HÜSEYİN KAYA / DOĞRUHABER

CHP`de hayati derecede önem arz eden “fotoğraf” meselesi daha halledilmemişken “PYD terör örgütü değildir” diyen Sezgin Tanrıkulu`nun sözleri meşgul etti gündemi. İyice hazım problemi yaşayan CHP`nin “muhafazakâr” Kemalist tabanı bu kez Deniz Baykal`ın sahneye çıkışıyla şoka uğradı.

1 Kasım itibariyle “Sana başkanlık yolları, bana hasretler” türküsünü söylemeye başlayan Kemal Kılıçdaroğlu için melankoli zamanı aslında; ama rahat bırakmıyorlar ki…

Şimdi de Gürsel Tekin zamanı.

Bir süre önce Kılıçdaroğlu`nun en yakınındaki adam olarak kabul edilen Tekin, şimdi kendisine karşı operasyon yapıldığını iddia ediyor. Parti meclisine seçilmemesinin altında bir tezgâh olduğunu düşünüyor Tekin.

Operasyonu kim mi yapıyor?

O kadar çok el var ki, CHP`nin içinde kimin operasyon yaptığını bilemiyoruz.

Daha doğrusu yakın dönem CHP tarihinde o kadar çok operasyon var ki, hangi birini esas alıp konuşmamız gerektiğini de şaşırdık.

Baykal ve kaset operasyonu mesela... İşin içinde Paralel mi, Almanya mı, Amerika mı yoksa üçü birden mi var?  Belli değil.

Baykal sonrası Önder Sav operasyonu… Kılıçdaroğlu`nun yılların kurt teşkilatçısına “operasyonel birimler” olmadan karşı duracağını herhalde kimse düşünmüyor.

Suheyl Batum ve diğer Kemalistlerin tasfiyesi… Stratforcu Sezgin Tanrıkulu`nun, Refah geleneğinden gelen Mehmet Bekaroğlu`nun parti yönetimine alınması… Ve şimdi de Gürsel Tekin operasyonu…

“CHP`de Bizans oyunları bitmez” demiştik bir süre önce; ama sanki bu kez işin içinde Frenk, Britanik ve Cermenik unsurlar da var.