Doğum günü kutlamanın hükmüyle ilgili toplumumuz arasında kökleşmiş çeşitli görüşler mevcuttur. Kimilerimiz bunun her çeşidini haram olarak görürken diğer bazılarımız ise helal görerek her sene hediyelerle, pastalarla ve özel davetlerle kutlarlar. 

Doğum günü kutlamanın çıkış sebebi ve ilk olarak bunu kutlayıp adet haline getirenlerle ilgili kısa bir araştırma yapılırsa bunun milattan öncesine ait bir kutlama olduğu ve biz Müslümanlara gayri müslimler tarafından geldiği görülecektir.

Sevgili Peygamberimiz (sav)`in toplum içerisinde sosyal ve kültürel anlamda Müslüman olmayanlara karşı muhalefet ettiğine veya farklı bir alternatif oluşturmak istediğine siyer kitaplarında rastlamak mümkündür. Efendimiz (sav), sakal hususunda, saçlarını boyalamayan ehli kitaba muhalefet için siyahın dışındaki renklere boyamayı teşvik etmesi, oruç için sahur yapmayı emretmesi vb. ibadet ve sosyal yaşama taalluk eden birçok hususta ister putperest ister ehli kitap olsun Müslüman olmayanlara muhalefet etmesinde bizim için büyük ders ve ibretler vardır. 

İslam dini geçirilen her anın iman ve tâat ile geçirilmesini ister. Efendimiz (sav)`den varid olan hadislere bakıldığında özellikle sağlık ve zamanın kıymetiyle ilgili birçok hadisin bulunduğuna müşahede ederiz.  İbnu Abbas (ra)`dan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz şöyle buyuruyor:

İnsanların çoğunun kıymetini bilemediği iki nimet vardır: Vücut sağlığı ve boş vakit. (Buhari)

Yine Abdullah Bin Abbas Efendimizden şunları nakleder:

Beş şey gelmeden evvel şu beş şeyi ganimet bilip değerlendir: İhtiyarlık gelip çatmadan evvel gençliğin, hastalıktan evvel sıhhatin, fakir düşmeden evvel varlıklı olmanın, meşguliyetten evvel boş zamanın ve ölüm gelmeden evvel hayatın kıymetini bil, bunların hakkını ver! (Hâkim Müstedrek)

Geçen her anın hayır ve hasenatla geçirilmesi için mümin kimse zamanın, sıhhatin, gençliğin, varlığın, hayatın kıymetini bilmeli, bu nimetlerin an be an gitme endişesini daima taşımalıdır. Böyle bir hayat yaşayan müminin her anı kutlu, bereketli ve huzurlu olur.

Doğum günü kutlamanın hükmüyle içerisinde bulunduğumuz şartları da dikkate alarak diyoruz ki; asli itibariyle doğum günü kutlamak haram bir davranış değildir. Onu haram kılan durum içeriği ve şeklidir. Bu bakımdan doğum günü adı altında yapılan etkinlik ve törenlerin içeriği İslami usullere muhalif olmamalıdır. Bu etkinliklerde haram şeylerin yapılmasına mahal verilmemelidir. Yiyecek ve içecekler, programın içeriği, mahrem olmayan kadın ve erkeklerin iç içe olmaması gibi durumlar dikkate alınırsa bunu yapmakta bir sakınca yoktur.

Bununla birlikte yukarıda bahsi geçen gayri müslimlere muhalefet ve kendi örf ve adetlerimizi de göz önünde bulundurursak bu tür kutlamaları her sene düzenli olarak adet haline getirmekten kaçınmamız en iyisidir. Eğer yapılacaksa da bunu taklitten uzak bir şekilde şenlik ve keyif havasında yapmaktan ziyade islami nasihat çerçevesinde; zamanın, hayatın, sağlığın ve gençliğin kıymetine vurgu yaparak yapmak en iyisidir.