Başbakan Ahmet Davutoğlu, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında Avrupa Birliği ile vize muafiyeti anlaşmasının en geç Ekim ayında hayata geçeceğini söyledi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı`nda konuşan Başbakan Davutoğlu'nun gündeminde ekonomik istikrar, Rusya - Türkiye ilişkileri ve Rusya'nın yaptırım kararları da vardı.

Başbakan Davutoğlu, Rusya'nın Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırım kararına ilişkin, "Şunu iş dünyamıza bir teminat olarak ifade etmek isterim, bu tür yaptırımlardan kim zarar görürse, telafi edecek tedbirlerimiz şimdiden hazırdır. İş adamlarımızın bütün zararları konusunda telafi edici ne tür adımların atılması gerekiyorsa da planladık ve gereken adımları atarız" dedi.

'Tedbirler düşündük'

"Tek tek bütün ihracat kalemleri için bazı tedbirler düşündük" diyen Başbakan, "Gerektiğinde kamuoyuyla paylaşacağız. Bir ülkeyi cezalandırmak için onun iş adamlarını cezalandırmak çağdaş, evrensel hukukla bağdaşmaz. Belli teminatlar çerçevesinde ithalat, ihracat yapılmış. Bir anda bu teminatları bir kenara koyup, Türk ihracatçılarını cezalandırmak, Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarına veya uluslararası hukuka sığmaz" diye konuştu.

Türkiye`ye yatırım yapan kim olursa olsun, Türk yatırımcı gibi görüleceğini ve hiç kimseye herhangi bir haksız muameleyi mazur görmeyeceklerini ifade eden Başbakan, "Yabancı bir ülkeye yatırımın katkılarını en iyi biz biliriz. Ukrayna krizi nedeniyle Rusya'ya yönelik ambargo uygulandığında Türkiye açıkça ambargolara uymayacağını açıkladı. Siyasi kararlarla halkların cezalandırılmasını doğru bulmuyoruz" diye konuştu.

Diyaloğa açık olduklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Biz soğukkanlılıkla bu krizi yürütmeye devam edeceğiz" dedi.

'Suriye sınırı Türkiye'nin güvenlik meselesi, Rusya'nın değil'

Türkiye'nin Haziran 2012'de iki uçağının düşürülmesinin ardından tüm dünyaya yeni angajman kuralını ilan ettiğini hatırlatan Davutoğlu şöyle devam etti:
"Suriye'den gelen her uçak ihlâl yaparsa tehdit olarak algılanacaktır' demiştik. Hedef, Rusya Federasyonu değildir. Karşılaşılan yer Rusya - Türkiye sınırı değildir. Suriye sınırı, Rusya'nın güvenlik meselesi değildir. Oradaki durum Rusya'dan çok bizi tehdit ediyor. Bu konuda alacağımız tedbiri de kim ne derse desin almak durumundayız."

Türkiye'nin çevresindeki en az 6-7 ülkenin fiilen yönetilemez durumda olduğunu söyleyen Başbakan, "Biz buna rağmen Türkiye'yi bütün savaşların dışında tuttuk. Çevremizdeki krizlere karşı ofansif tavır takınmadık. Ne kriz çıkardık, ne de taraf olduk. Ayrıca Suriye ve Irak'tan gelen 2,5 milyon mülteciyi de krizin dışında tuttuk" diye konuştu. "Terörle mücadele etmekle birlikte aynı anda çözüm irademizi de ortaya koyduk" diyen Davutoğlu, "Ancak Türkiye`nin olmazsa olmaz şartı, sınırların mutlak şekilde korunmasıdır" diye devam etti.

'Akılla, izinla açıklanması mümkün değil'

Uçağın düşürülmesinin krize dönüşmemesi için büyük çaba sarf ettiklerini ifade eden Başbakan, Rusya'nın Türkiyeye yönelik ithamlarına da değindi. Davutoğlu, "Türkiye DEAŞ'tan petrol aldıya kadar giden iddiaların akılla, izanla açıklanması mümkün değildir" dedi.

