`Barış adına oy isteyenlerin oyununa geldik`
Diyarbakır`ın Bağlar ilçesinde kısmen ilan edilen sokağa çıkma yasağı kalktı ancak mağduriyetler hâlâ devam ediyor. Mağdur halk, uğradıkları haksızlıkların, kendilerinden özgürlük adına oy isteyenlerce yapıldığını söyledi.
Bağlar'da 15 Mart Salı günü kısmen ilan edilen sokağa çıkma yasağı, 21 Mart`ta kalksa da ortaya çıkan mağduriyetler hâlâ giderilmeyi bekliyor. Mağdurlar, başlarına gelen zulmün bizzat kendilerinden barış ve demokrasi adına oy isteyenlerce yapıldığını söyleyerek, yaşadıklarını anlattı.
Sokağa çıkma yasağının uygulandığı bölgede oturan İsmail Selçuk, “Ben gurbette çalışıyordum. Geldiğimde yasak ve çatışmalar vardı. Eşim ve çocuğumu merak ettim, girmek istedim ancak polis izin vermedi. Sonradan öğrendim, akrabalarının evine gitmişler.” diyerek olayların ilk anlarında içerisinde bulundukları durumu anlattı.
“Demokrasi ve özgürlük adına bize oy verin diyenlerin oyununa geldik”
Yasak kalktıktan sonra eve geldiğinde evinin yaşanacak bir halde olmadığına şahit olduğunu belirten Selçuk, “Şu an evsiziz ve imkânımız da yok ki onaralım. Hiçbir eşyamız sağlam kalmamış. Çocuklarım hepsi hastadır. Böyle ortada kaldık. Allah için birileri yardım ederse iyi olur. Yeni evliyim, yetim büyüdük. Şu an huzurumuz yok, Allah kabul etmez bunu. Barış adına, demokrasi adına, özgürlük adına bize oy verin diyenlerin oyununa geldik. Özgürlük, barış dediler ve biz de oy verdik. Şimdi ortada kaldık. Ne gelen var ne soran.” şeklinde konuştu.
“Askerlik fotoğraflarımı görünce çıldırmışlar”
Evinde PKK`li yaralıların tedavi edildiğini söyleyen Selçuk, “Yatağımızda kan izleri var, burada yaralılarını tedavi etmişler. Mahalle muhtarı, evimin en çok dağıtılan ve tahrip edilen ev olduğunu söyledi. Askerlik fotoğraflarımı görünce çıldırmışlar. Ev eşyalarımı meydanda yakmışlar. Evin içinde her yere sıkarak tahrip etmişler. Eşyalarımız çalınmış ve yakılmış. Kalanlar ise kurşunların hedefi olmuş.” şeklinde konuştu.
“PKK`liler çeyizimi meydanda yaktılar”
Sümeyye Selçuk ise Pazartesi saat 22.00 sıralarında evinin duvarlarına vurulduğunu dile getirerek, olayların başladığı o anları anlattı:
“ ‘Heval, kazma kürek getir` şeklinde sesler duydum. Korkudan akrabalarımı aradım. Kaynanam gelerek beni onların içinden aldı. O gece korkudan yatamadım. Eşim de gurbette çalıştığı için evde değildi. Saat 06.00 civarında çıktık, baktık ki her yerde çukurlar kazılmış, içeri girmesinler diye kapıları kilitledim. Akrabalarımın evinden döndüğümde ise evimin bu hale döndüğünü gördüm. Her şeyimizi meydanda yakmışlar. Komşularım; battaniyelerimin, yazmalarımın, çeyizlerimin PKK`liler tarafından yakıldığını söyledi.”
“Milleti arabasından indirip arabaları kurşuna dizdiler”
Kaynartepe Mahallesi`nde yasağın ilan edildiği gecede olanları anlatan Aylin Selçuk ise şunları ifade etti:
“Gece olayların başlamasıyla beraber silahlar patladı, arabaların önü kesilmeye başladı. Arabaları yakmaya başladılar, polis ortada yoktu. Sadece onlar tek vardı. Milleti arabasından indirip, arabaları kurşuna dizdiler. Saat 02.00 sıralarında polisler geldi, çatışma şiddetlendi. Eltim beni arayarak, içeride mağdur kaldığını söyledi. Ablamı arayarak, onları evden çıkarmasını söyledim. Sonra sabah ben gittim onu çıkarmaya, her yerde çukurlar kazılmıştı. Yaralılarını da gördük. PKK`lilere burada bulunmalarının sebebini sorduğumuzda ‘Sizin için savaşıyoruz` dediler. Madem bizim için savaşıyorsunuz, o halde ne diye bizi mağdur ediyorsunuz. Bize, ‘Savaşıyorsanız, gelin savaşın; savaşmıyorsanız çıkın!` dediler. Biz çıkmayı tercih ettik.”
“Çocuğumun psikolojisi bozuldu”
Günlerce evde mahsur kaldıklarını belirten Aylin Hanım, 155`i aradıktan sonra beyaz bez sallayarak evden çıkabildiklerini dile getirdi.
Gidecek hiçbir yerlerinin olmadığını ifade eden Aylin Hanım, “Evden çıktık, ancak sokakta kaldık. Hastalandım, ilaç tedavisi görüyorum. Ayın yirmisinde ameliyat olmam gerekiyor. Arabamızı taramışlar, kapılarımızı kırmışlar, eşyalarımız çalmışlar. Kapılarımız daha da kırık. Oğlum 6 yaşında ve şu an tuvalete gitmeye korkuyor, psikolojisi bozuldu.” diye konuştu. (M. Sıddık Bilge/M. Hüseyin Temel – İLKHA)