• DOLAR 34.703
  • EURO 36.738
  • ALTIN 2972.701
  • ...
STK`lar: Bu Katliamın Sorumluları Cezalandırılsın
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Doğruhaber / Şükrü Gündüz / İstanbul
 
Şırnak`ın Uludere İlçesi Ortasu köyü kırsalında TSK tarafında yapılan bombardımanda hayatını kaybeden 35 kişi için İHH konferans salonunda bir basın açıklaması düzenlendi. 35 kişinin katledildiği olay lanetlenirken yapılan açıklamaya katılan STK temsilcileri “Milli Savunma Bakanı ile Genel Kurmay Başkanı istifa” etmeye çağırdılar.
 
TÜRKİYE’DE VE DÜNYA DA HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMIYOR
Basın toplantısında ilk olarak söz alan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, “Mavi Marmara’dan dolayı Türkiye’de açılan davalarla ilgili bir basın toplantısı yapmayı düşünüyorduk. Fakat Türkiye’de yaşanan son olay hepimizi çok özdü o nedenle basın toplantımızın içeriğini değiştirmek zorunda kaldık” dedi.
 
Biz Türkiye’de biz siyonist israil’e dava açılmasını beklerken ne yazık ki sebebini anlamadığımız bir şekilde aynı dönemlere denk gelen üç tane davayla karşılaştık” diyen Yıldırım,  Bunlardan bir tanesi Diyarbakır diğeri Kayseri’de sonuncusu da Ankara da açıldı. Dikkat çekici olan bu davaların açıldığı Diyarbakır ve Kayseri’de bir şehidimiz var. Ankara’da ise iki yıla aşkın bir zamandır yoğun bakımda olan bir yaralımız var. Biz şunu merak ediyoruz acaba diğer şehitlerin olduğu yerde de dava mı açılacak? Doğrusu merakla bekliyoruz.  Bu yargının içerisinde bir takım çevreler bu davaları açmaya çok mu hevesliler. Biz bir takım bilgilere ulaştık fakat bu bilgileri bu gün paylaştık ama erteleme kararı verdik.
Önemli olan bütün Türkiye’yi ilgilendiren bu son olayla ilgili bir açıklama yapılması gerekir diye düşündük. O nedenle eğer bu davalar devam ederse bizde elimizde olan bilgileri kamuoyu ile paylaşacağız. Çünkü Türkiye’de ve dünya da hiçbir şey gizli kalmıyor. Kimler nereye, nasıl hizmet ediyor artık her şey net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Umarım bu davaları açanlar sağduyulu davranırlar ve bu işten vazgeçerler” diye konuştu.
 
MAVİ MARMARA’NIN YARGI SÜRECİ BAŞLAMALI
Daha sonra söz alan Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar Mavi Marmara olayından sonra Türkiye’deki hukuki sürecin uluslararası süreci de tıkadığını söyleyerek bu konunun biran önce doğru bir yargı sürecine intikal etmesi gerektiğini söyledi. Sarıyaşar sözlerini şöyle sürdürdü: “Kesinlikle şehitlerimizin ve Filistin halkının haklı davası Gazze’deki, Filistin’deki Kudüs’teki istilanın Türkiye’de ki ayaklarının peşini bırakmayacağımızı buradan açıkça beyan ediyoruz”
ÖLDÜRÜLENLER ÇOĞUNLUĞU 12- 18 YAŞLARINDA
Sarıyaşar, daha sonra Şırnak Uludere’de gerçekleşen olayın ardından Mazlum-Der heyetinin bölgedeki gözlemleri üzerine hazırlanan ön izleme raporu sonuçlarını paylaştı. İşte Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar’ın açıkladığı rapordan dikkat çeken bilgiler:
Mazlum-Der bu 35 insanın öğrendiği anda hızla bölgeye gitti. Burada gerçekleşen olayın resimlerde görünenin arkasında önemli bir kısım zaaflar, önemli ihmalleri ve çok ciddi soru işaretlerini barındırdığına herkes şahit oluyor. Bu gün kamuoyuyla paylaştığımız rapor aslında bir ön izlem raporudur. Heyetlerimiz oradaki çalışmalarına devam ediyorlar. Asıl rapor daha sonra hazırlandıktan sonra kamuoyuyla paylaşılacağız.
Zaten sürekli sınır illerinde var olan iki sınır arasında “kaçakçılık” diye ifade edilen ama resmi kurumların haberdar ve müsaadesi yada müdahale etmeyişi süreci içerisinde halkın günlük yaşam alanında bir sınır ticaretinin hayatın gerçeklerinden olduğunu o bölgede yaşayanların günlük hayatını oluşturduğunu anlıyoruz.  İşte o köylüler böyle bir faaliyet içerisinde mazot vs. malzemeler yüklenmiş katırlarla dönüyorlar. Ağırlıklı bir ailenin çocukları ve yeğenleri ve 12 ile 18 yaş arasında bir çoğunluğu. Bunlar sınırdan geçecekleri zaman uçaklar aniden geliyor önce bir top ateşinden ve aydınlatma fişeğinin atılmasından bahsediliyor. Bunun hemen akabinde uçakların bombardımanından bahsediliyor. Bu birbirinden uzak bu grupların kaçışarak birbirlerinin yanlarını ve kaçış istikametini sıkıştıklarını anlatıyorlar. 6 kişilik bir grubun içerisinde bulunan Hacı Encü isminde 19 yaşındaki kişi bu altı kişilik gruptan 3 kişi kurtulduk diyor. Günlük sivil elbiseleriyle hiç kimsede silah yok ve bu olay yaklaşık bir saat devam ediyor. Ancak bu kişiler köylülerin bölgeye intikal etmesine kadar saklandıkları yerde duruyorlar. Köylülerin seslerini duydukları zaman ancak dışarı çıkabiliyorlar. Bir tanesi Davut Encü ve  Servet Encü’nün şu anda hastanede tedavilerine devam ediliyor
 
