Sinsi savaş
Hüseyin Kaya / Doğruhaber
İslâm coğrafyasında sinsi ve kirli bir savaş yürütülüyor.
Bir tarafta Işid bahanesiyle dünyanın tüm leş kargaları coğrafyamıza yerleşirken öte tarafta halkla buluşmaya yatkın ve köklü İslâmî hareketler tasfiye edilmeye çalışılıyor.
Bir defa İslâm değil de milli ve stratejik hesaplar esas alınmaya görsün değerlerin içi boşalır, mezhepler din haline gelir, savrulma başlar. Bir defa Müslümanlar şunu görmemekte ısrar ediyorlar.
Her işgal beraberinde karmaşa ve kaos getiriyor. İşte Afganistan, işte Irak, işte Somali…
Afganistan`ı işgal eden Amerika`ya karşı çıkmayı bir hak olarak gören birçok kişi, Irak`ı işgal eden Amerika`ya karşı çıkmayı “terör” ile yaftaladılar.
Oysa her şey son derece berrak ve net idi. Amerika`nın gölgesinde kurulan Afgan hükümeti işbirlikçi olduğu gibi yine Amerika`nın gölgesinde kurulan Irak hükümeti de işbirlikçiydi.
Ama maalesef Afgan işbirlikçi hükümetini meşru görüp Irak işbirlikçi hükümetini meşru görmeyenler olduğu gibi bunun tam tersi de vardı. Emperyalistler, bölgesel planlamalarda etnik ve mezhebi yapıyı göz önünde bulunduruyor, kaosun sürmesi için güç dengelerinin bozulmamasına gayret ediyorlardı.
Bu arada sinsi bir savaş daha yürütüldü İslâm Coğrafyasında.
Mutedil İslâmî hareketlerin tasfiyesi için adım adım bir plan yürürlüğe kondu.
Ruslar, baş edemedikleri Çeçen mücahitlerine karşı farklı planları devreye koydu. Gelenekten beslenen Çeçen mücahitlerine alternatif olarak selefi eğitimden geçmiş grupların Dağıstan`da faaliyet yürütmesine göz yumdular. Ardından Kadirov adında bir hainin desteğiyle önce geleneksel Çeçen direnişini ardından da Selefi grupları mağlup ettiler.
Mısır başta olmak üzere İhvan-ı Müslimin hareketinin idam ve zindanlarla marjinalize edilmesi, yasaklarla siyasi arenadan çekilmeye zorlanması, aşırı uçlardan birine yanaşmaya zorlanması için çaba sarf edildi. Bunların çoğuna karşı dirençli olan hareketin en sonunda parçalanması ve böylece illegaliteye çekilmesi yönünde girişimlerde bulunuldu. Bangladeş Cemaat-i İslâmî hareketinin âlimlerden oluşan yöneticilerine karşı gerçekleştirilen idamlarda da aynı amaç güdüldü. Herkes, Işid`in öldürme yöntemlerine kilitlenmişken birer birer İslâm âlimleri idam edildi.
Savaşın açık olanı şehirlerimizi, çocuklarımızı, kardeşliğimizi alırken, sinsi savaş, hafızamızı ve gelecek tasavvurumuzu yerle bir ediyor.