Mültecilerin Dramı
11 Eylül eyleminden sonra haçlı Avrupa`sı bir kez daha İslam beldelerine saldırdı.
Yapılan her saldırı yığınla sorun bıraktı geriye. Bu sorunladan biri de evlerinden yurtlarından olan milyonlarca masum, mazlum müslüman…
Mültecilerin çoğunluğu türkiye`ye ve komşu islam ülkerine hicret etti. Bir kısmı da emperyalist batı`nın yolunu tuttu.
Gidenlerlerin bir kısmı gidiş yolunda insan kaçakçılarının pençesine düştü.
Avrupa`ya gidiş yolunda çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı binlerce insan, denizlerde boğularak hayatını kaybetti.
Avrupa ülkelerine bir şekilde ulaşanlar ise türlü zulümlere maruz kaldı.
Şu anda avrupa ülkelerine sığınmaya çalışan mülteciler aylarca ülke sınırlarında bekletiliyor. Yasadışı yollarla ülkelere girenler ise kendilerini şehir dışındaki kamplarda buluyor. Böylece sistematik bir zulüm dönemi başlıyor.
Medeniyetsiz Avrupa ilk önce mültecilerin takı, para ve özel eşyalarına el koydu. Sonra mültecilerin kollarına bileklik taktı.
Galler`in başkenti cardiff`e yerleşen sığınmacılar, kendilerine bahşedilen renkli bileklikleri takmaya mecbur edildi. Çalışmaları kanunsuz olan mülteciler, kendilerine bahşedilen üç kab yemeğe bağlı olduklarından dolayı, bileklikleri çıkarmaları halinde yardım alamıyor.
Danimarka, ise sığınmacıların 10 bin krondan (4 bin 400 lira) fazla nakit parasına el koydu. Ayrıca, toplam değeri 10 bin kronu geçen mücevher, saat, bilgisayar ve telefon gibi eşyaları da sığınmacılardan aldı. Aile birleşimi için başvurusu süresinin 3 yıla çıkarılmasını öngören yasa tasarısını da kabul etti.
İsviçre ve Almanya`da da benzer uygulamalar var. İsviçre`de yaklaşık 100 kişinin bin dolardan fazla para ve eşyasına el konuldu.
Almanya da sığınmacıların nakit para ve altın gibi değerli eşyalarına el koymaya başladı.
Emperyalist rusyanın`da suriye`deki savaşa müdahil olmasıyla savaş geniş alanlara yayıldı ve mültecilerin sayısı da arttı
Bunun üzerine bazı balkan ülkeleri sınırlarına dikenli teller örmeye başladı. Ardından isveç, danimarka ve avusturya, serbest dolaşım imkânı veren Schengen anlaşması'nı tek taraflı olarak askıya aldıklarını açıkladı.
İngiltere de artan yasa dışı girişler karşısında daha sert önlemler almayı tercih etti. son açıklamalara göre, mültecilere ev kiralayanlar için beş yıla kadar hapis cezası öngörülürken, oturma ve çalışma izni olmayan göçmenlerin çalıştıkları işlerden kazandıkları ücretlere el konulması da öneriler arasında yer alıyor.
Mültecilerin dıramı bununla da kalmıyor gelecekleri olan çocukları Avrupa başkentlerinde kayboluyor.
Almanya ve İngiltere başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde sığınmacı çocuk kayıp vakalarında ciddi artış yaşanıyor
AB suç istihbaratı ajansı Eropol, refakatçisi olmadan Avrupa'ya gelen 10 bin sığınmacı çocuğun kayıp olduğunu açıkladı.
Almanya'ya geldikten sonra kaybolan 5 bin mülteci çocuğun organ ve fuhuş mafyasının eline düşmüş olabileceği düşünülüyor
İtalya'da 5 bin, İsveç'te de bin mülteci çocuk kayıp.
Çocukların suç örgütlerinin eline geçerek işçi olarak ve cinsel amaçlar için kullanılmasından endişe ediliyor
Haçlı Avrupası yeri geldiğinde mülteciler sınır dışı da ediyor.
Finlandiya, geçen yıl sığınma talebinde bulunan 32 bin mülteciden 20 bin kadarına olumsuz cevap verileceğini ve ardından sınır dışı edilebileceklerini açıkladı.
Avusturya`da şu an için iltica başvurusu reddedilen 50 bin mülteci bulunuyor ve hepsinin ülkeyi terk etmesi gerekiyor. Geçici oturum izni verilen 140 bin kişinin durumlarıysa belirsiz.
İsveç`in sığınma başvurusu kabul edilmeyen 80 bin kadar kişiyi sınır dışı etmeye hazırlandığı bildiriliyor.
Norveç de mültecileri kitlesel olarak sınır dışı etmeye başladı. Norveçli makamlar, Rusya üzerinden gelen 13 otobüs dolusu mülteciyi Rusya`ya yolladı.
Avrupa Birliği`ne ise sığınma başvurusu yapan ve başvurusunun reddedilmesi beklenen yaklaşık 400 bin göçmenin haftalar içinde ab sınırları dışına gönderileceğini açıkladı.
Son olarak, Makedonya sınırının kapatılması nedeniyle binlerce mülteci günlerdir sınırın Yunanistan tarafında bekliyor
Makedonya polisi Yunanistan sınırından giriş yapmak için bekleyen mültecilere gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti.
Kalabalık her geçen gün artıyor. Yaklaşık 7 bin kişi, soğuk geceleri, derme çatma çadırlarda geçiriyor.
Fransa'da ise mahkemenin boşaltılması yönündeki kararının ardından Manş denizi kıyısındaki liman kenti calais'de bulunan mülteci kampı tahliye edildi.
Mülteciler sınırdışı sürecinin kolay olduğu 'gözaltı merkezleri'ne götürüldü.
Fransa, kampların insani olmayan koşulları yüzünden uzun zamandır Avrupalı insan hakları dernekleri ve sivil toplum örgütlerinin tepkisini çekiyor.