Şubat Ayı şehitleri Siirt`te anıldı
Mustazaflar Cemiyeti Siirt Şubesi tarafından "Şubat Ayı Şehitlerini Anma ve Anlama" programı düzenledi.
Mustazaflar Cemiyeti Siirt Şubesi tarafından Siirt Üniversitesi Merkez Kampüsü Konferans Salonunda düzenlenen “Şubat Ayı Şehitlerini Anma ve Anlama” etkinliğinde özelde Şubat ayı şehitleri genelde bütün İslam şehitleri anıldı.
Saat 15.00 ‘da başlayan etkinliğe üniversite öğrencilerinin yanı sıra halktan halkın yoğun katılımıyla salon doldu.
Sunuculuğunu Muhammed Tetik`in yaptığı etkinlik Siirt Üniversitesi Aktif Gençlik üyesi Muhammed Işıktaş`ın Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Programın açılış konuşmasını yapan Mustaz`aflar Cemiyeti Siirt Şube Başkanı Behcet Sevgili etkinliğe destek sunan STK temsilcilerine ve halka teşekkür ederek,“ Cemiyet olarak insanların yaşamış olduğu ruhi serkeşliği, maddeperest hali ve manevi çöküntüyü gidermek adına, Allah`ın hak dininin hakim olması için vermiş olduğumuz hizmetlerin Allah tarafından kabul olmasını niyaz ediyoruz.” dedi.
Sevgili, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Şubat ayı şehadet ayı olarak artık herkesin zihninde yer edinmiştir. Bu ay İslam`a feda olmak için bereketli bir ay olmuştur. Bu nedenle bizler de her yıl olduğu gibi bu yıl da cemiyet olarak, bu ayda şehit olan dava erlerini anmış bulunuyoruz. Rabbim onlardan ebediyen razı olsun. Onları bizlere şefaatçi kılsın. Bizleri ve neslimizi onların taşımış olduğu İslam sancağının altında gidenlerden eylesin.“
Ardından İslam davasının önderliğini yapmış, canını seve seve İslam yoluna adamış şehitlerle ilgili sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyonda başta Şeyh Şamil, Şeyh Said, Şeyh Esad Erbilli, İskilpli Atıf Hoca, Şamil Basayev, Hasan El Benna, Seyyid Kutub, Cevher Dudayev, Malcolm X olmak üzere belli başlı İslam Şehitleri ve fedakarlıkları anlatıldı.
Program daha sonra İTTİHAD üyesi Molla Beşir Şimşek`in konuşmasıyla devam etti.
Şehid olmak için şehid gibi yaşamak gerek
Siirt`in şehitleri olan Şehid Sertip Bilek ve İbrahim Bilgeni rahmetle yad eden ve şehid olmak için şehid gibi yaşanması gerektiğini vurgulayan Şimşek, “Şüphesiz ki şehit şahit demektir. Tanık olmak demektir. Hazır olmak demektir. Bu çerçeveden baktığımız zaman aslında şehit daha hayatta iken yaptığı salih amellerle yüce Allah`a karşı imanının şahidi olan kişidir. Yani şehit bir bakıma şahittir. İbadetiyle, izzetli duruşuyla, takvasıyla, cihadıyla, hizmetleriyle ve küfre, zulme, haksızlığa karşı tavizsiz hali ile imanına şahitlik eden, ameli ile imanına şahitlik eden, tabiri caiz ise imanını pratiğe döken kişidir. Hangi şehidin hayatına bakarsanız bakın şehadetin izzette, dik duruşta olduğunu göreceksiniz. Zalimlere, küfre, Allah`a olan isyana karşı eğilmeden bükülmeden bütün dünyevi nimetleri bir kenara bırakarak, Allah`ın rızası için, i`layı kelimetullahı yeryüzüne hakim kılmada olduğuna inanan ve bu uğurda bükülmeyen, eğilmeyen insanların şehit düştüğüne tanıklık edeceksiniz. Ve biz şehitlerimize baktığımız zaman bunu görüyoruz.” Şeklinde konuştu.
Habibi Necar şehid olduktan sonra bile kavminin kurtuluşunu arzuluyordu
Şehitlerin hayatından örnekler veren Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakın bir örnek vereyim size; Şeyh Ahmed Yasin felçli olup sadece boynundan yukarısı sağlam olan bir aziz şehit. Tekerlekli bir sandalyede nerede şehit düştü? Hayatını nasıl özetleyebilirsiniz? Onun hayatına baktığınız zaman ne göreceksiniz? İbadeti göreceksiniz, camiyi göreceksiniz, tebliği göreceksiniz, cihadı göreceksiniz, zindanı göreceksiniz. Neticesinde camide ibadetten sonra caminin kapısında şehadeti göreceksiniz. Peki; Hasan El Benna`ya baktığınızda farklı bir şey mi göreceksiniz? Hayat iman ve cihattır sözünü hatırlayacaksınız. Seyyit Kutup`a baktığınız zaman hayatının son anına kadar insanların ıslahı için dur durak bilmeyen bir hayatı göreceksiniz. O`nda zindanı, tebliği, neşriyatı ve insanlığın ıslahı için tebliğ eden bir hayatı göreceksiniz.”
