• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...
`Siyaset bariyer olmaktan çıkmalıdır`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İSTANBUL: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yıldız Sarayı Silahhane'de TRT ekranlarından canlı yayınlanan "Cumhurbaşkanı Erdoğan Gençlerle Buluşuyor Özel Yayını"nda Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmelerle ilgili gençlerin sorularını yanıtladı.

Bir öğrencinin "Sayın Cumhurbaşkanım terör olayları, bombalı saldırılarla ülkemizin huzur ve istikrarının hedef alındığı bir süreçteyiz. Bugünkü Galatasaray-Fenerbahçe maçı da güvenlik sebebiyle ertelendi. Adeta bizi sindirmek isteyen bir politika var. Neler yapmalıyız?" şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadelesinin geçmişinin 35 yılı bulduğunu belirtti.

"İyi niyet istismar edildi"

Çözüm Süreci'ne ilişkin "Bu bir iyi niyetti fakat bu iyi niyet ne yazık ki ciddi manada istismar edildi ve o süreç içinde ülkemize ciddi manada bir silah girişi oldu" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bizim sınırlar biliyorsunuz, çok çok uzun. Sadece Suriye sınırı 911 kilometre. Irak sınırına bakıyorsunuz, Irak sınırı hakeza 350 kilometre, İran sınırı var, bütün buralardan girme şansı var. Bunu da bunlar bu şekilde değerlendirdiler" dedi.

"Asla taviz vermemiz mümkün değil"

Yapılan operasyonlarda evlerin bodrumlarından, rögarların altında silahlar çıktığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"O bakımdan bu operasyonların faydası çok çok fazla oldu. Bu operasyonlarla birlikte düşünün, sözde mezarlıklar kurdular, bu sözde mezarlıklar, aslında çok manidardır, tabutların içinde bunlar silahlar sokmuşlar Türkiye'ye. Tabii bu konu da manidardır, yani nasıl yapıldığı, nasıl bunlar gözden kaçtı, buralar tabii sınırlarda normal giriş kapılarından olan şeyler değildi. Giriş kapılarının dışındaki bölgelerden girişler yapıldı ve bu sözde mezarlıklar, içinde ibadethane diye kurulan yerler aslında ibadethane değil sonradan bunlar da ortaya çıkıyor. Bu süreç, bu kararlılıkla devam edecek. Yani buradan asla taviz vermemiz mümkün değil. Ankara'da yaşananlar var, İstanbul'da yaşananlar var."

Galatasaray-Fenerbahçe maçının ertelenmesi

Erdoğan, Galatasaray-Fenerbahçe maçının ertelenmesine ilişkin, "Galatasaray-Fenerbahçe maçıyla alakalı da aldığımız bazı ciddi istihbarat bilgileri üzerine, önce bir seyircisiz oynatmayı düşündük ama daha sonra yeni bazı istihbaratlar gelince bu istihbaratla ön alınan bilgilerle örtüştüğünü görünce bunu her iki kulübün başkanlarıyla da arkadaşlarımız görüşmek suretiyle 'bunu ileri bir tarihe erteleyelim' dediler ve böylece bu maçı da ileri bir tarihe ertelemiş olduk" şeklinde konuştu.

"Bunlar benim Kürt kardeşlerimin düşmanı"

Bir soru üzerine, terör örgütünün Hakkari'deki havalimanını bombaladığını ifade eden Erdoğan, "Şimdi bunlara nasıl bir yaklaşım sergileyeceksiniz. Bunlara vatansever demek mümkün mü? Milliyetperver demek mümkün mü? Yani 'bunlar Kürt vatandaşlarımızı seviyor' demek mümkün mü? Bunlar benim Kürt kardeşlerimin düşmanı ya. Sevmek diye bir şey yok. Sevmek diye bir dertleri olsa, bizim 2 senede bitireceğimiz havalimanını, bize 4 senede, 5 senede bitirttiler. Çünkü müteahhit firmaları devamlı tehdit ettiler. Biri gitti, biri geldi, biri gitti, biri geldi. Duble yollar yapıyoruz, bölünmüş yollar yapıyoruz, müteahhitlerini tehdit ediyorlar. Bunları yaptılar ama biz buna rağmen 'yapacağız' dedik ve yaptık" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dikkat edin ülkemizde de dünyada da işte 'Erdoğan gitmeden Türkiye'ye istikrar gelmez' diyorlar. Ya tamam da şimdi Erdoğan'ın gitmesi veya gitmemesi... Peki 2002'nin sonunda veya 2003'ün başında Türkiye'de Erdoğan'ın başında olduğu bir iktidar mı vardı? Yoktu. Peki Türkiye neredeydi? Veren el miydi, alan el miydi? Alan eldi. Öyle mi? Delikli paraları arıyorduk, acaba bize birileri borç verir mi? Bunu arıyorduk ama vermiyorlardı. Böyle bir durumdaydık" şeklinde konuştu.

