Yazarlarının tamamın kadınlardan  oluşan aile dergisi Nisanur`un bu ayki sayısı çıktı. Dergi 51`inci sayısında “Dünyevileşme Temayülü” konusunu ayın dosyası olarak ele almış. Başyazısında ise; güçlü akide ve sağlam iradeyle daha çok hizmet yapabileceği vurgusu yapılarak; “Müslüman kadını farklı kılan en bariz özelliği, Allah Teâlâ`ya olan imanı ve sonsuz güvenidir.” denilmiş.

Derginin editör yazısında ise “Müslümanlar olarak dünya ve içindekilerin, bir imtihan vesilesi olduğu hakikatinin, günden güne zihinlerden ve sinelerden arındı(rıldı)ğı bir zaman dilimini; ibret, hayret ve esefle müşahede etmekteyiz. Allah-u Teâlâ`nın merkez konumda yarattığı ve hilafetine layık gördüğü insan, hizmetine sunulan nimetlerin altında ezile ezile adeta onlara kulluk eder oldu…” sözleri ile acı bir gerçeğe dikkat çekilmiş.

“Müslümanların geldiği nokta içler acısıdır!”

Yazının devamında; “Sayıp sayamayacağımız tüm nimetlere karşı ihlaslı bir şükür yeterliyken ve en âlâ şükür, halifelik misyonundan gafilane davranmamak iken; insanların özelde ise Müslümanların geldiği nokta içler acısıdır! Dünyaya gönül bağlamış, sırtını paraya pula dayamış, maddeye taparcasına önem atfeden bir zihniyetin kol gezdiğini kim inkâr edebilir? Dahası bu akıma Müslümanların da kapıldığı gerçeğini kim yalanlayabilir? Hal böyleyken mümin bir hanımefendinin dolayısıyla annenin, dünyevileşme temayüllerini dosyamıza taşımak; birey ve toplum üzerinde bu yöndeki etkisini genel hatlarıyla işlemeyi elzem gördük.” açıklamalarında bulunulmuş.

Bu ayki sayıda Rana Çeçen, “Sade yaşamı, dünyanın zevklerine sırt çevirmeyi Peygambere, ehli beytine ve Ashab-ı Güzin`e yakıştırdık” derken “Hani Peygamber her şeyiyle örnek ve rehberdi? Hani Onun gibi yaşanınca kurtuluşa erişilirdi? Yoksa hepsi kitap sayfaları arasında mı kaldı?” sorularını okurlara yöneltiyor.

Günümüzde evliliğin; geleneksel tabular ve dünyaya olan aşırı meylin etkisiyle hayli zorlaştırıldığından dem vuran Hacer Sara Arslan, “Gençler evliliğin her adımında maddi sorunlarla karşılaşmakta. Sanki manevi rahatlığa değil de, maddi zevk ve sefaya açılıyor evlilik kapısı!” diye serzenişte bulunuyor.

Esra Toprak, “Sosyal ilişkiler dâhil her anımızı ahiret bilinci üzerine inşa etsek ve dünyalığı değil de ahireti öncelesek karımız çok daha fazla olacaktır” tespitinde bulunuyor. Hülya Şekerci ise “Dünyevileşme, ideallerin ahiret hayatına ulaşamadan dünya nimetlerine takılıp kalmasıdır. Bu Müslüman biri için kısır ve sonuçsuz bir hedeftir” değerlendirmesinde bulunuyor.

Derginin bu ay ki röportaj köşesinde; gönüllüsü oldukları dernekler bünyesinde yetimler yararına kahvaltı programları düzenleyen iki hanımefendi ile yararlı ve örnek alınacak bir söyleşi gerçekleştirilmiş.

Öte yandan dergi Şubat ayında toprağa düşen; al kanlarıyla ölümsüzlüğe uçan kıymetli şahid/şehidleri de unutmamış! Tüm bunlarla beraber Nisanur Dergisi, çocuk eki, birbirinden farklı konular, hikâye ve şiirlerle yine dopdolu bir dergiyle evlerinize konuk oluyor. (İLKHA)