Şimşek konuşmasının devamında, “Ve siz şehit Rehber`in hayatına bakınız. Bütün makam ve mevkileri, bütün ünvanları, bütün dünyevi nimetleri ayağının altına alıp dört duvar arasında adeta zindanda olmadığı halde zindanlardan beter mekanlarda hayat süren bir şahsiyeti göreceksiniz. Son şehit düştüğü evde yatak bile getirtmeyen bir zatı göreceksiniz. ‘Bu eve yatak getirmeyin çünkü burası uyunulacak bir yer değildir. Hizmet vaktidir.` diyen bir zatı göreceksiniz. Köy köy dolaşan, ev ev dolaşan, şahsiyet şahsiyet dolaşan ve bu toplumun ıslahını kendisine dert edinen bir şahsiyeti göreceksiniz. Şehit Selahaddinlerde de bunu göreceksiniz. Şehit Sertiplerde de bunu göreceksiniz. Aziz olan bütün şehitlerin hayatında buna şahit olacaksınız. “ ifadelerini kullandı.
Kur‘an-ı Kerim`de geçen Habib –i Neccar`ın mücadelersi ve şehadetine de değinen Şimşek, “Kur‘an-ı Kerim`de geçen Habib –i Neccar ne diyordu? Kavmine sesleniyordu; ‘Ey kavmim gelen şu elçilere tabi olun öyle insanlara tabi olun ki onlar hizmetlerinin karşılığında sizden bir ücret istemiyorlar. Onlar ücretlerini sadece Allah`tan istiyorlar.` Bu tavrıyla ne yapıyordu? Öncelikle vahiyle gelen Peygamberlerden yana tavır koyuyordu. Onlara destek oluyordu. Onların davalarını destekliyor, toplumu onlara çağırıyordu. Sonra ne oldu? O kavim bunu karşılığında ne yaptı? Kendisini linç ederek şehit eden kavminin ıslahını arzuluyordu. O halde iken bile kendisini değil o helak içerisinde ve yarın cehenneme girecek olan o kavminin ıslahını kendisine dert eden bir şahsiyeti görüyoruz. Onu linç ederek şehit ederken yine şunu söylüyordu; ‘Ah keşke kavmim bilseydi yüce Rabbimin bana yapmış olduğu ikramları beni affetmesini bir görseydiler. Beni Cennet`lere koyduğunu bir görseydiler. Onlar da buna talip olsalardı da, Rabbimden yüz çevirmeselerdi.` İşte Şehit budur. Yaşantısında da halkının, kavminin, ümmetinin, akrabalarının, dostlarının derdini çeker, şehadetiyle de aynen bu manada onlara öncülük eden şahsiyettir Şehit.” dedi.
Şehadeti arzulamanın terazisi amelimizdir
Şimşek son olarak, “Biz gerçekten Şehadeti arzuluyor muyuz? O zaman şunu kesinlikle unutmayalım ki bunun terazisi, bunun ölçüsü amelimizin ne derecede olduğudur. Amelimiz bize şehadeti kazandıracak bir amel midir? Amelimizi gözden geçirmemiz lazım. Takvamızı, ibadetlerimizi, hizmetlerimizi, imanımızı, ihlasımızı gözden geçirmemiz lazım… O zaman bunu hak ediyor muyuz etmiyor muyuz belli olacak. Şeyh Ahmed Yasin sabah namazında o malul haliyle şehit düşüyor da, benim burada Müslüman kardeşim eğer sabah namazına gitmiyorsa, camiye gitmiyorsa, cemaatle namaza gitmiyorsa, Kur`an dersini almaya gitmiyorsa, dostlarının ıslahı için ziyaretler yapmıyorsa, hizmet yapmıyorsa, iyiliği emredip kötülüğü nehy etmiyorsa biz nerde şehadet nerde! Onun için Şehadete götüren o merdivenlerin basamaklarını mutlaka tırmanmamız lazım. Bunlar da nedir? Takvadır, hizmettir, ibadettir, camidir, cemaattir, Kur`an`dır, zikirdir, tebliğdir…Bu bataklığa düşmüş toplumun ıslahı için gece gündüz tıpkı onlar gibi çalışmaktır şehadetin bedeli.” dedi.
Programın sonunda Hidayet İlahi Grubu Şehitleri konu alan ilahileri seslendirirken, katılımcıların duygulu anlar yaşadığı gözlemendi.
Program Halid Sak`ın yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)