"Dokunulmazlıklar konusunda ciddi bir kararın çıkacağını zannediyorum"

Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarına değinen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Diyorlar ki, 'ne duruyorsunuz? Niye gereğini yapmıyorsunuz? Bu kadar şehitlerimiz var. Bütün bu şehitlerimiz geliyor, siz bunların karşısında hala sessiz duruyorsunuz? Birileri onların taziye çadırı kurmuşlar da taziye çadırına gidiyormuş.' Ne demek ya? Bölücü terör örgütü mensubunun taziye çadırı diye bir çadır olabilir mi veya böyle bir çadıra bir milletvekili gidebilir mi? Nasıl gidersin sen ya? Sen bu milletin vekili olacaksın, bölücü terör örgütünün bir teröristi ölecek, sen onun, hazırlanan bilmem ne çadırına gideceksin. Böyle saçmalık mı olur?"

"Bütün bunlarla ilgili bu ülkede siyaset bariyer olmaktan çıkmalı ve oraya yargı elini koymalıdır" diyen Erdoğan, "Atılması gereken adım da budur diye ben inanıyorum, böyle düşünüyorum. Bu konuda da öyle zannediyorum ki şu anda Sayın Başbakan'ın açmış olduğu bu yolda, atmış olduğu bu adımla herhalde ana muhalefet partisi de kararını verecektir. Öbür tarafta inanıyorum ki MHP de sayın genel başkanları, birkaç bu konuda olumlu açıklamaları da oldu. Onlar da bu kararı verecekler. Böylece buradan, parlamentodan ben ciddi bir kararın çıkacağını zannediyorum. Çünkü bu işin önünün açılması lazım." ifadelerini kullandı.

"Delikli paraları arıyorduk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dikkat edin ülkemizde de dünyada da işte 'Erdoğan gitmeden Türkiye'ye istikrar gelmez' diyorlar. Ya tamam da şimdi Erdoğan'ın gitmesi veya gitmemesi... Peki 2002'nin sonunda veya 2003'ün başında Türkiye'de Erdoğan'ın başında olduğu bir iktidar mı vardı? Yoktu. Peki Türkiye neredeydi? Veren el miydi, alan el miydi? Alan eldi. Öyle mi? Delikli paraları arıyorduk, acaba bize birileri borç verir mi? Bunu arıyorduk ama vermiyorlardı. Böyle bir durumdaydık" şeklinde konuştu.

"Esed'in Lahey'de yargılanması gerekir"

Erdoğan, Suriye'de yaşananlara ilişkin de "500 bin insanın öldürüldüğü, katledildiği bir Suriye var. Bir devlet terörü estiren bir zalim Esed var, terörist Esed var. Aslında bunun Lahey'de yargılanması gerekir ama uluslararası camia henüz bunu halledebilmiş değil." dedi.

"Bu kadar insanın canına kıyan, onları varil bombalarıyla öldüren böyle bir adam, şu anda hala rahatlıkla bakıyorsunuz konuşabiliyor, işte Moskova'da kırmızı halılarla ağırlanabiliyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Böyle bir şey olabilir mi? Bunlar nasıl dünya ülkesi, nasıl bunlar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Üyesi? Onun için ben diyorum ki 'Dünya 5'ten büyüktür.' Yani dünyada 196 tane ülkenin kaderini 5 tane ülke belirleyemez. Buna hakkı yok. Bu 1. Dünya Savaşı'nın şartları içinde bu böyle olmuş olabilir ama bugün biz aynı şartları yaşamıyoruz, onlar geçti artık. Şimdi bunun reforme edilmesi lazım."

Yeni anayasa

Yeni anayasayla ilgili konudaki somut kararların çok önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, "Anayasanın 14. maddesi var ki bu maddede soyut bir durum söz konusu. Bunun somut hale getirilmesi lazım. Nerede, hangi noktada, ne olursa, ne olacak? Bunun orada çok net olarak ortaya çıkması lazım ki bu tabii sadece 14 değil, bunun dışında birçok maddeler var. Bu maddelerde de bence bunlar rahatlıkla bir kararın alınabilmesi hususunda net, somut olması lazım. Bir kanun var mı hakkında, yok mu? Buna bile mahal bırakmadan, adımın atılabilmesi lazım. Hele hele böyle bir süreçte 60 maddeyi önceki dönemde buldu çalışmalar. 'Bu 60 maddeyle ilgili adım atılsın' dendi, maalesef yanaşılmadı. 'Şimdi devam edelim işte ana muhalefet de buna katılırsa...' Gerek yok. Bu aslında şu anda diyelim ki burada sadece bir iktidar partisi ile MHP el ele verse, 367'yi bulamayabilirler o ayrı bir konu ama hiç olmazsa millete gitmenin yolu açılabilir. Ben inanıyorum ki millete gitmenin yolu açılsa, millet böyle bir yeni anayasaya 'evet' diyecektir. Ben milletimize bu noktada güveniyorum. İktidar partisi ile MHP arasında asgari müştereklerin değil, azami müştereklerin olduğuna inanıyorum. Azami müştereklerin olduğu iki görüş, iki yapı eğer bir araya gelir de böyle bir milli ve yerli anayasayı eğer oluşturursa, bu millet de kendisi için, kendi dokusunu yansıtan milli ve yerli bir anayasaya 'evet' diyecektir diye düşünüyorum. Temenni ederim ki bu adım da kararlı bir şekilde atılır" diye konuştu.

Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve vizesiz seyahate ilişkin soru üzerine, "Schengen konusu bizim aslında çoktan hakkımız. Bizim Avrupa Birliği'ne fiili müracaatımız 1959'dur, resmi 1963'tür ve bu süreç içerisinde bize her zaman çalım attılar. Hiçbir zaman samimi davranmadılar. Şu anda da samimi davranmıyorlar" diye konuştu.

Eski Fransa Başbakanı Jacques Chirac ve Almanya'nın eski şanşölyesi Gerhard Schröder'in samimi dostları olduğunu, aralarında üçlü görüşmeler yaptıklarını ifade eden Erdoğan, görüşmelerde onların hep bu konuyu savunduğunu ama netice alamadıklarını söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çünkü Türkiye'nin üye olarak girmesini istemiyorlardı. Devamlı oyaladılar. Bizler de 'niçin' dediğimizde, aslında niçinin cevabını biliyoruz da, gündeme getirmek doğru olmadığı için getirmiyorduk. Çünkü olayı farklı yöne taşıyacaklarını biliyorduk. Ne yazık ki hep oyalayarak bu süreç devam etti. Sonra Fransa'da Sarkozy, Almanya'da Merkel göreve geldi. Bu toplantılara liderleri davet etmeyi kaldırdılar. O arada bazı ülkeler AB'ye üye olmanın ötesinde yoğun bir siyasi kararla, bir anda 15, 27'ye çıktı. Şu anda da 28. Çünkü karar siyasiydi."

"Finans sektörü kaldıraç görevi görmeli"

Ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Reel sektörle finans sektörünün arasındaki dengelere baktığımız zaman, dikkat edin, burada enteresan bir değişiklik var. Parayı asıl kazanan neresidir? Finans sektörüdür. En çok parayı finans sektörü kazanır, reel sektör değil" dedi.

Erdoğan, "Böyle konuştuğum zaman tabi finans sektörü bundan rahatsız oluyor, 'sen bize düşman mısın?' diye. Hayır ben size düşman değilim. Ben ülkemde reel sektör için finans sektörünün bir kaldıraç görevi görmesini istiyorum" diye konuştu.

"Yatırımın önünü kesiyorsunuz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizler konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:

"Amerika'ya baktığımız zaman nedir onlarda faiz oranı? 0,50 o da yeni, 0,25'ti, 0,50'ye çıkardılar. Japonya'ya bakıyorsunuz, eksi. Avrupa'ya bakıyorsunuz, işte 1, 2, buralarda. Şimdi buralarda bu denli faiz düşükse, bizde faiz, komisyonlarını da ilave ederseniz, yüzde 15 yüzde 16'lara çıkıyor. Bu ne demektir? Siz bu ülkede yatırımın önünü kesiyorsunuz, yatırım yaptırmayacaksınız, yatırım yaptırmazsınız. Çünkü girişimci yatırım yapabilmesi için parayı ucuza mal etmesi lazım. Eğer parayı ucuza mal edemezse yatırım yapması mümkün mü? Değil."

"Güçlü olmaya mecburuz"

"Biz güçlü olmaya mecburuz. Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz" diyen Erdoğan, "Şu anda kişi başına milli gelirimiz 10 bin dolarsa bu rakam, bizim bir defa hedefimiz neydi? İlk etapta 15 bin dolar, ardından 2023 bunu 25 bin dolara çıkarmamız lazım. 25 bin dolara çıkaracağız göreceksiniz dengeler o zaman çok daha farklı olacak" ifadelerini kullandı.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir