• DOLAR 34.619
  • EURO 36.24
  • ALTIN 2923.51
  • ...
Vizyonu olmayan koalisyonun içi boştur
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

 Şöyle ki; ” terör” kelimesinin manasının neye işaret ettiğini anlamadılar ve herkes onu yalnızca dilediği şekilde anlamak istedi, bu sebeple koalisyondaki devletlerin çıkarları birbiriyle çelişti çünkü bir devletin “herhangi” bir cemaati terör olarak görmesi başka ülkelerin ilkelerine uymayabilirdi.

Mısır ve Arap Emirliği, Arap devleti olarak görülen iki örnek ve her iki devleti yönetenlerin ilkeleri onları “İhvan-ı Müslimin” ya da onun dışındaki İslâmî düşünceye mensup olan doğru, orta yollu cemaatlere terör ismini vererek hiçbirini birbirinden ayırt etmeksizin bu isimlendirmeye itti ama her iki devletin bakışaçısına Türkiye, Katar, Malezya, Endonezya, Pakistan ve bunlar dışında koalisyona katılan ya da katılmayan ülkeler, cemaatlerin bu şekilde isimlendirilmesi konusunda anlaşamayabilirler. Bütün bunlarla koalisyondaki terör kelimesinin kavramını anlamak nasıl mümkün olabilir?

Aklıma takılan ve cevaplarını bekleyen birçok sorulardan bir tanesi de: Suudi Arabistan bu koalisyonu Amerika Birleşik Devletlerinden izin almadan mı çağırdı, yoksa ABD kendisine yeşil ışık yaktıktan sonra mı çağırdı? Eğer Suudi Arabistan`ın hüsn-ü zannı öncelikte ise ve Müslümanların iyiliğini istiyorsa, ABD` nin iddia ettiği İslâm tehdidinin karşısında iken, bu İslâm koalisyonunu serbest bırakarak başarılı olmasına izin mi verecek?  Hepimiz biliyoruz ki tüm bu örnekler ABD ve onun dışındaki büyük devletlerin çıkarlarını tehdit ediyor. Şayet durum böyle olsa idi koalisyon doğmadan öldürülürdü!!

Bu koalisyon kime karşı? Gerçekte üzerinde anlaşamadıkları teröre karşı mı? Yoksa Batının işaret ettiği teröre karşı mı?  Yoksa Şia`nın, Arap bölgesinde büyümesine karşı mı? Ya da Suudi Arabistan koalisyona, kendisine karşı olan İran tarafından gelecek muhtemel tehlikelerden korunmak için mi çağırdı? Ya da gerçekten bu koalisyon Müslümanları bir araya getiren, sözlerini birleyen,  ahir zamanın konuştuğu büyük destansı gölgesinin altına gireceğimiz “beklenen İslâmî koalisyon” mu? Ama ben böyle olacağını düşünmüyorum. Suudi Arabistan neden koalisyona katılan ülkelere nazaran  önemi azalmayan aksine artan diğer  İslâmî ülkeler olmaksızın 34 ülkeyi çağırdı?

Bu makalenin ideolojilerini bugün onu yayınlamadan 16/12 gününün sabahında yazdım ve kendime ve size şu soruyu sordum: Koalisyon başarısızlığa mı uğrayacak, yoksa açıklanmamış hedeflerini gerçekleştirmesindeki gidişatını tamamlayacak mı? Ve kendime şu cevabı verdim: Eminim ki bu koalisyon katılımcı devletlerarasındaki hedef, fikir ve görüş farklılıklarından dolayı başarısızlığa uğrayacak.  Ve şunu yazdım; Koalisyon sadece İran`a karşı Suudi Arabistan`ın güvenliği ve bu manaya gelen son mesajın ulaşması için kuruldu. Sorunun cevabı ise bugün 17/12`de koalisyonun başarısızlığının başladığı haberini getirdi ve beklentilerimin doğru olduğunu şu şekilde gösterdi: Suudi Arabistan, Muhammed bin Selman`ın ziyaretinden sonra Mısır ekonomisine destek verdiğini ve askeri darbe komutanına bir yudum ya da bir doz “yaşamı” için 30 milyar riyal para desteği yaptığını, böyle bir zamanda,  gelecek Ocak ayının 25`inde gelmesi beklenen devrim dalgası başlamadan ilan etti.

İslâmî koalisyona “ Libya” devleti de katılıyor, pekii koalisyonda onu temsil edecek olan kim?” Hafter” mi onu temsil edecek? Eğer cevap evet ise bu demektir ki Suudi Arabistan onun varlığını kabul ediyor ve onu Terörizm Genel Ulusal Kongresi ve terörist muhaliflere karşı destekliyor. Yoksa Libya`yı Genel Ulusal Kongre mi temsil ediyor? Yani Libya “Hafter”  ve Tobruk hükümetine karşı mı yoksa onu şu an kimse temsil etmiyor mu? Yoksa Libya partileri arasında devam eden diyalogların sonuçlanması beklenirken koalisyonda “Libya” devletinin adının ortaya çıkması içi boş olan bir şey mi?

Pakistan Dışişleri Bakanı Aziz Santaj, Suudi Arabistan`ın ilan ettiği koalisyonda katılımcı devletler listesine İslâmabad`ın bilgisi olmaksızın listeye ülkesinin eklenmesine yönelik haberler karşısında çok şaşkın olduğunu ve Pakistan hükümeti siyasetinin ülke güçlerini sınırlarının dışında konuşlandırmaya karşı olduğunu söyleyerek, yalnızca Birleşmiş Milletlere bağlı Barışı Koruma heyetlerinin bayrağı altındaki güçlerin olabileceğini ifade etti.

Kompas gazetesine göre Endonezya Dışişleri Bakanı Retna Marsudi, Suud`lu meslektaşı Adel Cubeyrin kendisiyle bu girişim hakkında birçok fırsatta konuştuğunu” ama Riyad`ın bu çalışmayı nasıl hayata geçireceğini henüz açıklamadığını” söyledi. Kompas gazetesi Retna`dan şu sözleri aktardı; Onlar bunu desteklediklerini söylüyorlar peki “hangi” destek?

Cezayir, Lübnan, hatta Suudi Arabistan`a coğrafik ve stratejik olarak en yakın olan Umman yönetimi bile koalisyona katılmayan devletler çizgisinde. Diğer devletlerin de siyasi sebeplerle neler yapacaklarını bekliyoruz. Gelecek zamanda sihirbazın heybesinde nelerin olduğunu göreceğiz.

Çeviri Makale
Muhammed Eluveys - Doğruhaber-arapça

çeviri: Rukiye Tunç

Bu haberler de ilginizi çekebilir