Çınar ilçesine bağlı Yıllarca (Gogwêrin) köyünde 10 Mart 1994 yılının Ramazan ayında Kadir Gecesi’nin sabahında Diyarbakır merkezine bayram alışverişine giden ve içinde kadın, çocuk, yaşlı bulunan yaklaşık 50 kişiyi taşıyan yarım otobüsün PKK tarafından yola döşenen mayına çarpması sonucu 9 kişi katledilmiş, 40 kişi de yaralanmıştı. Katledilenler arasında 12 yaşında 2 çocuk da vardı. Olaydan 40 sonra başka bir mayınlı saldırıda ise 1 kişi daha katledilmişti.

Mayınlı saldırıda hayatını kaybedenler yoğun katılım ile gerçekleşen bir programda anılırken, anma programından sonra mayın saldırısının canlı tanıkları İlke Haber Ajansı'na (İLKHA) konuştu.

Köy yoluna döşenen mayına basan otobüsün şoförü Sinan Kaya, “1994 yılının Ramazan ayında Kadir Gecesi’nin sabahında Diyarbakır merkeze bayram alışverişine gidiyorduk. Yol güzergâhında bulunan 4 köyden yolcu almaya başladım, otobüs artık tıka basa dolmuş, yer kalmamıştı. Yol güzergâhında bulunan son köye geldiğimde yolculara beklemelerini, tekrar gelip bir sefer daha yapacağımı belirttim. Fakat köylüler işleri olduklarını söyleyip Diyarbakır’a gelmek istediklerini belittiler. Köylüleri aldıktan sonra yola çıktık, hainler yolumuza mayın yerleştirmişler fark edemedik. Mayına basmışız, ondan sonrasını hatırlamıyorum." dedi.

İslami inanç ve yaşantılarından dolayı PKK tarafından hedef alındıklarını belirten Kaya, “Daha sonra hastane gözlerimi açtım, çevremdekilere ne olduğunu sordum, bana bir şey anlatmadılar. Daha sonra bana tek tek her şeyi anlattılar, otobüste bulunanların şehit olduğunu belirtiler. Yolumuza mayın döşemelerinin tek sebebi bizlerin İslami bir yaşantı istememizdendi. Onlar da buna tahammül edemediler. Onlar bizleri yok ederek İslami davanın biteceğini hesaplıyordular. Ben de o patlamadan dolayı ayağımdan sakatlandım." diye konuştu.

"Otobüse baktığımda, aracın paramparça olduğunu gördüm"

Saldırıdan sonra otobüsün paramparça olduğunu belirten Seyithan Akman, “Ramazan ayının Kadir Gecesinin sabahıydı. Akşamdan hazırlığımızı yaparak Diyarbakır’a bayram alış verişine gidecek, çocukları sevindirecektik. Aynı güzergâh üzerinde bulunan 4 köyün servis otobüsü aynı idi, tek araçtı. Bayram ağzı olmasından dolayı otobüs kapasitesinden fazla yolcu almıştı. Hatta şehit Bedri’ye yer olmadığını, bir daha ki seferde Diyarbakır’a gelmesini söyledim fakat ısrarla araca bindi. Demek ki onun da şehadette payı vardı. Köyün çıkışındaki durağa yaklaştığımızda, ana caddeye çıkacağımız esnada büyük bir ses işittim, sanki gök gürledi, ondan sonrasını hatırlamıyorum. Küçük oğlum Ali benimle beraberdi, o da yaralanmıştı. Bir ara Ali’nin elimi tuttuğun fark ettim, tabi ben mi onun elini tuttum, o mu benim elimi tutmuştu hatırlamıyorum. Başımı kaldırıp otobüse baktığımda, aracın paramparça olduğunu gördüm. Yolun üzeri dökülen yoğurtlardan dolay bembeyaz olmuştu. Etrafıma baktığımda arkadaşlarımın şehit olduğunu gördüm. Ondan sonra kendimi kaybetmişim, gözümü açtığımda hastanedeydim. Omurga kemiğim iki yerden kırıldığından dolayı eğilip-doğrulamıyorum, hiçbir iş yapamıyorum. Daha önce de birçok kez mayın bırakıldı onları fark ettik, fakat bunu fark edemedik takdiri ilahi. Hatta bizden önce bir traktör geçti sıkıntı olmadı." şeklinde konuştu.

"Patlamadan 22 gün sonra hastanede kendime geldim"

Patlamada birçok yakınını kaybettiğini belirten Abdurrahman San, “Patlama öncesi Kadir gecesinde camide ibadet ediyor, âlimlerin verdiği sohbeti dinledik. Kadir gecesinin sabahında bayram alış verişi için Diyarbakır’a gidecektik. Otobüs hareket edip ana caddeye çıkacağı esnada mayına basarak infilak etti. Bazı arkadaşlarımız şehit oldu, bazıları da yaralandı. Yola yaklaştığımızı hatırlamıyorum, mayına basarak infilak etmesini hatırlamıyorum. Patlamadan 22 gün sonra hastanede kendime geldim. Patlamada birçok yakınım hayatını kaybetti. Yolumuza mayın döşemlerinin sebebi Allah ve Resulünün istediği bir hayat nizamı istediğimizden dolayıydı. Bu hainler buna tahammül edemeyip yolumuza mayın döşediler." dedi. (Vedat Aydın-İLKHA)