ancak bu devleti, ülkedeki Sırplar tanımadı ve Boşnaklar ve Hırvatlara karşı soykırıma başladı. Bu dönemde Avrupa'nın ortasındaki müslümanlar tüm dünyanın gözleri önünde çocuklarından yaşlılarına kadar bir bir katledilip kadınlarına tecavüz edildi. Aliya İzzet Begoviç önderliğinde ve şuurlu dünya müslümanlarının desteğiyle müslümanlar kendilerini savunmaya başlayıp da atağa geçince müdahale etme gereği duyan Batılılar devreye girdi ve 1995 yılında Dayton Barış Antlaşması imzalandı.
2010: NATO, Amerikan askerlerinin Şubat ayında Afganistan'daki bir ev baskınında 2'si hamile 3 kadını öldürdüğünü kabul etti. ABD'li askerlerin delilleri karartmak için kadınların vücudundaki mermileri çıkardıkları ve yaralarını alkolle yıkadıkları belirtildi. NATO yaptığı yazılı açıklamada, 12 Şubatta ABD ve Afgan askerleri tarafından gerçekleştirilen baskında 3'ü kadın 5 sivilin yanlışlıkla (!) öldürüldüğü operasyonda sorumluluğu üstlenerek, olaydan “derin üzüntü duyulduğunu” belirtti. Açıklamada, “O gece yapılan operasyondaki olayın sorumluluğunu üstleniyoruz ve kayıpların aileleri tarafından ebediyen hissedileceğini biliyoruz” ifadesi kullanıldı. NATO, Afganistan'da sürekli olarak sivilleri öldürüp sonra da özür diliyor.
2010: Sosyal Paylaşım sitelerindeki tehlikeleri nazara veren bir açıklama daha yapıldı. Bu açıklamaya göre, İsrail istihbarat kurumları Gazze'de Hamas ve İslami Cihat Örgütü konusunda bilgi toplayacak muhbirler bulmak için sosyal paylaşım sitelerinden faydalanıyor.
Hamas'ın İçişleri Bakanlığının sözcüsü Ehab el Hüseyin, “Facebook, İsraillilerin kullandığı dev bir araç. Pek çok insanın güvenliğini nasıl sağlayacağı konusunda bir fikri yok. İnternete girip eşleri ya da kız arkadaşlarıyla olan sorunları dahil bütün özel hayatlarını ortaya döküyorlar” dedi.
Ehab el Hüseyin, "İsrail`in istihbarat ajanları da bu sayede bu insanlarla telefon, e-posta ya da Gazze`deki İsrail ajanları vasıtasıyla bağlantı kurup ellerindeki bu özel bilgileri insanları ajanlığa ikna etmek için kullanıyor. İnternet yüzünden insanlar da İsrail`in kendileri hakkında her şeyi bildiğini düşünüyor” dedi.
İsrailli istihbarat uzmanı ve “İsrail`in İran`la Gizli Savaşı” isimli kitabın yazarı Ronen Bergman da ülkesinin istihbarat servislerinin sosyal paylaşım sitelerini kontrol altında tutmasından daha doğal bir şey olmayacağını söyledi. Bergman istihbaratçıların şu anki düşüncesinin internet üzerinden toplanan kişisel bilgilerin uzun vadeli muhbirler toplamak için insanlara baskı, hatta şantaj yapmak için kullanıldığını düşünüyor. Bergman`a göre bu tür tehditler genellikle insanları işbirliği yapmaya ikna etmek konusunda her zaman yeterli olmuyor ama internet üzerindeki detaylar, istihbarat örgütlerinin işe yarar insanları seçebilmesini sağlıyor. Özellikle de Hamas`la ya da terör örgütleriyle kolayca bağlantı kurabilenler tercih ediliyor.
2012 : Genelkurmay Başkanlığı, 34 Kişinin Yaşamını Yitirdiği Uludere Olayı İle İlgili Raporu Tamamladı.
Meclis İnsan Hakları Uludere Alt Komisyonu`na Sunulan Raporda, "Operasyonun Sınır Dışı Kurallarına Uygun Olarak Yapıldığı" Öne Sürüldü.
Raporda Ayrıca Soruşturmanın Gizliliği Gerekçe Gösterilerek, Bazı Belgelerin Paylaşılamayacağı İfade Edildi.
2012 : Pakistan'da Hükümetin Son Haftalarda Elektrik, Petrol Ürünleri Ve Sıvılaştırılmış Doğalgaza Yaptığı Zamlar Yoksul Halkı Canından Bezdirdi.
Hükümetten Zamların Geri Alınmasını İsteyen Pakistan Halkı Meydanlara İndi.
Ülkede Son Bir Yılda Elektriğe Yüzde 100'den Fazla, Doğalgaz Ve Petrol Ürünlerine De Yüzde 60`ın Üzerinde Zam Yapıldı.