İŞTE MAZLUM-DER’İN HAZIRLADIĞI RAPORDAN ÇARPICI TESPİTLER:
- Olayda tamamı sivil olan insanların öldürüldüğü ve yaralandığı,
 
- Olay esnasında gruba DUR ihtarı yapılmadığı ve uyarılmadıkları, hiçbir surette güvenlik güçlerine ateş açılmadığı, askerlerin de bireysel olarak ateş etmedikleri, olayda uçakların bombardıman yaptıkları ve ölümlerin bu nedenle olduğu,
 
- Sivillerin olay yerinde bulunan güvenlik güçlerince tanınan ve bilinen insanlar oldukları, güvenlik güçlerinin sınır ticareti nedeniyle yapılan bu gidiş ve gelişlerden haberdar oldukları,
 
-Tarafımızdan görülmemekle beraber görgü tanığının ve köylülerin anlatımından sınır ticareti için aynı güzergahın sürekli kullanıldığı ve güvenlik kuvvetleri dahil herkesçe bilindiği, kullanılan yolun patika yol olmadığı, yolun üstünde maden ocaklarının bulunduğu,
 
-Resmi açıklamaları aksine olay yerinin Sinat- Haftanin olarak adlandırılan bölgeye uzak olduğu, saldırıya uğrayan bir grubun Türkiye tarafında olduğu bir grubun da Irak-Türkiye sınırının üstünde olduğu,
 
-Olaydan sonra hiçbir resmi kurumun cenazeleri almak için girişimde bulunmadıkları ve askerlerin olay bölgesinden tamamen çekildikleri, cenazelerin köylüler tarafından alınarak kendi imkanları ile Gülyazı köyüne getirildikleri,
 
-Hastane koşullarının otopsi işlemine elverişli olmadığı, cenazelerin gelişigüzel odalara bırakıldığı, cenazelerin akrabaları tarafından battaniyelere sarıldıkları, hastane personelinin yetersiz sayıda olduğu hatta gördüğümüz kadarıyla neredeyse yok denecek sayıda olduğu ve cenazelerin aileler tarafından otopsiye ve ambulanslara taşındığı,
 
-Cenazelerden otopsi sonucunda elde edilecek delillerin mevcut koşullar nedeniyle usulüne uygun şekilde alınamayacağı, bu nedenle delillerin karartılma ihtimalinin yüksek olduğu,
 
- Hastanede heyetimiz tarafından görülen cesetlerin yanmış, iç organlarının dışarıda olduğu, çoğunun kafatasının parçalandığı, vücut bütünlüklerinin parçalanmak suretiyle bozulduğu,
 
