• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Avrupa`nın `göç planları`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Avrupa Konseyi zirvesinin ilk gününde ‘göç konulu` oturumda liderler üç buçuk saat boyunca alınacak önlemleri konuştu. Toplantıda yeni bir karar çıkmadı ancak Komisyon`un önerilerinin büyük kısmının kabul edildiği bir ortak metinde fikir birliği sağlandı. Buna göre, atılacak adımlarda Türkiye`ye de önemli bir rol düşüyor.

Avrupa Komisyonu 15 Aralık`ta, yılın son zirvesinde görüşülmek üzere bir rapor yayınlamış; yeni bir ‘Avrupa Sınırı` ve ‘Sahil Güvenlik` oluşturulmasını önermişti. Aynı zamanda düzensiz göçmen akışındaki azalmaya bağlı olarak, Türkiye`deki Suriyeli göçmenlerin bir kısmının AB ülkelerine yerleştirilmesi de önerilmişti. Üç buçuk saat süren görüşmelerin ardından bazı itirazlar olsa da, Almanya ve Fransa`nın desteklediği öneri teknik detayları gözden geçirilerek 2016`da uygulanmak üzere kabul edildi.

Ortak ‘Sahil Güvenlik Ajansı`

Öneriye göre Schengen ülkelerini kapsayacak olan bir ‘Avrupa Sınırı` oluşturulacak. Bu sınırı korumak için acil durumlarda, yeni kurulacak olan ‘Sahil Güvenlik Ajansı` devreye girebilecek. Sahil Güvenlik Ajansı, üye ülkelerin sınırlarını korumada yetersiz kaldığına karar verirse, ‘Avrupa Sınırı`nı koruma gerekçesiyle müdahil olabilecek. Ajansın kurulması için teknik detaylar üzerine görüşmeler devam edecek, bu sebeple henüz nasıl bir yapıya sahip olacağı netlike kazanmadı.

Avrupa sınırlarını korumakla görevli Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi FRONTEX, üye ülkelerin güvenlik birimleri arasında koordinasyonu sağlamakla görevli. Sınır korumasına müdahale etmiyor, ülkelerin aldığı kararlarda söz hakkı yok. Bu sebeple yeni oluşturulacak olan ve Fransa ve Almanya`nın desteğini alan Sahil Güvenlik Ajansı, sınır güvenliğinde büyük bir adım olarak görülüyor.

Üye ülkelerin ‘egemenlik tehdidi` kaygısı

Ancak İsveç, Polonya ve göçmen akınının ilk durakları olan İtalya ile Yunanistan, toplantı sırasında bu oluşumdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Sınır güvenliği konusunda ülkelerin izni olmadan müdahale hakkı olan bir Sahil Güvenlik Ajansı`nın, üye ülkelerin egemenliğini tehdit etmesinden endişe duyduklarını söyledi.

Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk zirve öncesi yaptığı açıklamada “Egemenlik kaygılarını dikkate almalıyız ama Schengen ülkeleri sınırlarını etkili biçimde koruyamazken Avrupa savunmasız kalamaz. Eğer Komisyon`un bu önerisini reddersek, en az bu kadar acı başka bir çözüm bulmak zorunda kalırız” demişti.

Ortak metinde anlaşıldı

Bazı ülkelerin kaygılarına ragmen, 28 üye ülke lideri ortak bir metinde anlaştı. Buna göre üye ülkeler sınır geçişlerindeki kontrolü ve güvenliği artıracak, geçişlerde kimlik belirleme ve parmak izi alma sistemlerinin sorunsuz işlemesi için gerekli önlemleri alacak, geri kabul uygulanması ve üye ülkelerde kalmasına izin verilmeyen göçmenlerin geri gönderilmesi için önlemler alacak, insan kaçakçılığının önüne geçecek.

Metinde aynı zamanda göçmenlerin rotası üzerinde olan Balkan ülkeleriyle işbirliğinin artırılması ve Türkiye ile 29 Kasım`da imzalanan Ortak Eylem Planı doğrultusunda Türkiye`ye verilecek olan 3 milyar euro`nun dağılımının nasıl yapılacağı konusunda çalışmaların yapılması kararına da yer veriliyor.

Konseyin ‘Avrupa Sınırı ve Sahil Güvenliği` önerisini de dikkatlice değerlendirmesini ve uygun bulunan şekilde kabul edilmesini öngören metinde, 18 Şubat`taki yani bir sonraki Konsey toplantısı öncesinde, atılan adımlara dair yeni rapor sunulacağı da belirtiliyor.

‘Yeniden yerleştirme` şeması

Kabul edilen metnin Türkiye`yi ilgilendiren asıl kısmı ise yeniden yerleştirme şeması. 15 Aralık tarihli Komsiyon raporunda bazı AB ülkelerinin, Türkiye`den gelen göçmen akışının azalması sonrası gönüllülük esasına dayalı olarak Suriyeli mültecileri kabul etmesi öngörülüyordu.

Bu konunun görüşüleceği Avrupa Konseyi Zirvesi`nin hemen öncesinde, Komisyon önerisi doğrultusunda sorumluluk almaya hazır olduğunu belirten ‘Göç konusunda fikirdaş` sekiz AB üyesi ülkenin liderleri, Davutoğlu`nun da katılımıyla bir ‘mini zirve` gerçekleştirdi. Zirveden, Suriyeli mültecilerin AB ülkelerine yeniden yerleştirilmesi ve göçmen akışının durması üzerine çalışacak ‘ortak çalışma gubu` oluşturulması kararı çıktı.

Zirve sonrası kabul edilen ortak metinde bu konuya da değiniliyor. Ülkelerin alabilecekleri göçmen sayılarını, entegrasyon kapasitelerini gözden geçirmeleri isteniyor. Böylelikle düzensiz göçmen akışı yerine gönüllülük esasıyla ve kayıtlı şekilde göçmenlerin üye ülkelere yerleştirilmesi planlanıyor.

Üye ülkelerin bir kısmı göçmen akışında ciddi bir azalma olmazsa Türkiye`deki Suriyeli mültrcileri kabul etme konusunda isteksiz. Bu sebeple Şubat ayındaki zirve öncesi sunulacak rapor önem taşıyor.

Merkel: Türkiye`ye güveniyorum

Alman Başbakan Angela Merkel ise ‘bu konuda Türkiye`ye güvendiğini` dile getirdi. Davutoğlu ile katıldığı mini zirve sonrası ikili görüşme de yapan Merkel görüşmenin çok iyi geçtiğini, ‘Türkiye ile birlikte çalışmanın düzensiz göçmen sayısını azaltmada büyük önem taşıdığını` söyledi.

AB`nin en güçlü ülkelerinden Almanya`nın görüşmelerde öncü olması ve Türkiye ile ilişkilerini yoğunlaştırması, Türkiye-AB ilişkilerinin ivme kazanmasında da büyük önem taşıyor.

Göç krizinin büyümesiyle endişeye kapılan AB ülkeleri, Almanya`nın politikasının da etkisiyle Türkiye ile görüşmeleri sıklaştırdı. Merkel`in Ankara ziyaretinin ardından Türkiye on bir yıl sonra ilk kez bir AB zirvesine davet edildi. Ardından AB üyelik müzakerelerinde bir fasıl daha açıldı. Göç konusunun konuşulduğu Avrupa Konseyi zirvesi öncesi de Davutoğlu`nun davet edildiği bir toplantı düzenlendi. Bu toplantının devamı, 2016`nın ilk Avrupa Konseyi zirvesi öncesinde, 18 Şubat`ta yeniden düzenlenecek.

Zirvenin ikinci ve son gününde Rusya ile ilişkiler ve ekonomi politikaları ele alınacak. Zirvenin ardından görüşülen tüm konuları kapsayan bir ortak bildiri yayınlanacak.

Kaynak: Al Jazeera, Reuters

Bu haberler de ilginizi çekebilir