Toplum değerlerinden uzaklaştıkça huzursuzluk artıyor
Son yıllarda aile kurumunun giderek zayıfladığını belirten uzmanlar, aile içi huzursuzluğun ve boşanmaların temel sebebinin toplumun kendi değerlerinden uzaklaşmasına dikkat çektiler.
Aile içi huzursuzluk, boşanma, ahlaki yozlaşma gibi konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Yard. Doç. Dr. Tahsin Kula, toplumda yaşanan ahlaki erozyon sebebiyle son yıllarda aile kurumunun giderek zayıfladığına dikkat çekti.
1960'lı yıllardan bu yana televizyonlarda aile kurumunu zayıflatacak dizilerin yayınlandığı belirten Yard. Doç. Dr. Tahsin Kula, internet ve bir takım dizilerin gençler üzerinde kötü etkiler bıraktığını belirtti.
Yayınlanan kimi dizilerde özellikle aldatma konusunun sıkça işlendiğini vurgulayan Kula, "İnternet ve bir takım diziler gelenek, görenek ve değerlerimizin hoyratça kullanmasına ve değersizleşmesine sebep olmuştur. En önemli konu aldatma konusudur. Diziler aldatma konusunu çok fazla işliyor. Daha önceleri dizilerde hep erkekler aldatıyorken son dönemde yayınlanan dizi ve filmlerde kadınların da aldatır olması sıkça işlenmeye başlandı. Ne yazık ki erkeğin kadını, kadının erkeği aldatma konusu dizilerde sıkça işleniyor ve toplumun yararına olan bir şey değildir." dedi.
Yeni neslin evliliğe, aile kurumuna bakışını da değerlendiren Kula, şunları söyledi: "Üniversite öğrencilerime neden evlenmek istiyorsunuz diye sorduğumda özelikle kızlar, 'sadece çocuk sahibi olmak için' diyorlar. Neden diye sorduğumda ise 'evliliğin sorumluluğunu kaldıramam' diyorlar. Evliliğe sadece çocuk sahibi olmak için bakıyorlar. Gençler sanal âlemde görmüş olduğu artistlere, dizlerdeki oyunculara özeniyor maalesef. Yine öğrencilerime şunu sordum. Eşiniz ve işinizle yaşadığınız bir sorunda kimi tercih eder siniz, 'işimizi tercih ederiz' diyorlar. Aileyi ayakta tutan fedakârlık, tahammül, hoş görü ve sevgi maalesef tamamen ortadan kalkmış durumdadır."
"1960'lı yıllardan beri film, dizi ve medya sektörü aileyi parçalamayı sürekli pompaladılar." diyen Kula, sözlerine şöyle devam etti: "Yapılan filmlerde kadın hep ezildi, hakir görüldü. Bu şekilde kadın erkeğe karşı kışkırtılmış oldu. Öte taraftan kadın aileden koparılarak kamusal alanda çalışılmaya sevk edildi. Dolayısıyla karşımıza şöyle bir sorun çıktı. Erkek öğrencilerime soruyorum nasıl bir eş istersiniz diyorum, 'Eşim kamuda çalışan olsun evde de annem gibi çalışkan olsun' diyorlar. Son dönemde özelikle dizilerin empoze ettiği olumsuz davranışların etkisiyle artık kadın bunu çekemiyor. Kadın artık sıkıntıya gelmiyor. 'Nasıl olsa sosyal bir güvencem var. Aile mefhumunu taşıyamam' diyor."
Son olarak anne-babaların çocuklarını değerlerine bağlı olarak yetiştirmesi gerektiğini ifade eden Kula, ebeveynlerin güzel bir nesil yetiştirmeleri için mücadele etmeleri gerektiğini sözlerine ekledi. (Mustafa Kaynak / M. Hüseyin Temel - İLKHA)