-Olayda tahrip gücü çok yüksek, yakıcı nitelikte mühimmatın kullanıldığı,
 
Heyetimiz daha geniş bir rapor ve ayrıntılı bir heyet çalışmasını gerektirecek bu olaya ilişkin olarak yapılanın bir yargısız infaz olduğu, öldürülenlerin sayısı itibariyle toplu bir katliam niteliği taşıdığı sonucuna varmıştır. Bu amaçla ulusal ve uluslar arası sivil toplum örgütlerinin incelemede bulunmak üzere duyarlılık göstermelerini, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesinin derhal heyet göndermesinin gerektiği, Türk medyasının “resmi kurumların yaptığı açıklamalar dışında” katliama basın etiği çerçevesinde yaklaşması ve kamuoyuna gerçekleri aktarması hususunda duyarlı olması gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
BU OLAYIN ZAMANLAMASI MANİDARDIR
Bu olay öncesinde Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Beşir Atalay ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’nin Kürt sorununun çözüme ile ilgini önemli açıklamalarda bulunduklarını belirten Sarıyaşar, sözlerini şöyle sürdürdü; “Yakın geçmişte Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın Mecliste Kürt sorununa ilişkin duyarlı bir konuşma yaptı. Bu sorunun çözümüne yönelik bir irade beyanında bulundu. Ardından Beşir Atalay tarafından da ifade edildiği gibi yeni bir açılım sürecine yönelik kamuoyunda yeni beklendi oluşturarak önemli bir aşama geçildiğine şahit olduk. Bu beyanatların ardından İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’de bir açıklama yaptı. İnsanların düşüncelerini, her türlü muhalefetlerini terör propagandasının ardına sığdıran bir anlayışın açık izharını hep beraber dinledik
 
GENELKURMAY BAŞKANI İSTİFA ETSİN
Benzer bir olayın yakın geçmişte Afganistan’da Almanlar tarafından yapıldığını ifade eden Sarıyaşar, “Başka bir hatırlatma yapacağım bu konunun sorumlularına yönelik çağrımızdır. Afganistan’da Alman birliklerinin ‘yanlışlıkla’ olduğu ifade edilen ve sivillerin ölümüne sebep olan bir saldırı düzenledi. Bu olaydan sonra Alman Savunma Bakanı ve Genel Kurmay Başkanı’nın istifa etti. 35 insanımızın katledildiği bu hatanın sorumlularının kamuoyu önünde şeffaf bir süreç işletilerek ortaya çıkarılması hükümetin sorumluğundadır. Aynı zamanda Milli Savunma Bakanı ile Genel Kurmay Başkanı istifa etmelidirler. Yeryüzünün etik bağlamındaki tecrübesi ahlaki davranışın örnekliği bize bunu gösteriyor” şeklinde konuştu.
 
BU İNSANLARIN GEÇİM KAYNAĞI BU
Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay ise yaptığı konuşmasında şunlara dikkat çekti; “Ben üç hususu değerlendirmek istiyorum. Birincisi Şırnak’ta öldürülen kardeşlerimiz için “kaçakçı” ifadesinin kullanılmış olması çok yanlıştır. Böyle bir ifade çok çirkin bir ifadedir. Bu insanlar kaçakçılık yapmıyor bu insanlar sınır ticareti yapıyorlar. Dolayısıyla “bu insanları terörist zan ettik” veya bunlar “kaçakçıymış” denilerek bu cinayeti meşrulaştırıcı bir şekle sokulmaya çalışılıyor. Bu kabul edilemez.
 
İkinci olarak sürekli bir biçimde terörle mücadelede teknik ekipmanlardan bahsediliyor. Biz bu silahların Afganistan’da, Pakistan’da ve Filistin’de ne kadar büyük cinayetlere imza attığını biliyoruz. Oralarda da sürekli olarak operasyon hataları yapılıyor. Orada da masum insanları öldürüyorlar ve bu anlamada burada öldürülen insanların hiçbir biçimde operasyon kazası şeklinde bir nitelemeyi doğru bulmuyorum. Bu tanımlamayı yapmak ahlaken ve siyaseten çok ciddi bir kusurdur. Son olarak bu mesele Kürt sorunu bağlamında kendini gösteriyor. Kürt sorununun çözümünde yüksek donanımlı silahlarlara değil adalete, hukuka, merhamete, kardeşlik anlayışına ve dürüstlüğe ihtiyaç vardır
 
BU OLAYIN SORUMLULARI DERHAL İSTİFA ETSİN
Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şube Başkanı Serhat Akçay’da yaptığı konuşmasında, “Bu katliam niteliğindeki olayın basit bir hata olarak kabul edilmesi kabul edilemez. Hükümetin bu konu ile ilgili gerekeni hızlı bir şekilde yapması gerekiyor. Şu an sözün bittiği yerdeyiz. Gereğinin yapılmasını istiyoruz. Hükümet buradan sözümüzü duysun ve bu olayın sorumluları derhal istifa etsin” dedi.
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir