Marketlerde satılan hazır tavuklar islami usullere göre kesilmişse bunları tüketmekte herhangi bir sakınca yoktur. Fakat kesin olarak islami usullere göre kesilmediğinden emin olduğumuz markalar varsa bunları tüketmek haram olur. Bunun için de helal sertifikası bulunan ürünleri tercih etmek gerekir. Konuyla ilgili detaylı bir araştırma yapılırsa islami usullere göre kesilen tavuklar, küçük ve büyük baş hayvanlara rahatlıkla rastlanabilir.

Elektrikli kesim yapıldığı zaman hayvanların acı çekmemesi için asgari düzeyde uyuşturmanın yapıldığı görülüyor. Bu, hayvanları öldürmeyecek dozda bir uyuşturucuysa bunu uygulamakta bir sakınca yoktur. Fakat hayvanların ölmesine sebebiyet verecek tarzda bir anestezi söz konusu olursa bu hayvanı leş durumuna koyar. Leşin islamdaki hükmü ise bellidir;

Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah`tan başkası adına kesileni haram kıldı. (Bakara 173)

Müslümanlar olarak içerisinde bulunduğumuz bu asırda yiyecek ve içeceklerin necis olup olmaması tam olarak belli değildir. Bu bakımdan aldığımız her yiyeceği çok iyi araştırmalı ve öyle tüketmeliyiz. Ve elimizden geldiği kadar şüpheli şeylerden kaçınmalıyız. Günümüzde tükettiğimiz şüpheli şeylerin bir çoğu aslî ihtiyaçlarımızdan değildir. Bu bakımdan tüketmemek en hayırlısıdır. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:

Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir. [Buharî, Müslim, Ebu Davud,  Tirmizî, Nesâî,)

Piliçleri Kaynar Suya Batırmak Caiz Midir?

Tavuk, kaynar derecesinde olan bir suyun içerisine konar, içerisindeki necaset tavuğa sirayet ederse etini yemek haram olur. Çünkü İslam alimleri bu tür hayvanları helal saymaz.

Tavuk, kaynar derecesinde olan bir suyun içerisine konar, içerisindeki necaset tavuğa sirayet ederse etini yemek haram olur. Çünkü İslam alimleri bu tür hayvanları helal saymaz. Bunun haram olduğuna dair ibare, Derrul-Muhtar adlı kitapta şu şekildedir; tavuk, karnı yarılmadan önce tüylerini yolmak için toplu halde kaynar derecesindeki suya konursa necis olur.

İbnu Abidin dedi ki: Bu durumda olan tavuk necis olur. Çünkü kaynar su necaseti kendi içine çekiyor.Fakat İmam Ebu Yusuf'a göre; tavuk temizdir.

Alimlerin tavuk necaseti içine çekiyor iddiası, günümüzde mevcut olan otomatik hayvan kesim merkezlerinde mevcut değil. Çünkü buradaki suyun sıcaklık derecesi kaynama derecesine ulaşmıyor. Genellikle yüz derecesin altında oluyor. Ayrıca tavukların bu suların içerisinde kalma müddeti bir kaç dakikayı geçmeyecek kadar azdır.Böylece tavuk necaseti içine çekmez. Tavuk haram olur diyen alimler ise, bunun necaseti içine çekecek kadar kaynar suyun içerisine konmuş olmasını şart koşuyor.

Bu hususla ilgili Muhammed Tekî El-Osmanî dedi ki: Tavuğu içine necasetin sirayet etmesi illeti günümüzdeki kesim fabrikalarında tamamen mevcut değildir. Çünkü ben  elimi bu suya batırdım. Su kaynar derecesinde değildi.

İbnu Abidin dedi ki: Bunun neticesi olarak Mısır'da su ile yolunan kuzu eti necis olarak meşhur olmuştur. Ancak et kaynadıktan sonra pisliği içecek ve etin içine işleyecek kadar durmadıkça mezkur illet sabit olmaz. Kaynar su ile yolunan ette bunların ikisi de tahakkuk etmiş değildir. Zira su, kaynama derecesine varmaz.Et dahi suyun içinde, yalnız sıcaklık cildin dış kısmına ulaşacak kadar olur. Tâ ki tüylerinin gözenekleri çözülsün. Hatta fazla bırakılırsa bu tüylerin yolunmasına mani olur. (1)

Ahmet Zeynî Dahlan Es-Siretul-Halebiyye adlı kitapta derki: Enes Bin Malik şöyle rivayet eder; "Peygamber (sav) ölünceye kadar yük­sek bir masa üzerinde, tabağın içinde yemek yemedi, yine ölünceye kadar inceltilmiş (hâlis buğday unundan) yufka ekmeği de yemedi. Ve ömründe hiç semît (Kuzu çevirme) görmedi. (Buhari) Semît; koyunun içindeki necasetler çıkarıldıktan sonra pişmiş halidir. Eğer semît haram olsaydı Hz. Enes zikretmezdi. Hakeza tavuk ve kelle ile ilgili hükümde aynıdır. Semît'in en güzeli koyunların küçüklerinde olanıdır.

http://fetva.ittihadululema.com/