Tarihte bugün (24.03.2016)
24 MART
TARİHTE BUGÜN
1394: Döktüğü kanlar, katlettiği insanlarla tarihin en büyük canilerinden olan Moğol Hükümdarı Timurlenk, Şam ve Diyarbakır'ı işgal etti.
1882: Robert Koch, (Rabırt Koh) verem hastalığına neden olan bakteriyi keşfettiğini duyurdu. Bu buluşuyla 1905 yılında Tıp alanında Nobel ödülünü aldı.
1919: İngilizler, Urfa`yı işgal etti.
1987: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş , ülkesinin Suudi Arabistan merkezli Rabıta örgütünden önkoşulsuz 627 bin dolar yardım aldığını açıkladı.
1995: DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Fetullah Gülen ile bir araya gelerek görüştü.
1997 : ‘Türkiye'de yargı bağımsızlığı yok` diyen İstanbul DGM Savcısı Mete Göktürk hakkında dava açıldı.
1999: NATO, Kosova'daki çatışmalar üzerine, Yugoslavya'ya karşı hava harekâtı başlattı. II. Dünya Savaşı'ndan beri Avrupa'daki en yoğun bombardıman olan Müttefik Gücü Harekatı, Kosova'nın Sırbistan'dan ayrılmasına neden oldu.
2004: Şeyh Ahmet Yasin'in İsrail tarafından şehid edilmesinden sonra Abdülaziz Rantissi Hamas lideri olarak ilan edildi. Abdülaziz Rantissi lider olarak yaptığı ilk açıklamasında ‘‘İsrailliler, güvenlik nedir bilemeyecekler`` dedi. İsrail İşgal yönetimi Rantisi'yi de Ahmed Yasin gibi öldürmekle tehdit edince Rantisi, tarihe geçen şu cevabı verdi; ''Kanserden ya da öldürülerek can vermek, kalpten ölmek ya da Apaçi helikopteriyle öldürülmek, ben Apaçi ile öldürülmeyi tercih ederim.' Rantisi'nin bu duası tıpkı Uhud savaşında Abdullah bin Cahş'ın duası gibi kabul edilecek ve Rantisi bu cesur açıklamalarından kısa bir süre sonra 17 Nisan 2004'de şehadet şerbetini içecekti hem de kendisinin istediği gibi: Apaçi helikopterlerinden atılan füzelerle...
2009: Ergenekon davasında 21'i tutuklu 56 sanık hakkında hazırlanan 1909 sayfalık ikinci iddianame, davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede emekli Orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, davanın bir ve iki numaralı sanıkları olarak geçiyor. Eruygur ve Tolon'un, 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
2011: Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın 'İmamın Ordusu' adlı kitabını yayımlayacağı belirtilen yayınevine iki kez polis baskını yapıldı. Polis, kitap dokümanının bulunduğu bilgisayar hard diskine el koydu. Bu arada Ahmet Şık'ın basılmamış kitabının tüm nüshaları için toplama kararı verildi. Bu kapsamda Şık'ın kitabının taslağının bulunduğu iddiasıyla Radikal Gazetesi'nde de arama yapıldı. Ahmet Şık, İmamın Ordusu adlı kitabında Gülen Cemaatini tiye almış, cemaat içi ilişkiler ağını konu edinmişti. Ne var ki bu kitap, belirli güç odaklarının hedefi olarak daha basılmadan nüshalarına el konulmuştu. Öyle ki, internet ortamına düşen kitabın "internetten indirilip okunması bile suç sayılacak" denilerek Türkiye'de Milli Şef dönemini anımsatan bir tarassut furyası başlatılmıştı. "Kitabın okunması bazılarını neden bu kadar korkutuyor ve okunmasına engel olmak için bu modern diktatörlüğe ne gerek var?" soruları kamuoyunda belli bir çevrenin güçlerini nasıl da gaddarca kullanabileceğine dair şüpheleri artırdı.
2011: Afganistan'ın Kandahar eyaletinde, silahsız sivilleri öldürmekten yargılanan “ölüm tugayına” mensup ABD'li beş askerden biri olan 23 yaşındaki Morlock, (Morlok) üç farklı olayda bilinçli olarak işledikleri cinayetlerden dolayı 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Duruşmada, “Amacımız öldürmekti” diyen Morlock, cinayetlerin meşru müdafaa sanılması için cesetlerin yanına silah koyduklarını da itiraf etti. Tutuklandığı günden ceza aldığı güne kadar bir yıl geçen Morlock'un cezasının bir yıl azaltılabileceği ve şartlı tahliyesinin de yedi yıl sonra mümkün olabileceği ifade edildi. Amerika'daki bir çok eyalette cinayet suçlarına karşılık idam cezası verilip bu ceza infaz edilirken, 3 ayrı olayda onlarca Afganlı sivili öldürdüğünü itiraf eden askere 7 yıl sonra şartlı tahliye kapısını açarak ceza vermek tam da Amerikan adaletine yakışır bir durum..
MERCEK