Yasadışı göç, yasal göçe dönüştürülmeli`
Başbakan Davutoğlu ile ortak basın açıklaması yapan Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye ve Yunanistan`ın insan kaçakçılığına göz yummaması gerekmekte. Yasadışı göç, yasal göçe dönüştürülmelidir dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı Avrupa ülkelerini kapsayan resmi ziyaretinin son durağı Almanya'nın başkenti Berlin'de, mevkidaşı Merkel ile Almanya Federal Şansölyelik Binası'nda bir araya geldi. İki lider, baş başa görüşmelerinin ardından önce Türkiye-Almanya Hükümetlerarası İstişare Toplantısı'na başkanlık etti; sonra da ortak basın açıklaması yaptı. Merkel, yaptıkları görüşmede göç krizi ve Suriye hakkında konuştuklarını belirtti:
“Göçmen krizi görüşmelerin en önemli maddesi oldu. Almanya`nın Türkiye ile çift taraflı işbirliği de vardır. Türkiye`de göçmen statüsünde neredeyse 1 milyon çocuk var. 3 milyar euronun Türkiye için hazır edilmesini görüştük. Yasadışı göç meselesini görüştük. Ege Denizi`ndeki ölümlere dair korkunç sayılar söz konusu. Türkiye ve Yunanistan`ın insan kaçakçılığına göz yummaması gerekmekte. Yasadışı göç, yasal göçe dönüştürülmelidir.”
Davutoğlu da konuşmasını önce Almanca, sonra da Türkçe yaptı. Sözlerine Sultanahmet`teki saldırı hakkında konuşarak başladı:
“Sorumluları mutlaka yakalanacak ve cezalandırılacaktır. Teröre karşı tek başına mücadele edilemez. Onun için işbirliği yapmamız gerekir. Almanya ile teröre karşı işbirliğimizi sürdüreceğiz. DEAŞ, PKK ve DHKP-C gibi örgütlere karşı tam bir işbirliği içindeyiz. DEAŞ ile mücadele konusunda Almanya`nın verdiği desteğe çok teşekkür ediyoruz. DEAŞ insanlığa yönelik bir tehdittir ve Türkiye-Almanya birlikte bu tehdide karşı Irak'ta, Suriye'de, Türkiye'de, Almanya'da her yerde mücadele etmeye hazırdır.
PKK da son dönemde özellikle Suriye'deki gelişmelerden aldığı cesaretle Türkiye'de çok ciddi bir terör faaliyetine başlayıp, sivil halka ve güvenlik güçlerine karşı saldırılar gerçekleştiriyor. Ben bu konuda mevkidaşıma kapsamlı bilgiler aktardım.”
Barış görüşmeleri vurgusu
Başbakan Ahmet Davutoğlu, başlaması için çaba sarf edilen Suriye barış görüşmelerinin başarılı olmasını mülteci akınlarını engelleyecek önemli unsur gördüklerini belirtti. "Suriye krizi sadece Suriye sınırları içinde kalmadı, mülteciler üzerinden Türkiye'ye ve Avrupa'ya dönük çok ciddi bir sosyal istikrarsızlık konusunu ihraç etti. Mültecilerin gelişi yavaşlarsa, var olan mülteciler en iyi şekilde entegre edilir ve meseleleri çözülürse, bu konuyu insanlık trajedisine dönüşmeden ve ülkelerimizin iç istikrarını bozmadan çözme imkanına kavuşuruz" değerlendirmesinde bulundu.
‘Frontex'le Ege sahillerinde yaptığımız işbirliğini artırdık`
Davutoğlu, mülteci krizi hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Özellikle üçüncü ülkelerden gelen mültecilerin bu gelişleri, mültecilerin çektiği ızdırabı da istismar edecek şekilde bir illegal göçe dönüşmemesi için de vizelerle ilgili bazı tedbirler aldık. Aynı şekilde Frontex'le Ege sahillerinde yaptığımız iş birliğini artırdık.”
‘Bu bizim krizimiz değil`
“Türkiye, Almanya, Avrupa Komisyonu ve Konseyi arasında çok sağlam bir iş birliği geliştirmek için de çaba sarf ediyoruz. Buradan Alman ve Avrupa kamuoyuna şunu ifade etmek isterim: Mülteciler krizi Almanya'nın krizi değildir, mülteciler krizi Avrupa'nın krizi değildir, mülteciler krizi Türkiye'nin de krizi değildir. Bunlar birbirimize ihraç ettiğimiz krizler değildir, aksine Suriye'de, Irak'ta ortaya çıkan krizlerin Türkiye'ye, Almanya'ya, Avrupa'ya yansımasıdır.
Önemli olan Türkiye ile AB'nin bu meseleyi ortak bir mesele olarak görmesi. Bu mesele tek başına Türkiye'nin üstlenebileceği bir konu değil. Hep beraber ele alabileceğimiz husus.
Türkiye ve Almanya olarak bugünlerde başlamakta olan, başlaması için çaba sarf edilen Suriye barış görüşmelerinin başarılı olmasını mülteci akınlarını engelleyecek önemli bir unsur olarak görüyoruz. Mültecilerin gelişi yavaşlarsa, var olan mülteciler en iyi şekilde entegre edilir ve meseleleri çözülürse bu konuyu insanlık trajedisine dönüşmeden ve ülkelerimizin iç istikrarını bozmadan çözme imkanına kavuşuruz.”
‘Vize üçüncü ülkelerden gelen Suriyelilere`
Davutoğlu, “Suriyelilere vize uygulaması” hakkındaki soruya yanıt verdi:
“Vize getirdiğimiz husus, üçüncü ülkelerden gelen Suriyelilerle ilgili. Doğrudan Suriye'den gelenlerle ilgili değil. Çünkü doğrudan Suriye'den gelenler Türkiye'ye iltica eden, ölümden kaçan insanlar. Onlara açık kapı politikasını sürdüreceğiz ama üçüncü ülkeden gelirlerse, iltica dışında, yani ölüm tehdidinden kaçma dışında bir gerekçe olabileceği düşüncesi taşıdığımız için onları selektif olarak Türkiye'ye alacağız, vize üzerinden."
Bu anlamda bir istatistik paylaşmak istediğini belirten Davutoğlu, "Vize uygulamasından önceki, 9 Ocak'tan önceki 1 hafta içinde üçüncü ülkelerden gelen Suriyeli sayısı 41 binken, ondan sonraki bir hafta içinde bin 100'e kadar düştü" dedi.
Merkel'e teşekkür
Merkel'in göçmen krizi hakkında Avrupa'da farkındalık yarattığını söyleyen Davutoğlu, "Merkel'e bir teşekkür borcumuz var. O da dünya ve Avrupa'da mülteciler konusunda tam bir sessizlik hâkimken, üç dört senedir süren bu insanlık trajedisine dönük olarak herhangi bir tedbir düşünülmezken, Sayın Merkel bu konuda Avrupa'da ciddi bir farkındalık oluşmasını sağladı. Yaptığı açıklamalarla siyasetin sadece ortaya çıkan bazı risklerle mücadele etmek değil gerektiğinde insani bir tavır ortaya koyarak, bütün insanlığın meselelerine bu açıdan bakarak yaklaşmak olduğunu gösterdi" dedi.
Esed ve güvenli bölge mesajı
Davutoğlu, Suriye`de çözüm için Esed`in gitmesi gerektiğini tekrarladı:
“Gerçekten çözüm olabilmesi için yurtdışındaki mültecilerin ‘Artık Suriye`ye barış geldi, ben dönebilirim` diyebileceği şartlar oluşması lazım. Esed Şam`da otururken hiçbir mülteci şartların değiştiğine inanmaz.
Biz güvenlikli bölge için kampanya yürüttük. Suriyeli mazlumları içeride tutacak şekilde güvenli ortam oluşmazsa, milyonlarca insan Türkiye`ye ve AB`ye gidecek. Uçuşa yasak bölge ilan edilmiş olsaydı, biz 1-2 milyon mülteciyi o bölgede tutardık. Daha az maliyetli bir iş olurdu ve çok daha az can kaybederdik.
Şimdi ise Rusya`nın müdahalesinden sonra Suriye`de güvenli hiçbir yer kalmadı. Halep ve Azaz bölgesine de hava saldırısı yapıyor. Ilımlı muhalefeti öldürüyor. İdlib`de iki okulda 30 öğrenci Rus saldırısında öldü. Biz ümidimizi kaybetmeden hem mültecilere iyi şartlar sağlamak hem de kalıcı barış için gece gündüz çalışıyoruz.”
Kaynak: Al Jazeera ve AA