`Kirli savaşın sivil alana taşınması kabul edilemez`
Bölgeden yaşanan şiddet olayları hakkında değerlendirmelerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, çatışmaların şehir merkezlerine taşınmasının kabul edilemez olduğunu, halkın çatışmalara tepkisini göç ederek gösterdiğini belirtti.
PKK`nin çatışmaları şehir merkezine taşımasını değerlendiren Dicle Üniversitesi Siyasal Araştırmalar Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, çatışmaların şehir merkezlerine taşınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Halkın çatışmalara tepkisini göç ederek gösterdiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Şeyhanlıoğlu, bunun sebebinin PKK olduğunu belirtti.
Şeyhanlıoğlu, “Her şeyden önce bu kirli savaşın şehir merkezine sivil alana taşınması, tarihi yerlere taşınması gerçekten kabul edilemez. Sonuç ortada. Diyarbakır'ın, Türkiye'nin, Ortadoğu`nun en merkezi olan Sur bölgesi neredeyse Halep gibi yıkıldı. Günlerdir bir bombardıman altında. Buna sebep olan da PKK`dir. Bu nedenle çatışmalar kabul edilemez, dâhilde de savaş olmaz. Geçmişte kırsalda 40 yıl boyunca çatışmalar yaşandı. Oralarda evler boşaltıldı. 5 binden fazla köy boşaltıldı, milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu.” dedi.
İçişleri Bakanlığının çatışmaların yaşandığı bölgelerden göç edenlerin sayınının nüfusun yüzde 22`sini oluşturduğu açıklamasına da değinen Şeyhanlıoğlu, bu sayının daha yüksek olduğunu ifade etti.
“Diyarbakır`ın her yerinden göçler oldu”
40 yıllık çatışmada mağdur olanların sayısının milyonlar ile ifade edilebileceğine vurgu yapan Şeyhanlıoğlu, “Yani şu anda Sur ilçesinde 60 bin nüfusun kaç bini yaşıyor ki! 3 bin ya da 5 bin bile yok. Sadece bizim bir öğrenci yurdumuzda 2 bin kişinin kaydının dondurmasından bahsediliyor. Siz sadece Sur içinden göçten bahsetmiyorsun ki, Diyarbakır`ın her yerinden göçler oldu. Diyarbakır`da emlak, ekonomi, turizm çöktü. Diyarbakır Ticaret Odası rakamlarına bakın 500`e yakın firma terkin vermiş. Bunlar göç değil mi? Sadece evini götürenler mi göçtür? Hayır. Sermaye de bir göçtür, beyin de bir göçtür, bilgi de bir göçtür ve tarihin yıkılması da bir göçtür. En büyük göç bunlardır yani.” ifadelerini kullandı.
Batı illerinde Diyarbakır`ın Halep gibi anıldığını söyleyen Şeyhanlıoğlu, çatışmaların maddi manevi yıkıma götürdüğünü belirtti.
“Dünyada böyle bir şehir yoktur”
Şeyhanlıoğlu, “Dicle Üniversitesi`nin puanını düşürmesinden tutun, fabrikaların, malların, insanların değerlerin düşmesi kadar A`dan Z'ye bütün toplumun maddi manevi olarak yıkıma götürüyor. Diyarbakır dünyada emsali görülmemiş stratejik bir konumdadır. Bir tarafından nehir, diğer tarafında dünyanın en değerli surları vardır. Dünyada böyle bir şehir yoktur. Şimdi ise bu şehri terörle uyuşturucuyla katliamla anıyorsun.” diye konuştu.
Halkın, istemediği bir savaşın yenilmiş tarafı olduğuna vurgu yapan Şeyhanlıoğlu, devletin mağdur olmuş halka yardım etmesi gerektiğini ifade etti.
“İnsanlar bu karda kışta istemedikleri bir savaşın yenilmiş tarafı oldular”
Halkın çatışmalardan dolayı büyük bir darbe yediğini söyleyen Şeyhanlıoğlu şöyle devam etti:
“Kesinlikle devlet öncelikle bu insanlara sahip çıkmalı. İnsanlar bu karda, kışta istemedikleri bir savaşın yenilmiş tarafı oldular. Arada kaldılar yani iki taraftan da darbe yediler. Devlet öncelikle bunlara yardım etmelidir. Tabi bu sadece devlet ile olmaz, insanlarımızın da çatışmalardan mağdur olanlara yardım etmesi lazım. Maddi durumu iyi olan insanlar batıdaki veya Doğu'daki fark etmiyor mağdurlara yardım etmesi lazım. Çatışmaların mağduru halk, yaşanan bu olayları hiçbir şekilde tasvip etmediklerini göç ederek gösteriyorlar. Bu nedenle devlet mağdurlara ekonomi, sağlık, sosyal ve eğitim alanlarında bölgeyi afet bölgesi ilan ederek yardım etmelidir. Çatışmaların yaşandığı bölgelerden göç edenlerin sayısı 300 bin olarak ifade ediliyor. Türkiye 3 milyon Suriyeli mülteciye bakabilen bir ülkedir. 300 bin nüfus nihayetinde bu ülkenin halkıdır.” (M. Hüseyin Temel, Emrah Deniz – İLKHA)