• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Gerçekler ne kadar saklanacak?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Siyaset Gemisi

Gülen grubu, kendilerine karşı yürütülen operasyonlar için “hukuksuzluk” diyorlar. Okullara, dershanelere, işyerlerine yönelik baskıcı tutuma dikkat çekiyorlar. Mehmet Baransu`nun bir yıldır hakkındaki suçlamaları bilmeden cezaevinde yattığını iddia ediyorlar.

Mazlum ve mağdur olduklarını söylüyor; ama arada da birilerini tehdit etmekten çekinmiyorlar.

Cumhurbaşkanını “kasetlerle” tehdit eden Tuncay Opçin gibi isimler aslında üstü kapalı olarak tüm “şantaj kasetleri”nin kaynağını da deşifre etmiş oluyor. Bu arada basına çıkıp “paralel yapı” aleyhine konuşan kimi “itirafçı” olarak kabul edilebilecek isimleri karalıyor ve söylenenleri iftira olarak nitelendiriyorlar.

Bürokraside olup mağdur olduğunu düşünen başkaları da konuşuyor bu arada. Söylenenler, kumpas ve şantajlar tüyler ürpertici…

Mesela eski polis müdürlerinden Hanefi Avcı`nın söyledikleri…

“Herkesin evine porno görüntü koyuyorlardı. Hem de 5-6 defa dosyaya koyarak “vay alçak adam” dedirtmeye çalışıyorlar. Bu haysiyet cellatlığıdır. Tamamen bir insanın şerefini, onurunu ayaklar altına alarak bitirmeye çalışıyorlardı. Bu bir insanın başına gelebilecek en kötü şey. Kendi bilgisayarlarından iftira atacakları insanların bilgisayarlarına yükledikleri çok açıktı. İmajları almadan bilgisayarları götürüyorlardı. Emniyette yapıldığı çok açıktı.”

Hizbullah soruşturmasında aynı usul bir operasyona maruz kalan ve mağdurların durumunu bildiğimiz için Hanefi Avcı`nın dediklerini garipsemedik. Hatta İhya Der operasyonunda doküman ve CD bırakılması ve neticesinde çok sayıda kişinin yıllarca zindanda kalmasına neden olunmasına şahit olduk.

28 Şubat sürecindeki hukuksuzluklar ve zulümlerin de haddi hesabı yoktu.

Hukuksuz belge temin etmekten belge üretmeye, hayali tanıklar ortaya çıkarmaktan hayali cinayetler oluşturmaya kadar her şey yaşandı. İşkencelerde alınan ifadeler, işkencelere katılan savcılar, eksik dosyalardan ağır cezalar çıkaran hakimler, söz konusu olan İslami kimliğe sahip kişilerse her dosyayı onaylayan Yargıtaylar…

Hanefi Avcı, Ruşen Çakır`a verdiği bir söyleşide aynen şunları söylemişti:

“Hizbullah da ‘Paralel Yapı`dan çok çekti ve hatta ne kadar çok çektiklerini de halen bilmiyorlar. Bilenler de yeni bir kavga çıkmasın diye konuşmak istemiyor.”

Biz buradan sesleniyoruz!

Ey Hanefi Avcı! Eğer namuslu bir adamsan bildiğin tüm gerçekleri anlatırsın.

Yüzlerce Müslüman, canını, İslami kimliğini, değerlerini savunduğu için yıllardır zindandadır. Ve gerçekten de birçoğu kumpastan habersizdir.

Ama bazıları şu gerçeği unutuyor sanırım. Her şeyden haberdar olan Allah, “her şeyin” hesabını eksiksiz görecektir.

Böyle biliyor, böyle inanıyoruz.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir