• DOLAR 34.628
  • EURO 36.374
  • ALTIN 2919.17
  • ...
Kanser hastalarına önemli uyarılar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dünyada her yıl milyonlarca kişi kansere yakalanıyor. Son yıllarda kanser tedavilerinde ortaya çıkan gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini ve süresini arttırıyor. Kanser tedavisinde en önemli yöntemlerden biri olan kemoterapiden başarılı sonuçlar elde etmenin yolu; onkoloji ekibi, hasta ve yakınlarının tedavi sürecinde işbirliği halinde olmasından geçiyor. Bu süreçte doktorun bilgisi dışında başvurulan yanlış uygulamalar ise tedavi sürecini olumsuz etkiliyor.

Memorial Ankara Hastanesi Onkoloji Merkezi`nden Prof. Dr. Şeref Kömürcü, “01-07 Nisan Kanser Haftası” öncesinde kemoterapi alan hastaların dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Kemoterapinin; kanser tedavisi için kullanılan ilaçlı tedavilere verilen ad olduğunu belirten Prof. Kömürcü, kanser hücrelerinin kontrolsüz bölünmekte ve çoğaldığını söyledi.

"Kanser tedavilerinde kullanılan ilaçların etkisi en çok hızlı büyüyen kanser hücreleri üzerinedir"

Kemoterapi sayesinde birçok farklı etki mekanizmalarıyla kanser hücrelerinin ortadan kaldırıldığı ya da büyümelerinin engellendiğini dile getiren Kömürcü, "Kanser tedavilerinde kullanılan ilaçların etkisi en çok hızlı büyüyen kanser hücreleri üzerinedir. Vücutta kanser hücreleri dışında hızlı büyüyen hücreler de vardır. Bu nedenle bu ilaçların yan etkileri en sık bu hızlı büyüyen hücrelerde görülmektedir. Özellikle sitotoksik ajan olan kemoterapiler saçlardaki hızlı büyüyen kıl foliküllerine yan etki ederek, saç dökülmelerine neden olmaktadır. Mide bağırsak sistemindeki mukoza hücreleri de hızlı bölünen hücreler olduklarından kemoterapinin bunlar üzerinde de bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal gibi yan etkileri olabilmektedir. Kan hücreleri de hızla çoğalan hücrelerdir. Kemoterapi kan hücreleri üzerinde de olumsuz etkiye neden olabilmektedir. Kandaki beyaz kürelerin sayısının azalması enfeksiyonların daha sık ortaya çıkmasını tetikler. Kırmızı kürelerin sayısının azalması da halsizlik, iştahsızlık gibi şikayetlerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Ayrıca, trombositlerin azalmasına bağlı olarak kanama sorunları ortaya çıkabilir. Bunların tümü kan hücrelerinin baskılanmasıyla ilgili şikayetlerdir. Bunların dışında nörolojik sistem de kemoterapiden etkilenebilmektedir. Kemoterapi tedavisi sırasında çeşitli nöropatiler, el ve ayaklarda uyuşmalar ve baş dönmesi gibi şikayetler de görülebilmektedir." dedi.

"Hastalar hangi durumlarda onkoloji ekibine başvuracakları konusunda bilgilendirilmelidir"

Kömürcü şu tavsiyelerde bulundu: "Kemoterapi tedavisi sırasında hasta ve hasta yakınlarının süreçle ilgili detaylı olarak bilgilendirilmeleri çok önemlidir. Hastalar ve hasta yakınları hangi sorunla nasıl baş edecekleri, hangi durumlarda onkoloji ekibine başvuracakları konusunda bilgilendirilmelidir. Beklenmedik ve hastanın genel durumunu kötü etkileyen bir durum olduğunda mutlaka acile başvurulmalıdır. Kanser tedavi sürecinde tıbbi onkoloji ekibi moderatör görevi yapmaktadır. Bu nedenle hastalar sorun yaşadıklarında mutlaka onkoloji ekibine haber vermelidir. Hastaların onkoloji ekibine hemen haber vermesi gereken durumlar; şiddetli bulantı ve kusma, ani tansiyon düşmesi, ateşin 38 derecenin üstüne çıkması ve ciddi bir enfeksiyon geçirilmesidir. Özellikle enfeksiyonlar kanser hastalarında çok ağır bir seyir gösterebilir. Enfeksiyonların erken dönemde antibiyotikle tedavisi oldukça kolay olurken, tedavide geç kalınması sepsis olarak adlandırılan sistemik enfeksiyon durumuna yol açabilir. Bunun dışında hastanın herhangi bir yerinde kanama olması ya da cilt altında kanama bölgelerinin görülmesi durumunda da doktora başvurulmalıdır."

