• DOLAR 32.469
  • EURO 34.822
  • ALTIN 2445.527
  • ...
Zindanda 18 yıl… Sonra Sürgün…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

israil zindanlarında 18 yıl esaret altında kaldıktan sonra kendi topraklarından işgalci siyonistler tarafından sürgün edilen HAMAS’ın siyasi birim üyesi ve esirlerden sorumlu komutanı Salih Aruri, “Biz Filistinlilerin önünde iki yol var; Ya şahadet veya hapis… Zindanlar bizim gizli direnişimizdir. Teslimiyet ve boyun eğme değildir” diyerek yaşadığı zindan sürecini anlattı

Mehmet Özcan / Doğruhaber

Kur’an ve Sünnet çizgisinde yayınlarını sürdüren ve 7 yıldır büyük bir özveriyle okuyucusuyla buluşan İnzar dergisi, bu ayki(Nisan) sayısında HAMAS’ın siyasi birim üyesi ve esirlerden sorumlu komutanı Salih Aruri’yle özel bir söyleşi gerçekleştirdi. 2010’da çıktığı israil zindanlarında tam 18 yıl kalan Aruri, şimdi de Suriye’nin başkenti Şam’da sürgün hayatı yaşıyor. Filistin’de işgal altında gözlerini dünyaya açan ve birçok Filistinli gibi kendisi de direniş safında yer alan Salih Aruri, taş atmayla başlayan özgürlük mücadelesini uzun yıllar esarette sabır içinde geçirerek bugünlere geldi. Şeriat Fakültesi mezunu Aruri’nin kaleme aldığı bazı eserleri zindanda Filistinliler arasında ders kitabı olarak okutuluyor.

FİLİSTİNLİLERE İKİ YOL; YA ŞAHADET YA HAPİS…

Salih Aruri, ilk içeri alındığında beş ay boyunca kendisini konuşturmak için her türlü işkence yöntemine başvuran israil polisinin nafile çabaları sonrası konuşturulamayınca beş yıl hapis cezasına çarptırılmış. Ancak korsan rejim israil, sözde kanunlarını, kendi bile hiçe sayarak Filistinli Salih Aruri’yi tam on sekiz yıl boyunca esaret altında tutmuş. HAMAS yetkilisi Aruri, “Biz Filistinlilerin önünde iki yol var. Ya şahadet veya hapis… Filistin’de zindanlar bizim gizli direnişimizdir. Teslimiyet ve boyun eğme değildir” diyerek direnişin her yerde ve her şekilde gösterilebileceğine dikkat çekiyor.

HAMAS’IN ÖNDE GELENLERİ ZİNDANDA HÜCRELERDE

HAMAS’ın bütün bakanları, meclis yöneticileri, üniversite hocaları ve belediye başkanlarının halen zindanda olduğunu belirten Filistinli komutan Aruri, israil rejiminin HAMAS’ın önde gelen tüm şahsiyetlerini hücrelerde tuttuğunu, kendisinin de son beş yıl tek kişilik hücrede kaldığını kaydediyor. Salih Aruri, zindanda geçirdiği süreci anlatırken, “siyonistler hapistekilere değişik şekilde yıldırma politikaları uyguluyorlar. Nefsi, ruhi her yönden bizi hezimete uğratmak istiyorlar. Sana, ‘Artık hayatın durdu ve eğer sen direnişe katılırsan kaybedersin’ diyorlar. Filistinliler için hapis tam bir siyasi baskıdan ibaret” diyerek yaşadıklarını özetle anlatıyor.

FETİH, İSRAİL’E KARŞI ÇIKAN ÜYELERİNİ BİZZAT TESLİM EDİYOR

Filistinli tutukluların siyonist rejim zindanlarında sayılarının şu an yaklaşık yedi bini bulduğunu ifade eden Salih Aruri, bu sayının üçte birini HAMAS hareketi, üçte birini Fetih, geri kalanların da diğer hareketlerin üyeleri olduğunu dile getiriyor. İçerdeki Fetih Hareketi üyelerinin israil’e karşı çıkanlar olduğunu belirten Salih Aruri, “Fetih hareketi, israil’e karşı çıkan üyelerini bizzat kendileri teslim ediyorlar. Zindanda bulunan bir kesim Fetihli ise israil’e karşı direnen, cephe tutan taraftır. Ancak hükümette olan Fetih hareketine baktığımızda israil’le birlikte hareket ediyor ve onlara boyun eğiyor.” diyerek önemli bir noktayı da vurgulamış oluyor.

YA SÜRGÜN YA DA TEKRAR ZİNDAN

israil zindanlarında 18 yıl gibi uzun bir zaman kaldıktan sonra neden kendi toprakları olan Filistin’de kalmadığına değinen Salih Aruri, “Bırakıldıktan sonra sadece on gün evde kalabildim. Daha sonra israilliler bana ‘biz senin burada varlığına tahammül edemeyiz. Ya üç seneliğine yurtdışına çıkacaksın. Veya geri hapse alınacaksın ve ömür boyu da orada kalacaksın’ dediler. Ben de kardeşlerle istişare ettim. Ve şu an buradayım.(Şam’da) Eğer üç sene sonra dönersem hapse dönerim. israil orada olduğu sürece Batı yaka’da benim varlığıma tahammül edilmeyecektir” diye konuşuyor.

YUSUFİYE MEDRESELERİ VERİMLİ ÜNİVERSİTELERDEN FARKSIZ

Muvahhid mustazaf Müslümanlar, gerek siyonist rejim ve gerek dünyanın dört bir yanında zulmün hüküm sürdüğü ülkelerin zindanlarında çile çekmelerine rağmen Hz. Yusuf’un zindanı medreseye çevirdiği tarihteki günden bugünümüze medrese öğretisini devam ettiriyorlar. Zindandayken ağırlığı kültürel yöne verdiklerini dile getiren Salih Aruri de, “Zannetmiyorum ki bir üniversitenin öğrencilerine verdiği eğitim bizim içeride verdiğimiz eğitime ulaşır. Sabahları Kur’an-ı Kerim’in tefsiri ve tecvidiyle başlarız ta akşama kadar çalışırız. Kurslar vardır yanımızda, bazıları İngilizce öğrenir. Diğer kısım İbranice ki, ben de bu süreçte öğrendim. Siyasi konularda kendilerini geliştirenler olduğu gibi, hukuk, fıkıh her alanda eğitim var” diyerek hapishanelerin hocalarla dolu olduğunu vurguluyor.

KİTABIMIZI ALMAYA KALKIŞSALAR SAVAŞ ÇIKARDI

Ayrıca cezaevinde ne olursa olsun kitap konularında çok hassas olduklarını dile getiren Salih Aruri, “Örneğin bir kitabımızı almaya kalkışsalar savaş çıkardı. İnanın bazen çıkan kavgalarda şehit veriyorduk, oraları ateşe verirdik daha sonra; ‘tamam kitabınız yanınızda kalsın’ derlerdi” diyor. Aruri, kitapların cezaevinde kendileri için adeta bir hayat kaynağı olduğunu ifade ediyor.

DAVA İÇİN VERİLEN MEŞAKKAT KATLANILMAYI HAK EDİYOR

Son olarak Filistinli tutuklulara yönelik mesajını dile getiren komutan Salih Aruri şöyle konuşuyor; “Sizin bu dava için verdiğiniz bu zahmet ve meşakkat katlanılmayı hak ediyor. Eğer biri şahsi bir suçtan dolayı içeri alınmışsa bu gerçekten zor bir durum, yıllar boşa geçer. Ama Allah içinse ki bizim Filistin davamız da bu yöndedir. Kudüs içindir. Dinimiz içindir. Hürriyetsizliğe başkaldırıdır. İşte böyle bir dava için şehadete hazır olur, zindana, türlü baskıya, işkencelere katlanır ve her şeyimizi bu yolda feda ederiz.”

HAMAS yetkilisi Aruri, çevrelerindeki karanlık düzenlerin bir bir yıkılarak yerini aydınlığa bıraktığını, sabahın yakın olduğunu, inşaalah zaferin de yakın olduğunu belirterek söyleşiyi sonlandırıyor.

Bu haberler de ilginizi çekebilir