Türkiye ve İsrail heyetlerinin ikili ilişkileri onarmak için İsviçre’de bir araya gelmesine tepkiler devam ediyor. Türkiye’de yaşayan Filistinli Araştırmacı Muin Naim, ilişkilerin Filistin’in çıkarları için uygun olmadığına dikkat çekti.

İsrail söz konusu olduğunda ümmetin çıkarlarının düşünülmesi gerektiğinin altını çizen Naim, işgalci İsrail’i bir devlet olarak kabul etmediklerini aktardı.

“İşgalci rejimle oturmanın doğru olduğuna inanmam”

İşgal rejiminin içinde yaşayan halkı da işgalci olarak niteleyen Naim,  “Bunlar, tam bir işgalcidir. Uluslararası işgalcilerin temsilcisi olarak atalarımın ve dedelerimi öldürmüş, yerlerine yerleşmiş bir katil zümresidir. Bunlar ile oturup görüşmenin doğru olduğuna inanmıyorum. Türk yetkililer, bunu Türkiye’nin çıkarlarının korunması için yapmış olabilirler ama bu Filistin çıkarları için uygun değil. Bir Filistinli olarak Türkiye’nin çıkarları için yapabileceği ve yaptığı çalışmalara saygı ile bakmak zorundayız ama konu İsrail işgal devleti ile olan ilişkiler olunca sadece Türkiye’nin çıkarları değil, ümmetin de çıkarlarını düşünmek zorundayız. Bu konuda herhangi bir ülkenin İsrail işgal devleti ile ilişkisinin normalleşmesini istemeyiz ve uygun olduğuna da bakmayız.” dedi.

“İsrail’in yaptığı sözleşmeyi bozmayacağının garantisi yok”

İsrail’in yaptığı sözleşmeyi bozmayacağının garantisi olmadığını dile getiren Naim, Gazze’ye uygulanan ambargonun kaldırılması kesinleşmeden böyle bir normalleşmeye gitmenin Filistinlileri üzeceğini ve Türkiye’nin İslam âlemindeki saygınlığını olumsuz bir şekilde etkileyeceğine vurgu yaptı.

“Bu Filistin davasına olan desteğin zayıflayacağı ve gerileceğinin habercisidir”

Filistin’in, Türkiye’nin 5 yıl içerisindeki İsrail işgal devletine karşı olan tutumundan ciddi bir siyasi ve manevi kazanım elde ettiğini söyleyen, “Hele hele İsrail işgal devleti karşısında güçlü bir devlet olan Türkiye’nin bulunması Filistinlilerin uluslararası camiada haklarını savunmak için gerçekten çok etkili olmuştur. Bu normalleşme ile Türkiye’nin İsrail işgal devletine karşı artık bu kadar cesaretli ve net bir şekilde tavır alamayacağından korkuyoruz. Türkiye, diplomatik ilişkileri zedelememek için belli bir ılımlı tavır almak zorunda kalacak. Bu da Filistin davasına olan desteğin zayıflayacağı ve gerileceğinin habercisidir.” ifadelerini kullandı.

“Filistin örgütlerinin siyasal desteği azalırsa direniş de etkilenecektir”

Filistin davasının etkileneceği bir normalleşmeden hem siyasi hem de askeri kanadın etkileneceğini anlatan Naim şöyle devam etti:  “Filistin davası sadece direnişten ibaret değildir. Direniş, Filistin için bir edevattır. Filistin davası etkilendi mi bundan tüm halkalar da etkilenecektir. Bundan direniş de halk da ve siyaset de manevi olarak etkilenecektir. Direniş hareketlerinin askeri olarak Türkiye ile resmi bir ilişkisi olmadığından dolayı bundan etkileneceğine inanmıyorum fakat Filistin örgütlerinin siyasal desteği azaldığında haliyle bunun sonuçları askeri kanadı da, direnişi de etkileyecektir.” sözlerinin altını çizdi.

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik’in ‘Kuşkusuz İsrail Devleti ve halkı Türkiye’nin dostudur’ açıklamasına da tepki gösteren Naim, bir Filistinli olarak bu açıklamanın düzeltilmesi gerektiğine inandığını belirtti.

“Ömer Çelik’in açıklamaları dünya ve İslam âleminin desteğinin tersine bir açıklamadır”

Naim son olarak, “Eminim ki bu açıklama ne AK Parti’nin siyasetini, ne de tabanını temsil ediyor. Sadece Filistinlileri değil, Türkiye’nin vatandaşlarını katleden bir rejim kesinlikle Türkiye’nin dostu olmaz. Ömer Çelik, açıklamasında hem halk ve hem de devletten bahsederek dostumuz demesi beni çok şaşırtmış durumda. Bu kadar düşmanca tavırlar gösteren bir İsrail’in Türkiye’nin dostu olacağına inanamıyorum. Bu açıklamaya düzeltici bir açıklama gereklidir. Çünkü bu açıklama AK Parti’nin son seçimdeki dünya ve İslam âlemindeki desteğinin tersine bir açıklamadır. Filistin ve İslam âlemi, AK Parti’yi desteklerken İsrail işgal devletine ve bölgedeki emperyalist rejimlere karşı tutumundan dolayı ciddi bir manevi destek göstermiştir. Temennim bu açıklamanın düzeltilmesidir. Bu açıklamanın üstüne gidilirse ve kabul edilirse Ortadoğu’da bulunan insanların gerçekten olumsuz tepkisini almasına neden olur.” diye konuştu. (M. Hüseyin Temel- İLKHA)