• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Bilmiyorlar!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Sadullah Aydın / İnzar Dergisi – Aralık 2015 (135. Sayı)
 
Hüzün yılından sonra Resûllulah`ın iki büyük himayecisi, koruyucusu Ebu Talip ve sevgili eşi Hatice`tül Kübra`nın vefatından sonra Mekkeli müşriklerin baskıları, zulüm ve işkenceleri zirveye çıkmıştı. Peygamberimiz Aleyhi`s-selam ve dostları için dünya korkunç bir zindana dönmüştü. Her şey Müslümanların aleyhinde gibi görünüyordu. Davet çalışmaları durma noktasına gelmişti. Baskılara dayanamayan bir grup Müslüman Peygamberimizimiz`in izniyle Habeşistan`a hicret etmişti. Geride kalan zayıf Müslümanları, Kureyşlilerin alçakça işkencelerinden hiç kimse koruyamıyordu. Bilal`in, Habbab`ın, Abdullah İbni Mesud`un ve diğerlerinin acıklı feryatları, “ehad! ehad!” sesleri sabah akşam Mekke göğünü inletiyordu. Peygamberimiz çaresizdi. Dua ve sabırdan başka elinden bir şey gelmiyordu.

İşte böyle zor, çileli günlerin birinde Peygamberimiz Aleyhisselam Taif`e gitmeye karar verdi. Taif, Mekke`ye yakın bir şehirdi. Halkı zengindi. Mamur bağları, bahçeleri, güzel evleri vardı. Belki şehrin ileri gelenlerinden bazıları iman eder, Müslümanlara rahat bir nefes aldırırlardı. Taif imana gelirse Müslümanlar için ikinci bir yurt olur, İslâm`i davet çalışmaları oraya kaydırılırdı.

Peygamberimiz bin bir ümitle ...
 
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir