• DOLAR 34.591
  • EURO 36.273
  • ALTIN 2982.34
  • ...
"Yeni Anayasada inanç değerleri teminat altına alınmalı"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Diyarbakır'da faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları temsilcileri, camilerde Kur'an-ı Kerim dersi verenlerin hala cezaevinde olduğunu hatırlatarak, yeni yapılacak olan yeni anayasanın toplumun değerlerine uygun olması gerektiğini, özelikle okullarda uygulanan başörtüsü yasağı ve karma eğitimin kalkması gibi birçok konunun anayasal güvence altına alınması gerektiğini ifade ettiler.

Toplumun değerlerine uygun yeni anayasanın elzem olduğunu belirten STK temsilcileri, oluşturulacak yeni anayasada insanların fıtri haklarının hepsinin teminat altına alınması gerektiğini söylediler.  

Darbe ile yapılan anayasanın meşrutiyeti olamayacağını belirten İlim Ahlak ve Kardeşlik Derneği (İhvan Der) Başkanı Hüseyin Solmuş, darbe anayasasının acilen değiştirilmesi gerektiğini, insanların huzurunu, rahatını ve emniyetini teminat altına alan bir anayasanın yapılması gerektiğini ifade etti.

Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirten Solmuş, "Türkiye artık hem kendi içinde hem de bölgede yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Özelikle yeni oluşturulacak anayasada bireysel özgürlüklerin olması gerekiyor. İnsanların doğal ve fıtri hakları teminat altına alınması, kimseye zülüm yapılamaması, hakları verilirken de başkasının hakkına girilmemesi gerekiyor.  Özelikle din ve inanç haklarının teminat alınması gerekiyor." dedi.  

" Yapılan değişiklikler ince ipe bağlanarak düzenlenmiştir"

Dini hakların tamamının anayasal güvence altına alınması gerektiğini ifade eden Solmuş, " Hükümet olumlu birçok şeyi yapmıştır ancak bunlar anayasal teminatı altına alınmamıştır. Yapılan değişiklikler ince ipe bağlanarak düzenlenmiştir. Başörtüsü bugün okullarda serbestse bunun mutlaka anayasal güvence altına alınması lazım. Hükümet ilelebet bu ülkenin başında kalacak değildir. Yarın bunlar gider başkaları gelir bunu değiştirirler. Dini hakların tamamı anayasal güvence altına alınması lazım. Okullardaki karma eğitimi kaldırıp bunu anayasal güvence altına alması gerekiyor."ifadelerini kullandı.

"İnsanların rahat edebileceği bir anayasanın çıkarılması gerekir"

Hükümetin kendisine 1 Kasım da verilen krediyi iyi değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Solmuş, son olarak şunları kaydetti: "Hükümette verilen bu süre ufak tefek değişiklerle değil, hem Türkiye hem de ümmete yarayacak işlerin yapması gerekiyor. Ekonomik noktada toplumda bir rahatlık vardır. Bunlar inkâr edilemez. Ama  inanç anlamında özelikle Müslümanlar  hala sıkıntı çekmektedir. Camilerde Kur'an-ı Kerim dersi veren insanlar müebbet almış, İslami STK'lar rahat bir şekilde amaçları uğruna çalışamıyorlar. Hükümet acilen ve ivedilikle muhalefetle oturulup bunları derin bir şekilde düşünmesi gerekiyor. Kısa vadeli değil uzun uzadıya düşünerek, yama yapmak için veya sadece bir anayasa çıkarılmak için değil gerçekten insanların özelde Müslümanların rahat edebileceği bir anayasanın çıkarılması gerekir."

1982 anayasanın darbe yasası olduğunu hatırlatan Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı Yunus Memiş ise, 82 Anayasasının Türkiye'deki bütün hakları ihlal eden bir anayasa olduğunu ifade etti.

"Halkı temsil etmeyen anayasanın değişmesi gerekiyor"

Yeni anayasada da temel insani ve İslami hakların olması gerektiğini belirten Memiş, " 82 anayasası Türkiye'deki bütün hakları ihlal eden bir anayasadır. Bu yasa özelikle dindar insanları daha çok mağdur etti, tamamen masa başında birilerini tatmin etmek yapılan bir anayasaydı. Halkı temsil etmeyen, değerleriyle uyuşmayan anayasanın değişmesi gerekiyor. Yeni anayasada da temel insani ve İslami hakların olması gerekiyor. Yeni anayasada eşit haklardan tutun, bütün insanların haklarına saygı gösterilmesi gerekiyor. Türkiye'de yaşayan insanların hepsi Türk olmadığı, bütün kavimlerin olduğu doğuştan gelen bütün hakların verilmesi gerekiyor. Toplumu kucaklayacak çalışmalar olsun. Aksi takdirde darbe anayasasından farksız bir anayasa üretilmemiş olur."şeklinde değerlendirmede bulundu.  

"İnsanların birbirlerine saygı duyabileceği bir anayasa olması gerekiyor"

Eşitliğin doğuştan gelen bir hak olduğunu sözlerine ekleyen Memiş daha sonra, "Siz bir halkı sadece Türk, Kürt veya Arap olarak nitelendirilemezsiniz. Bu Allah'ın yaratılış gayesine haykırıdır. Bu konu çok hassas bir konudur.  Bütün hakların içerisine olduğu bir literatür geliştirilmelidir. Darbe anayasasının silinmesi için temel insani ve İslami konuların olması gerekiyor. Özgürlükçü insanların birbirlerine saygı duyabileceği bir anayasa olması gerekiyor. İnsanları istediği gibi yakalayıp cezaevine atma veya insanlara zorla boş kağıtlara imza attırılarak türlü hilelerle cezaevine atma, iftiralar atma bunların önünün tamamen kesileceği, özgürlükçü bir anayasa olması gerekiyor." İfadelerine yer verdi.

"Bizi hep 'yetmez ama evet' psikolojisine sevk ettiler"

İnsanların dini inancını rahatlıkla sembolize edebilen bir ana yasanın yapılması gerektiğini vurgulayan Özgür Etiğim Sen il Başkanı Tuncay Yerlikaya ise "Ak Parti sürecinde bir takım düzenlemeler oldu, ama bizi hep 'yetmez ama evet' psikolojisine sevk ettiğini” söyledi.

Yerlikaya, "Bir takım düzenlemelerin yapılması için hep ucu ucuna uzun süreye yayarak yapmaya çalışıldı. Bu alışkanlıktan vazgeçmelidirler. Başörtüsü gibi insanın en doğal dini inancını sembolize eden, kimliğini ifade eden sembolün sosyal ve kamu hayata yaşılabileceği bir düzenlemenin, sağlam bir güvenceye bağlanması gerekir." İfadelerini kullandı. (Mustafa Kaynak / Yunus Sırat - İLKHA)






 

Bu haberler de ilginizi çekebilir