Selam olsun eyy zindan bahadırım! Selam olsun zindanın küf kokusunu gül kokusuna çeviren azizim! Selam olsun sabır kılıcını kuşanıp azığına azık katan mücahidim! Selam olsun tarihe adını cengâverlikle kazıyan azizim! Selam olsun İslam uğruna azadiyetinden feragat eden yiğidim! Selam olsun İslam davasını yüceltmeye gayret eden zindan bahadırım! Selam olsun zindanı Yusuf-i medreseye çeviren mücahidim! Selam olsun rehberinin aziz yolunu layıkıyla sürdürmeye çalışan yiğidim! Selam olsun şahadet şerbetini içmeye layık bir kul olmaya çalışan yiğidim! Selam olsun zamanın firavunlarına, Karunlarına ve bel`amlarına karşı Musa olmaya çalışan mücahidim! Selam olsun zalimin planlarını başına devşiren azizim! Selam olsun şehitlerin aziz kanıyla yeşeren ve bununla da yetinmeyip boy boy fidan yetiştiren azizim! Selam olsun o yüce ilmi insanlara ulaştırabilmek için her gün ders halkalarında bulunan bülbülüm! Selam olsun zalimin hiçbir işkencesine taviz vermeden, yılmadan ve yıkılmadan bu kutsal davayı omuzlayan zindan Yusuf`um! Selam olsun güneşin aydınlığını ve ısısını görmese de, insanları ilim kandiliyle güneşten bile daha fazla ısıtan ve aydınlatan yiğidim! Selam olsun davanın derdiyle dertlenen azizim! Selam olsun zindanı saraya çeviren zindan bahadırım! Selam olsun Rabbine teslimiyetle, davasına aşkla bağlanan İsmail`im! Selam olsun davanın ellerinin hiçbir zaman azalmayıp çoğalacağına ümit bağlayan azizim! Selam olsun zilleti kabul etmeyip izzetle direnen zindan güvercinim! Ve selam olsun insanlara yol gösteren bir kandil olup, malıyla ve canıyla bugünlere gelmemize vesile olan İslam`ın aziz yusufilerine selam selam olsun!

Ayşe Demir / Bingöl (Karlıova)  Yaş: 16

Genç yazarlar ile HASBİHAL

Bingöl ili Karlıova ilçesinden Ayşe Demir Bacımız: Hayat`ın çilesini çekip sonraki kuşağın aydınlanması için gayret sarf eden samimi insanlara selamı borç bilmemiz gerekir. Her dönemin yiğitleri olduğu gibi bu dönemin de yiğitleri kendi nefislerinden vaz geçerek bir ışık, ümit olup inançlı insanlara örneklik teşkil eden İsmaillerdir, Yusuflardır.
Bulundukları mekânları gülistana çevirip bülbül olan bu şahsiyetler, rıza-i ilahiyi gözeterek dik durmuşlar. Bir kaya gibi dünyalık kayıpları toza benzetmişlerdir. Her türlü ezayı cefayı rüzgâra benzeterek rüzgârın kayadan koparabileceği yalnızca tozdan başkası değildir, anlayışını yansıtmaya çalışmışlardır. Eğilmenin sadece secdede olacağını yalnızca Allah`a karşı yapılabileceğini bununda en erdemli bir davranış olduğunu hatırlatmışlardır. Bizleri şeytandan ayırıp âdem olduğumuzu hatırlatan bu anlayış sahiplerine ne kadar selam yollasak da azdır.
Tecrübelerinizi paylaştığınız için teşekkürler. Yeni yazılarınızı bekliyoruz. Allah`a emanet olun.