"Kanser hastalarının takibi tek merkezde yapılmalı"

Kanser tedavisi sırasında, hastanın takibinin tek bir merkezde yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Kömürcü, kanser tanısı konulduktan sonra hasta ve hasta yakınları ikinci belki de üçüncü görüş alma arayışı içine girebildiği söyledi.

Hastaların, erken dönemde farklı doktor görüşleri alması, çıkarılan tedavi planlarının birbirine yakın olup olmadığına bakması gerektiği tavsiyesinde bulunan Kömürcü,  "Bu aşamadan sonra tedaviye geçildiğinde hastalar mutlaka tek merkezin kontrolünde kalmalıdır. Kanser yönetiminde bazen birden fazla doğru yöntem olabilir. Hastaların bu doğrulardan kendisi için en uygun olduğunu düşündüğünü seçip o yönde tedavi alması gereklidir. Kanser tedavi sürecinde yapılacak en önemli hata tedaviye bir merkezin önerdiği planla başlayıp, yarısında başka bir merkezin önerdiği tedavi planına geçmektir. Bu hastanın düzgün takip edilmemesine ve tedavide bazı açık noktaların kalmasına neden olabilir." diye belirtti.

"Eş dost tavsiyesi ile bitki ve ilaç karışımları almak daha çok hasta edebilir"

Dr. Kömürcü, "Kanser hastaları ve hasta yakınları alternatif tıp konusunda genellikle çok fazla şey duymakta ancak genellikle nasıl davranacaklarını bilmemektedirler. Kanser tedavisinde tamamlayıcı tıp ve alternatif tıp uygulamaları bulunmaktadır. Hastaların kemoterapi, cerrahi tedaviler sırasında yaşadığı ya da yaşayabilecekleri sorunları desteklemek amacıyla bazı tamamlayıcı tıp yöntemleri kullanılabilir. Hastalar bu uygulamalara mutlaka kendi onkoloji ekiplerini bilgilendirerek başvurmalıdır. Kulaktan dolma bilgiler ve eş dost tavsiyesi ile öğrenilen alternatif tıp yöntemlerinden ise kesinlikle uzak durulmalıdır. Standart tedavi yöntemleri yerine kanseri tedavi ettiği söylenen bir takım uygulamalar, kemoterapi ilaçlarının karaciğerden atılım hızını etkileyebilmektedir. Farklı bitkiler ve ilaçlar kemoterapi ilaçlarının atılım hızını yavaşlatarak, hastanın 2-3 kat yüksek doz kemoterapi almışçasına önemli yan etkiler yaşamasına neden olabilmektedir. Bu uygulamalar aynı zamanda ilaçların atılım hızını arttırarak kemoterapinin tedavi edici etkisini azaltabilmektedir." diye konuştu.

"Kemoterapi günlerinde greyfurt ve nar tüketilmemeli"

Dr. Kömürcü son olarak şu tavsiyelerde bulundu: "Kemoterapi sırasında hastaların özen göstermeleri gereken bir diğer konu beslenmeleridir. Hastaların özellikle kemoterapi günlerinde 1-2 gün boyunca nar ve greyfurt yememeleri tavsiye edilmektedir. Bu iki meyve, kemoterapi ilaçlarıyla etkileşime girebilmekte ve vücuttan atılım hızını değiştirebilmektedir. Bu günler haricinde bu meyvelerin tüketilmesinin sakıncası yoktur. Yüksek doz vitaminlerin kullanılması, dinlenme fazındaki bir kanser hücresinin aktif bölünme ve çoğalma fazına geçirerek kanserin ilerlemesine neden olabilmektedir. Bu nedenle, hasta doğal gıdalarla yeterince besleniyorsa yüksek doz vitamin takviyesi almasını önerilmemektedir. Eksikliği görülen bir vitamin varsa ve hasta bu vitamini doğal yollardan alamıyorsa takviye verilmektedir. Bunun haricinde kanser hastaları dışarıdaki pişmemiş gıdalardan, salata türü iyi yıkanması gereken besinlerden uzak durmalıdır. Kemoterapi dönemindeki enfeksiyona yatkınlık, hijyenik kurallara daha çok dikkat edilmesini gerektirmektedir." (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir