Çocuklarda öğrenme güçlüğüne dikkat!
Disleksi denilen öğrenme güçlüğünün eğitimciler ve aileler tarafından yeterince bilinmediğine dikkat çeken uzmanlar, erken tanının önemli olduğunu belirtiyor.
Öğrenmenin insanın doğduğu günden ölünceye kadar devam eden, kişinin gelişim düzeyine ve bireysel özelliklerine göre değişim gösteren bir süreç olduğunun altını çizen uzmanlar, öğrenme güçlüğünün zekâ geriliği olmadığını belirtiyor.
Disleksi denilen öğrenme güçlüğünün eğitimciler ve aileler tarafından yeterince bilinmediğini ifade eden Aile Terapisti Dr. Obengül Ejder, erken tanının önemli olduğunu kaydetti.
Okuma güçlüğü olarak bilinen disleksi tanısının konulabilmesi için çocuğun zekâsının normal ya da normal üstü olması gerektiğini belirten Ejder, "Disleksi zekâ geriliği demek değildir. Eğer okumada yaşanılan zorluk, zekâ geriliği, işitme kaybı ya da başka nörolojik sorunlarla ortaya çıkıyorsa o zaman disleksiden söz edilemez. Normal zekâ özelliği olan çocuklar, beklenilen başarıyı ortaya çıkartmadığında disleksiden şüphelenilir ve bunun için ekstra değerlendirmelere gerek duyulur." dedi.
“Disleksi, eğitimciler ve aileler tarafından yeterince bilinmiyor”
Disleksi özellikleri olan çocuk sayısının oldukça fazla olduğunu söyleyen Ejder, "Eğitimciler ve aileler tarafından yeterince bilinmediğinden bu özellikteki çocuklar, gerek okul içinde gerekse aile ve çevre içinde pek çok zorlukla karşılaşmaktadırlar. Disleksi özellikleri olan çocuklar okuma yazmayı zamanından geç öğrenirler. Hiç öğrenmeme gibi bir durum söz konusu olmaz. Ama sorunun şiddetine göre çocuğun hangi alanda zorlanacağı farklılık gösterir. Genel olarak okuma yazmayı öğrenseler de okuma yazma kalitesinde yaşanan zorluklar da disleksinin özellikleri arasındadır." diye belirtti.
“Disleksi nörolojik, genetik geçişli bir sorun”
Disleksi hakkında yapılan araştırmalarda tek bir neden bulunamadığına dikkat çeken Ejder, şunları ifade etti: "Ama genel olarak nörolojik bir sorun olduğu, genetik geçişli bir sorun olduğu bilinmektedir. Tedavide özellikle kullanılan bir ilaç yoktur. Eğitimsel terapi ya da özel eğitim dediğimiz yöntemlerle bu çocukların gelişimi sağlanır. İlaç tedavisi, sadece eşlik eden sorunlar olduğunda bu sorunların semptomatik tedavisi için sürece dâhil olabilir. Dislekside eğitimsel terapi çalışmalarının amacı, çocuğun güçlü ve zayıf yanlarını ortaya çıkarmak, zayıf yanlarını destekleyecek teknikleri öğretmek, güçlü yanlarını öğrenmelerini desteklemektir."
“Erken tanı çok önemli”
Ejder, erken tanının bu çocukların gelecekte alacakları eğitimin tespiti açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Unutulmamalıdır ki, disleksi tanısı konulan çocukların, yarıdan azı başarılı bir gelişim gösterirken erken dönemde teşhis edilen çocukların çoğu kendi akranları ile aynı seviyeye taşınabilmektedir. Bu konuda bir uzmandan yardım almanız sorunun çözümünde size yol gösterecek ve ileride telafisi olmayacak yanlışların önüne geçecektir." dedi. (İLKHA)