'Gelin masada konuşalım'

Türkiye'nin son dönemde IŞİD'i sınırdan uzaklaştırmak için yoğun çaba içinde olduğunu belirten Davutoğlu Rusya'ya, "Gelin bütün sorunları masada konuşalım. Birbirimize karşı ithamlar yerine elimizde ne belge varsa konuşalım. Ama bilinsin ki o uçak hava sahamızı ihlâl etmemiş olsaydı, vurulmazdı. Eğer bizle orada DAEŞ'e yönelik operasyonlarla ilgili irtibata geçilseydi, onlara orada DEAŞ unsuru olmadığını da söylerdik" dedi.

Türkiye - Rusya ilişkileri

"Tam da hükümetimizi ilan edeceğimiz günün telaşı içindeyken sınırımızdan gelen bir haberle son derece kritik bir siyasal sürece girdik" diyen Başbakan, Türkiye hava sahasını ihlâl eden Rus uçağının düşürülmesinin Türkiye - Rusya sınırında yaşanan bir olay olmadığına dikkat çekti. Olayın "5 yıl süren bir savaş geçirmiş üçüncü bir ülkede" yaşandığını belirten Davutoğlu, "Türkiye'nin sınır güvenliği bağlamında aldığı haklı tedbirlerle, Suriye'de Rusya'nın askeri mevcudiyeti arasındaki ilişkiden yaşanan bir sorunla karşı karşıyayız" dedi.

'Size 4 yıl istikrar vaat ediyoruz'

64. hükümeti 'reform hükümeti' olarak niteleyen Başbakan Davutoğlu, siyaset ve ekonominin güçlü ilişkisine vurgu yaparak 1 Kasım seçimlerinde halkın desteğiyle istikrarın mümkün olduğunu söyledi:

"Yüzde 49,5 oy aldık ve çok güçlü bir kamuoyu desteği, bir halk desteğiyle şu anda önümüzdeki 4 yıl için size istikrarı vaat edebiliyoruz. Ama emin olunuz ki bize oy versin vermesin, yüzde 100'ün, 78 milyonun hükümeti olarak bu bilinçle hareket edeceğiz. Bize oy vermemiş dahi olsa, hatta en aykırı görüşlerle bize karşı çıkmış olsa dahi her

vatandaşımızın sesine kulak vereceğiz."

Başbakan Davutoğlu, kutuplaştırıcı siyasete karşı da uyardı; "Kimse yüzde 49,5 - yüzde 50,5 karşıtlığına dayalı kutuplaştırıcı bir siyaseti önümüze koymasın. Biz herkesi aynı ölçüde değerli görüyoruz. Attığımız her adımda ülkemizin geleceğini düşüneceğiz" dedi.

Sivil topluma çağrı

Halka hesap verme sorumluluğunun bilincinde olduklarını vurgulayan Başbakan, "Bizi gerektiğinde eleştireceksiniz, gerektiğinde sorular soracaksınız. Demokrasilerde bundan daha doğalı yok. Fakat sivil toplumdan da beklentimiz var. Kim seçilmiş bir iktidara darbe yapıp muhtıra vermeye kalkarsa, kim halkın seçmiş olduklarına halktan önce hesap sormaya kalkarsa, onlardan da hesap sormanızı istiyorum" diye konuştu.

AK Parti'nin 2002'de "istikrarı unutmuş bir Türkiye" devraldığını söyleyen Başbakan, bugün "ekonomisi dinamik, olağanüstü reformlar yapmış, aydınlık bir ülke" ortaya koyduklarını söyledi.

Türkiye'nin G20`ye ev sahipliği yaptığını anımsatan Başbakan, AB-Türkiye zirvesine de değindi. "Aynı zamanda AB - Türkiye zirvesi, ki 11 yıl sonra başarıyla tamamlanan bir zirve oldu. Rusya ile Suriye bağlamında kritik bir süreci de yönetme durumundayız.

'Türkiye bir Avrupa halkıdır'

En geç Ekim 2016'da Avrupa ile vize muafiyeti anlaşmasının yürürlüğe gireceğini söyleyen Başbakan, "Türkiye bir Avrupa halkıdır, Avrupalı bir millettir ve Avrupa'nın kaderi Türkiye olmaksızın yazılamaz. Bu noktada, Türkiye'nin Avrupa'ya dışarıdan bir çevre ülkesi olarak katılacağını düşünenler yanılıyorlar" diye konuştu.

Kaynak: Al Jazeera, AA