"Kürtlerin sorunlarını çözmeyen bir anayasa yeni olamaz"
'Demokratikleşme Sürecinde Yeni Anayasa ve Kürt Sorunu' panelinde konuşan Doç. Dr. Vahap Coşkun, Kürtlerin var olan sorunlarını çözmeyen bir anayasanın yeni olmayacağını söyledi.
Şanlıurfa’da düzenlenen bir panelde konuşan Doç. Dr. Vahap Coşkun, yeni yapılacak anayasanın Kürt meselesiyle doğrudan ilişkili olduğunu bu yüzden de Kürtlerin var olan sorunlarını çözmeyen bir anayasanın bugün dahi yazılmış olsa yeni bir anayasa olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağını ifade etti.
‘Demokratikleşme Sürecinde Yeni Anayasa ve Kürt Sorunu’ paneli M.Akif İnan Konferans Salonunda saat: 19.00’da gerçekleşti. Panele konuşmacı olarak Siyasetçi Abdurrahman Kurt ile Doç. Dr. Vahap Coşkun katıldı.
Yeni anayasanın yapısı ve Kürt meselesinin masaya yatırıldığı panelde Memur-Sen Şanlıurfa Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Coşkun, açılış konuşması yaptı.
Türkiye’de vesayetçi bakışın değişik kesimleri mağdur eden birçok sorunun ortaya çıkmasına sebep olduğunu belirten Memur-Sen Şanlıurfa Temsilcisi İbrahim Coşkun, bu sorunların giderilmesi adına ortaya konulan çabaları destekleyeceklerini söyledi.
Başta Kürt sorunu ve başörtüsü sorunu gibi sorunlar konusunda atılan adımların olumlu ama yeterli olmadığını belirten Coşkun, olası bir hükümet değişikliğinde bu sorunların tekrar yaşanma ihtimalinin toplumu tedirgin ettiğini bu yüzden de tüm toplumu ilgilendiren bu sorunların yeni bir anayasa ile çözüme kavuşması gerektiğini söyledi.
Açılış konuşmasının ardından panel, panelistlerin konuşmalarıyla devam etti.
Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan baskıcı politikalar sonucu oluşan Kürt Meselesinin tarihsel yönünü anlatan Abdurrahman Kurt, bu sorunun çözülmesinin Kürtlere haklarının teslim edilmesiyle olabileceğini söyledi.
Türkiye’deki Kürtlerin ayrışma gibi taleplerinin olmadığını belirten Kurt, “ Türkiye’deki Kürtler, en zor dönemlerde bile Türkiye’nin batısına göç ederek sosyolojik bir referandum ile kararını vermiştir. Türklerden daha çok Türkiyeli olduklarını ortaya koymuşlardır. Fakat Türklere bu süreçte maalesef Türklük biraz fazla aşılandığından dolayı sorunlar oluşturuyor. Mesela Türk bayrağı kavramı yerine Türkiye bayrağı şeklinde diğerlerini ötekileştirmeyen kavramlar kullanılmalıdır.” diye konuştu.
Daha sonra panelde konuşan Vahap Coşkun, yeni anayasa ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bir anayasanın yeni olabilmesinin öncelikle tüm farklı kesimleri kapsayan, herkese özgürlükçü bir yaklaşım oluşturması gerektiğini belirten Coşkun, yeni yapılacak anayasanın Kürt meselesiyle doğrudan ilişkili olduğunu bu yüzden de Kürtlerin var olan sorunlarını çözmeyen bir anayasanın bugün dahi yazılmış olsa yeni bir anayasa olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağını söyledi.
“Bölgede yaşanan çatışmaları ne devlet ne de PKK kazanabilir”
Bölgede yaşanan çatışmaları ne devletin ne de PKK’nin kazanabilmesinin mümkün olduğunu belirten Coşkun, şöyle devam etti: “ PKK de kazanamaz diyorum çünkü halk, bu hendek, çatışma ve özyönetim siyasetine pek destek vermedi. Yine halk, amaç ile bu yolda kullanılan araç arasındaki farkı gördü. Çünkü ortaya koyduğunuz özyönetim, özerklik -adına ne derseniz deyin- ile bu uğurda öldürülen gençler arasında korkunç bir uçurum var. Siyasi alanda kullanılabilecek o kadar çok imkân varken çatışmalı duruma geçmenin anlamı pek yok. O yüzden PKK bu çatışmalı süreci kazanamaz ama devlet de kazanamaz. Çünkü devletin bu anlamda 40 yıldır bu sorun için denemediği bir yol kalmadı. Bu sorun ancak diyalogla çözülebilir.”
“Kürt meselesinde muhataplığın üç boyutu vardır”
Kürt meselesinin çözümü noktasında muhataplık konusunda sorulan bir soruyu cevaplayan Coşkun, “ PKK’nin silahsızlanması konusunda PKK’nin muhatap alınması, görüşülmesi gayet doğal bir durumdur. Öte taraftan hak ve özgürlükler noktasında ise muhatap tüm toplum olmalıdır. Bu iki durum birbirinden ayırt edilmelidir. Ama bir de muhataba gerek olmayan bazı meseleler vardır ki bu konuda acilen adım atılmalıdır. Mesela, seçim barajının düşürülmesi için muhataba ne gerek vardır? Dil konusunda yasakların kaldırılması konusunda neyi bekliyorsunuz? Benim dil hakkımı kiminle neden konuşuyorsunuz? O nedenle muhataplık konusunu üç boyutlu düşünmek gerekiyor. Silah bırakma, hak ve özgürlükler bir de muhataplık gerektirmeyen konular…” ifadelerini kullandı.
Panel, soru-cevap faslının ardından katılımcılara verilen plaketlerle sona erdi. (Mustafa Gül- Osman Gülebak-İLKHA)