Ekim ayı başında patlak veren “Kudüs İntifadası” İsrail toplumu içinde hayal edilen güvenlik anlayışını sarsarken, büyük-küçük herkesin içine korku, panik ve umutsuzluğu yerleştirdi.

Birkaç gün önce işgal rejimindeki medya kaynakları tersine göçten bahsetmeye başladılar. Bu müşahede etmek için de işgal toplumundan çok sayıda kişinin dışarı çıkmak için başvurdukları seyahat acenteleri kayıtlarına bakmak yeterli. Birçok genç ve aile işgal rejiminde gelecek görmedikleri için dışarı çıktıktan sonra dönmeyi düşünmediklerini belirtiyorlar.

Siyonist medya kaynaklarının tespitlerine göre asıl tehlike, bu saldırıların yarattığı korku ve dehşet nedeniyle işgal rejimindeki güvenlik kurumlarının karşı karşıya olduğu büyük ve stratejik tehlikedir. Saldırıların ardından özellikle teknoloji alanında çalışanların kamudaki işlerini bırakıp özel sektöre kaymalarıdır. Daha kısa bir ifadeyle işgal rejimi şu anda beyin göçünden korkuyor.

İşgal rejimi İsrail`deki yaygın gazetelerden Yediot Ahranot yayınladığı raporda korkunun özüne ışık tutarak, İsrail`deki güvenlik ve askeri yetkililerin göç olgusu nedeniyle tedirgin olduklarını, bu göçün işgal ordusunun geleceği için büyük bir stratejik tehlike oluşturduğunu, son yıllarda artan teknoloji alanındaki beyin göçünün tehlike sinyalleri vermeye başladığını yazdı.

Gazete, askeri teknolojinin hayati önem taşıdığı bu dönemde bu alandaki beyin göçünün orduyu zora sokacağını ve oldukça önde olan işgal ordusunu gerileteceğini ifade etti.

Gazete bu kişilerin askeriyedeki işlerini bırakıp özel sektöre kaçmalarının sebebinin aldıkları maaş olduğunu, ordudan 10 bin Şikel alan bu kişilerin özel sektörde 30 bin Şikel aldıklarını iddia etti.

İsrail ordusunun teknolojik üstünlüğünün tehlikeyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken gazete, orduyu terk eden şahısların özel sektörde daha geniş imkânlar bulduklarını, ancak onların ayrılmasıyla ordunun bu alanda ciddi manada zayıfladığını kaydetti.

Siyonist yetkililer durumu saat ayarlı stratejik bomba olarak değerlendirirken, askeri yetkililer söz konusu şahısların görevlerinde kalmaları yönündeki talimat ve telkinlere rağmen işlerini bırakıp gittiklerini, bu durumun ileride ordu içinde büyük sıkıntılara neden olacağını söylüyorlar.

Durumu değerlendiren Filistin Enformasyon Merkezi`ndeki Siyonist İşgal Rejimi işleri uzmanı, yayınlanan raporlarda beyin göçünün arkasındaki sebebin düşük maaş olduğu iddialarının doğru olmadığını, aksine olayın arkasında işgal rejimindeki güvenlik birimlerinin geçen ay patlak veren ve halen süren intifadayla baş gösteren olayları kontrol etmekten aciz kalmasının yattığını söyledi.

Uzmanımız güvenlik için milyarlarca dolar harcayan bir rejimin böylesine önemli ve uzman kişilerin maaşlarını ödemekten aciz olmayacağını belirtti.

Bu süreçte yayınlanan raporların bir gerçeğe işaret ettiğine dikkat çeken merkeziminiz uzmanı, beyin göçünün İsrailli vatandaşların sözlüğünden “güvenlik” kavramını çıkaran intifada ile ilişkili olduğunu ve bunun daha iyi bir maaş için değil, daha güvenli bir yer arayışı için yapıldığını ifade etti.