"Dinin emir ve yasakları insanların dünya ve ahretini kurtarmak içindir"
Toplumda artan ahlaki yozlaşma ve İslam coğrafyasında yaşanan acı olaylarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Nakşibendî Şeyhi Abdülkerim Çevik, toplumun ıslahı için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledi.
Nakşibendi Şeyhi Muhammed Ziyaeddin`in torunu Bitlisli kanaat önderlerinden Şeyh Abdülkerim Çevik, toplumda artan ahlaki yozlaşma ve İslam coğrafyasında yaşanan acı olaylarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, toplumun ıslahı ve İslam coğrafyasında yaşanan sorunların çözümü için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledi.
Allah Kur`an-ı Kerim`de neyi emretmiş ve neyi yasaklamışsa mutlaka bunun insanların yararına olduğuna vurgu yapan Şeyh Abdülkerim Çevik, İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) şu değerlendirmelerde bulundu: “Allah`ın içkiyi, kumarı, zinayı, adam öldürmeyi yasaklanması insanların faydasınadır. İslam dini sadece ahiret için bize gelmemiştir. Aynı zamanda dünyada iyi bir hayat ve yaşantı sergilememiz için gönderilmiştir. Bu dinin emir ve yasakları insanların hem dünyasını hem de ahretini kurtarmak içindir.” dedi.
Toplumda işlenen günahlar nedeniyle ailelerin yok olduğunu, toplumun ifsada doğru sürüklendiğine dikkat çeken Çevik, devletin toplumu tahrip eden bu günahlara karşı önlemler alması, mücadele etmesi gerektiğini belirtti.
“Eğer bir devlet ilerlemek istiyorsa kumar, içki ve zinayı yasaklamalıdır”
Çevik, sözlerine şöyle devam etti: “İçki, kumar, zina gibi günahlar toplumu ifsat eder. Eğer toplum buna müptelaysa iflah olmaz, perişan olur. Mesela kumar hiçbir şekilde insanlara fayda getirmemiştir. Ailelerin yıkılmasına, ocakların sönmesine sebep olmuştur. Allah, insanlığa faydası olan bir şeyi yasaklamaz. Eğer İslam dünyasında gençler mahvolmuşsa bu tür günahlara dalmakla olmuştur. Çünkü bu günahlar toplumun temelini yıkar. Temel yıkılınca toplum kendini toparlayamaz. Eğer bir ülke, devlet ve toplum kendine gelmek istiyorsa, ilerici bir toplum olmak istiyorsa mutlaka bunları yasak etmesi lazım. Devlet bazında bu tehlikeyle mücadele edilmesi gerekir. Bu illete bulaşanın bir daha kendine gelmesi zor olur. Bütün parasını alır gider kumara, şans oyunlarına verir yuvasını yıkar. Devletin en üst merciinden muhtarına kadar yetkisi olan herkes bu günahlarla bir şekilde mücadele etmesi, gençleri bu illetten uzak tutması gerekir. Eğer toplumumuzu ve gençlerimizi seviyorsak onları bu haramlardan uzak tutmalıyız.”
“Milli piyango insanları haksız kazanca yönlendiriyor”
Milli piyangonun insanların yüce Allah`a olan tevekkülünü yok eden bir kumar çeşidi olduğunu dile getiren Çevik, Müslümanların bu tuzaktan uzak durması gerektiğini ifade etti. Çevik, “Milli piyango insanları haksız kazanca yönlendiriyor. Piyango vesilesiyle insanları haksız kazanca, emek sarf etmeden para kazanmaya bağlamaya çalışıyorlar. Bu da insanları tembelliğe ve hayalperestliğe sevk ediyor. Böyle bir toplumun hali ne olur. Bu oyunu İslam toplumunun içine sokarak onları tembelliğe, tevekkülsüzlüğe, hayalperestliğe sevk ediyorlar.” dedi.
“Bir Müslüman Kur`an`dan uzaklaşınca nefsiyle baş başa kalır ve daha kötü işler yapar”
İslam ümmetinin içinde bulunduğu zilletinin sebeplerini de değerlendiren Çevik, şunları söyledi: “Evvela, Yahudiler Müslümanları günaha alıştırdılar. Fuhuştan kumara kadar tüm haram yollarını açtılar. Bir toplum günaha alıştıktan sonra Allah`tan, Kur`an`dan uzaklaşır. Bir Müslüman Kur`an`dan uzaklaşınca nefsiyle baş başa kalır ve daha kötü işler yapar. Bugün farklı isimler altında İslam âleminde kan dökülüyor. Oysaki yüce Allah bütün Müslümanları kardeş kılmıştır. Bu kardeşliğimizi pekiştirdiğimizde kimse bizimle oynayamaz ve bizi oyuna getiremez. Müslümanları birbiriyle çatıştırmak için her gün yeni bir fikir, ideoloji ve ekol piyasaya çıkarıyorlar. Bunun neticesinde hiç tasvip ettiğimiz acı olaylar yaşanıyor.”
“İhtilafların da derinleşmesiyle dış güçler devreye giriyor”
Son yıllarda İslam coğrafyasında artan ihtilaflara, üzücü olaylara da atıfta bulunan Çevik, şöyle konuştu: “Kur`an ve sünnet iyi anlaşıldığı zaman bu ihtilaflar, savaşlar ve kavgalar olmayacak. Kimi fikri akımlar tarafından Kur`an`dan farklı anlam ve manalar çıkarılarak toplumu kötü yönlere doğru kanalize ediyorlar. İhtilafların da derinleşmesiyle dış güçler devreye giriyor. Ardından mezhep, meşrep ve etnik çatışmaya zemin hazırlıyorlar. Bizim dinimiz sağlam bir dindir. Diğer dinler gibi tahrip edilmemiştir. Bizler gerçek manada Kur`an`a sarılırsak tüm sorunlar sona erecektir.” (Şükrü Tontaş-İLKAH)