Saadetten Yıkıntılar Diyarına! (Umrandan Harabeye)
Hak sözünü, önce nefsine sonra da dünyaya haykıran Cüneyd yürekli, Rabbani bakışlı, Geylani sözlü, Nakşibent himmetli, Mevlana hikmetli, Yunus takvalı, Yesevi muhabbetli olabiliyor muyuz?
Münevver Aktaş / Nisanur Dergisi - Aralık 2015 (49. Sayı)
Halife Süleyman b. Abdülmelik Mekke`ye giderken Medine`ye uğrar. Ebu Hazim`e haber gönderip huzuruna davet eder. Daveti alan Ebu Hazim huzura çıkınca Süleyman:
“Ya Ebu Hazim! Biz niye ölümden hoşlanmıyoruz?” diye sorar. Ebu Hazim:
“Çünkü sizler ahretinizi harap edip dünyanızı mamur duruma getirdiniz, bu nedenle saadetten yıkıntılar diyarına gitmek istemiyorsunuz” der. Halife tekrar sorar:
“Ya Ebu Hazim, Allah`a nasıl varılır?”
“Ya Emirelmüminin! Uzun süre ailesinden uzak kalmış kimse ailesinin yanına geri döndüğünde nasıl karşılanırsa; iyilik yapan kişi de huzura öyle varır. Günahkâr kişi ise kaçak kölenin efendisinin yanına döndüğündeki durumunu anımsatır bir mahcubiyet içinde döner.”
Süleyman ağlar “Allah katında durumunun nasıl olduğunu bir kavrayabilseydim” der. Ebu Hazim:
“Bunun kolayı var, kendini Allah`ın kitabına arzet. Çünkü orada ‘Hiç kuşkusuz iyi kişiler nimetler içindedirler. Şüphesiz facirler ise cehennemdedirler` (İnfitar / 13-14) buyrulur” der. Sonra aralarında şöyle bir diyalog geçer:
“Peki, Allah`ın rahmeti nerede kaldı?” ...
“Ya Ebu Hazim! Biz niye ölümden hoşlanmıyoruz?” diye sorar. Ebu Hazim:
“Çünkü sizler ahretinizi harap edip dünyanızı mamur duruma getirdiniz, bu nedenle saadetten yıkıntılar diyarına gitmek istemiyorsunuz” der. Halife tekrar sorar:
“Ya Ebu Hazim, Allah`a nasıl varılır?”
“Ya Emirelmüminin! Uzun süre ailesinden uzak kalmış kimse ailesinin yanına geri döndüğünde nasıl karşılanırsa; iyilik yapan kişi de huzura öyle varır. Günahkâr kişi ise kaçak kölenin efendisinin yanına döndüğündeki durumunu anımsatır bir mahcubiyet içinde döner.”
Süleyman ağlar “Allah katında durumunun nasıl olduğunu bir kavrayabilseydim” der. Ebu Hazim:
“Bunun kolayı var, kendini Allah`ın kitabına arzet. Çünkü orada ‘Hiç kuşkusuz iyi kişiler nimetler içindedirler. Şüphesiz facirler ise cehennemdedirler` (İnfitar / 13-14) buyrulur” der. Sonra aralarında şöyle bir diyalog geçer:
“Peki, Allah`ın rahmeti nerede kaldı?” ...