• DOLAR 34.446
  • EURO 36.302
  • ALTIN 2836.87
  • ...
Bakan Çavuşoğlu: En büyük engel Rusya
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ROMA: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalya`nın yüksek tirajlı ana akım gazetelerinden La Stampa`ya verdiği demeçte, Rusların Suriye`deki hava saldırılarını yoğunlaştırmak için Cenevre müzakerelerini "sis perdesi" gibi kullandığını söyledi.

Çavuşoğlu, İtalyan gazetesine, Türkiye, Suriye krizi, Rusya`nın Suriye krizindeki tutumu ve göçmen krizi gibi başlıca konuları değerlendirdi.

Gazetedeki röportaj haberde, "Suriye krizinin çözümündeki en büyük engel nedir?" sorusunun cevabının Çavuşoğlu`na göre, "Şüphesiz Rusya" olduğu dile getirilirken, Türkiye`nin geniş kapsamlı iş birliği mesajına hazır olduğu, bununla birlikte sınırlarının nasıl kontrol edileceğine dair ders almaktan yorulduğu ifadeleri de yer aldı.

“Rusya sorunun tarafı mı, çözümün tarafı mı?” şeklinde yöneltilen soruya da Çavuşoğlu, Rusya`nın eylül ayında “DAEŞ ile mücadele ediyorum” bahanesiyle Suriye`ye girdiğini anımsatarak, “O tarihten bu yana rejim, muhaliflere ve sivillere yönelik saldırılardan başka bir şey yapmadı. 7 bin 750`nin üzerinde saldırı, yüzde 89 oranında muhalifleri ve sivilleri hedef aldı. Sadece bu değil, Ruslar, Suriye`deki hava saldırılarını yoğunlaştırmak için Cenevre müzakerelerini de bir 'sis perdesi' gibi kullandılar. Okulları, pazarları, hastaneleri, halka yönelik yerleri hedef alıyorlar. İşte bu nedenle siyasi süreç Cenevre`de tutuklanmıştır. Bütün bu saldırılara baktığınızda, en yalın haliyle bunların süreci baltalamak için olduğunu görebilirsiniz” diye yanıt verdi.

Suriye`de sivillere yönelik Rus bombardımanları

Tüm diplomatik çabalara rağmen Rusların ve rejimin, askeri operasyonlarını ileriye taşımayı sürdürdüğüne vurgu yapan Bakan Çavuşoğlu, “Sivillerin öldürülmesi durdurulmalı, şehirlerdeki kuşatmalar kaldırılmalı, insani yardım başlamalı. Eğer Suriye`deki insani krizi durdurmak, barışa fırsat vermek istiyorsak, BM ve BMGK üyeleri, Rusya`nın saldırganlığını frenlemeli. Uluslararası toplum, BMGK`nın insani yardımlara yönelik 2254 No'lu kararını sağlamak için Rusya üzerinde baskı kurmalı” diye konuştu.

‘PYD ve YPG`li teröristler, süreci sabote etmenin yolunu arıyor`

Türkiye`nin "güvenli bölge" isteğinin sığınmacılara yönelik yardım ya da Suriyeli Kürtlerin devlet kurmasına önlemeye yönelik bir girişim şeklinde görüldüğü yorumlar da sorulan Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“Rus bombardımanları, on binlerce göçmenin bizim sınırlarımıza kaçmasına yol açıyor. Milyonlarca sığınmacıyı zaten ağırlıyoruz. Binlerce insan Azez ile bizim Kilis kentimiz arasında kalan yerde. Güvenli bölgeler, Suriye`deki çatışmayı çözmeye kapsamlı stratejinin bir parçası.

Biz şimdi Suriye`nin kuzeyinde güvenli bölgenin olmasını ısrarla istiyoruz, çünkü orada Suriyeli Kürtleri temsil etmeyen terörist organizasyon PYD/YPG bulunuyor ve onlar tamamen Cenevre`de, Viyana`da mutabık kalınan BMGK`nın 2254 No'lu kararının tersine kendi gündemlerini izliyor. PYD ve YPG`li teröristler, süreci bütünüyle tek taraflı sabote etmenin yolunu arıyorlar.

17 Şubat`taki korkunç Ankara saldırısının PYD tarafından yapıldığına dair elimizde kanıtlar var. Parmak izi, kullanılan cihazlar. Saldırıyı yapanın Türkiye`ye Kobani`den girdiğini biliyoruz. Türkiye, dost ve müttefik ülkelerden dayanışma ve destek bekliyor, sadece sözde değil, uygulamada da bunu görmek istiyor. Uluslararası toplum çifte standarttan kaçınmalı.” 

Türkiye-AB ilişkileri

Çavuşoğlu`nun demecinin tamabına La Stampa gazetesinin internet sitesinde de yer verilirken, bu kısımda Türkiye-AB ilişkilerine yönelik değerlendirmeleri de yer aldı.

Türkiye ile AB ilişkilerinin her zaman inişli çıkışlı olduğunu dile getiren Mevlüt Çavuşoğlu, "Yakın zamandaki gelişmeler, özellikle göçmen krizi, Türkiye`nin Avrupa Birliği`ne üyeliğinin bir tercih değil, bir zaruret olduğunu gösterdi. Avrupa ailesinin bir parçası olarak karşımızda aynı geleceğe ve bu nedenle birlikte aynı meydan okumalara sahibiz. Bu bağlamda Türkiye`nin AB`ye üyeliği stratejik bir seçimdir. Güncel zaruretler ötesinde, Türkiye-AB ilişkilerini daha geniş bir perspektif açısından ve stratejik bir yaklaşımla değerlendiriyoruz" dedi.

AA

Bu haberler de ilginizi çekebilir